Tarımsal üretimde organik tarımın payı dünyada giderek artıyor. Türkiye’de organik ürünlerin fiyatlarının yüksek olması tercihleri etkilese de yapılan yatırımlar bu alanın gelecekte ivme kazanacağını gösteriyor.
Dünya gazetesine konuşan Elite Naturel Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve İcra Kurulu Başkanı Çağrı Eşmekaya, dünyada 1999’da 11 milyon hektar olan toplam organik tarım arazi alanının 2021 yılında 76 milyon hektarın üzerine çıktığını söylüyor. Bu verilere göre organik tarım arazileri toplam tarımsal üretimin 1,6’sını oluşturuyor.
Eşmekaya şunları söylüyor: “Eğer organik bir ürün ortaya çıkarmak istiyorsak toprak alanından başlayarak tohumuna, büyürken kullanılan doğal bitkisel bazlı ilacına hatta tedarikine kadar tüm süreçleri özel sertifikasyon ve analiz süreçleriyle kontrol altında tutmanız gerekiyor. Örneğin; Bir tarlanın organik olabilmesi için 5 yıl boyunca kimyasaldan uzak kalması gerekiyor.
* Bir üreticinin üretimi yapmadan önce şuna karar vermesi gerekir: Küçük bir aile işletmesi olmayı mı, yoksa çok daha fazla ürün üreterek bunları başka kanallarda pazarlamayı mı hedefliyorum?
* Bu karardan sonra çiftçinin organik tarım eğitimi alması gerekiyor. Daha sonra organik tarım yapan diğer işletmelerinden organik tarım süreci hakkında deneyim kazanabilir.
* Tek başına tarlasını dönüştürmesi yeterli değil, eğer çevresinde konvansiyonel tarım yapanlar varsa, tampon bölgeler oluşturmak zorunda.
* Daha sonra sertifikasyon süreci başlıyor. Bu aşamada organik tarım yapılacak bölgeye bir kontrolör gönderiyor. Daha sonra iş toprak analizine geliyor, kimyasal, pestisit kalıntı olup olmadığı araştırılıyor.
* Eğer bir yeraltı su kaynağı varsa ve ürünler bu kaynaktan sulayacaksa ağır metallere karşı su analizi isteniyor.
* Tüm bu analiz süreçleri tamamlandığında çiftçi tarlasında organik tarım yapabiliyor. (Kısa Dalga)