İktidar vergileri arttırarak ekonomik krizi ve bütçe açığını emekçilerin üzerine yığarken Kur Korumalı Mevduatların da geri ödemeleri başladı.
Merkez Bankası’nın eski başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara KKM hesaplarınının zorunlu karşılık oranının arttırılmasını değerlendirdi.
Kara şunları kaydetti:
"Aşağıda belirttiğim seçeneklerden ilki kısmen tercih edilmiş ve KKM hesaplarınının zorunlu karşılık oranı 7 puan civarında artırılmış.
Temelde üç kanaldan etkisi olur:
1) TCMB net borç verici konuma geleceğinden referans faiz %16 yerine %17,5 olur (sıkılaştırıcı).
2) ZK'ya ödenen faiz değişmezse bankaya 25 baz puan civarında ek maliyet biner, kredi faizlerine yansıyabilir (çok sınırlı sıkılaştırıcı).
3) Bankaların KKM hesaplarını artırma motivasyonu sınırlı ölçüde törpülenir. TCMB net rezervlerini azaltıcı etki yapabilir."
KKM ödemelerinden kaynaklanan tabloyu şöyle özetlemişti:
“Merkez Bankası bir taraftan döviz alırken diğer yandan yüklü KKM ödemeleri yaptığı için bankaların TL likiditesi arttı, bu nedenle son günlerde TCMB bankalardan nette borç alıcı konumuna düşüyor.
Bu durum, referans faizlerin yukarı gitmesi gereken bir dönemde, tam tersine piyasa faizlerini düşürdüğü için kur üzerinde olumsuz etki yapıyor.
İki türlü çözülebilir.
1) Bankaların fonlama ihtiyacını artıracak (ZK, Hazine borçlanması, likidite tahvilleri gibi) düzenlemeler
2) 2001-2010 dönemindeki gibi politika faizinin gecelik borçlanma faizi yapılması ve resmi faizlerin buna göre ayarlanması.
İkinci seçenek resmi tabela faizlerinde daha fazla artış gerektireceği için (siyasi kısıtlar da dikkate alındığında) ne kadar tercih edilebilir emin değilim.”
(Kısa Dalga)