Muhalefetin sandık kurullarındaki ağırlığı azaldı: Seçim güvenliği açısından risk mi?

“Kendi logosu ve listeleriyle seçime girmeyen Saadet Partisi ile HDP üye veremiyor. İYİ Parti ve CHP ortak liste yaptıkları 16 ilde birlikte üye veremiyorlar. Sandık kurulunun yanı sıra, seçim kuruluna da üye veremiyorlar.”

HaberTürk yazarı Bülent Aydemir, kritik 14 Mayıs seçimlerinin en temel gündemlerinden olan seçim güvenliği konusundaki bir riske dikkat çekti. İttifaklar nedeniyle sandık kurullarının sağlıklı oluşamama durumu bulunduğunu beliren Aydemir, muhalefetin sandık kurullarındaki ağırlığının 4’e 3’ten, 5’e 2'ye düştüğünü aktardı.

Aydemir yazısında, şunları belirtti:

“İttifaklar nedeniyle yasal yeterliliği olan siyasi partilerden kendi amblemleri altında listelerini çıkarmayanlar, seçim ve sandık kurullarına üye veremiyor. Özellikle Millet İttifakı’ndaki HDP ve Saadet Partisi 14 Mayıs’ta sandık kurullarına ve seçim kurullarına üye veremeyecek. CHP 7 ilde, İYİ Parti ise 9 ilde kurullara üye veremiyor. İttifak varsa partiler kendi üyelerini gönderemiyor. Bu meselenin öneminin daha da arttığı deprem bölgesinde de aynı durum söz konusu. Afet bölgesinde yaşanan fiili durum, sandık kurullarının oluşturulmasındaki güçlüğü daha da artırıyor.”

23 Nisan’da sandık kurulu listelerinin belirleneceğini hatırlatan Aydemir, şöyle yazdı:

“Güvenlik görevlileri, zabıta, Emniyet, Jandarma, kamuda idari görevi olan müdürler; tarım il müdürü, öğretmenlerden idare amiri pozisyonunda olan kişiler, kaymakam, ilçe müdürü sandık kurullarında ve seçim kurullarında görev alamıyor. Bunların yanı sıra yargı mensupları da kurullarda görev alamıyor. Bütün seçim süreci aynı zamanda seçim yargısı olan Yüksek Seçim Kurulu’nun kontrolü ve denetiminde yürütülüyor. Yasaya göre; idare amirleri, zabıta amir ve memurları, Askeri Ceza Kanunu'nun 3. maddesinde yazılı sivil memurlar dâhil askeri şahıslar, TBMM üyeleri ve adaylar sandık kurullarına seçilemiyor. Sandık kurulunun iki üyesi geçmişte siyasi partilerden alınıyordu ancak şimdi sandık kurulunun iki üyesi de kamu görevlilerinden atanıyor.”

Aydemir, şöyle devam etti:

“Sandık güvenliğinde kritik konu şu;

Yasa koyucu, sandık ve ilçe seçim kurullarında kimlerin görev yapamayacağını tek tek saymış. Bu hükümlere aykırı davranışta bulunmak ağır cezai müeyyide gerektiriyor. Buna rağmen oy pusulalarının, oy torbalarının taşınması, oy kullanımı sırasında bir şekilde kolluk kuvvetlerine ya da yasada görev verilemeyecek olan memurlara görev veren mülki idare amiri, yasayı çiğnemiş sayılıyor. Özellikle taşrada, küçük yerlerde herkes birbirini tanıdığı için sandık kurulu görevlisi ya da başkanı mevzuata aykırı atanırsa büyük tepki görmesi kaçınılmaz olacaktır.

Kolluk güçleri oy kullanılan okulun etrafında, sandığa 200 metre mesafede görev yapacak. Vatandaşlar, sandık kurulu başkanı veya okul sorumlusu ihtiyaç duyulması halinde kolluk kuvvetini sandık başına davet edebiliyor. İhtiyaç duyulması halinde oy torbalarının taşınmasına da yine yetkili kişilerin talebi üzerine kolluk kuvvetleri, ayrı araçla kurula eşlik edebiliyor. Kolluk güçlerinin görevi, güvenliği sağlamak. Oy pusulalarının, envanterin alınmasına hiçbir şekilde müdahil olamazlar.

Türkiye genelinde 200 bine yakın sandık için sandık kurulları, 19-23 Nisan tarihlerinde 7’şer üyeden oluşturulacak. Yurt dışı ve gümrük kapıları ile beraber 1 milyon 350 bin görevliye ihtiyaç var. Yeterliliği olan siyasi partilerin de her birinin 200 bin ismi sandık kurullarına vermesi gerekiyor.

Kendi logosu ve listeleriyle seçime girmeyen Saadet Partisi ile HDP üye veremiyor. İYİ Parti ve CHP ortak liste yaptıkları 16 ilde birlikte üye veremiyorlar. Sandık kurulunun yanı sıra, seçim kuruluna da üye veremiyorlar.

Bu nedenle 400 bin civarında sandık kurulu ve seçim kurulu üyesi havuza düşüyor. Bu durumda, kurul üyelerinin yüzde 25’i yeni partilerin listelerinden oluşacak.

Yasa, ilçe seçim kurulu başkanının, o seçim çevresinde seçime katılan ve ilçede teşkilatı bulunan siyasi partilerden, son milletvekili genel seçiminde o ilçede en çok oy almış olan 5 siyasi parti tarafından belirleneceğini söylüyor.

Mevcut durumda YSK, eksik olan 400 bin üyeyi tamamlamak için yeni partilere, yani yasada belirtilen ilk beş parti dışındaki, örneğin Zafer Partisi ya da Vatan partisine dönüp eksiği oradan tamamlayacak. Yasaya göre yeni partiler arasından kura çekiliyor. Burada da büyük sıkıntı var. Bu durumdaki 6, 7, 8’inci sıradaki partilerin hiçbiri ya seçime katılmıyor ya da sandık kuruluna üye verecek durumda değiller…

Üyelerin bir kısmı Yeniden Refah Partisi’nden tamamlanabilir. Sonuç olarak eksik kalan 400 bin sandık kurulu üyesinin en fazla 100 bini siyasi partilerden alınabilecek.

YSK bu durumda, "23’üne kadar 7 kişilik kurulları tamamlamak zorundayım" diyerek, inisiyatif kullanmak zorunda kalacaktır. YSK’nın 300 bin üyeyi kamu görevlisi statüsündeki isimlerden dolduracağı öngörülebilir…

Siyasi partilerin tümü sandık güvenliğine bu kadar önem verip hassasiyet gösterirken, fiili bir tehlike ve risk ile karşı karşıyayız. İttifaklar nedeniyle sandık kurullarının sağlıklı oluşamama durumu var.

Daha seçime girmeden muhalefetin sandık kurullarındaki ağırlığı 4’e 3’ten, 5’e 2'ye düşmüş olacak. 400 bin çakılı isim listesinin ilçe seçim kurullarına bildirmesi gerekiyor.

Geçmiş seçimlerde bu konuda itirazlar oldu. Mülki idare amirlerinin bazı seçimlerde ilçedeki memurların tamamının isim listesini vermediği, iktidara yakın sendikalardan isimlerin tercih edildiği saptanmıştı. Benzer bir tartışma bu seçimde de yaşanabilir.” (Kısa Dalga)

Politika Haberleri