Geçen yıl çoklu baro yasasını protesto etmek için Türkiye’nin dört bir yanından gelen baro başkanları, TBMM bahçesinde oturma eylemi yapmıştı. Eylemi izlemek isteyen gazeteci Sibel Hürtaş, polisler tarafından engellenmişti. Eylemi izlemek için ısrar eden Hürtaş, polisler tarafından gözaltına alınmıştı. Hürtaş, gözaltı aracında boğazı sıkılarak işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını iddia etmişti.
Sibel Hürtaş, olaydan sonra 2 gün iş göremez raporu almış; darp raporlarıyla birlikte Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak polisler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Savcılık, hiçbir gerekçe göstermeden Hürtaş’ın suç duyurusuyla ilgili takipsizlik kararı verdi.
Polisler de Hürtaş hakkında suç duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Hürtaş hakkında, ‘kamu görevlisine direnme’ suçundan 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. 4 polisin şikayetiyle açılan davanın ilk duruşması, 9 Kasım Salı günü Ankara 37. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılacak.
Sibel Hürtaş, polislerin şikayetiyle açılan davaya ilişkin şunları söyledi:
“Ben gazeteciyim, kamu adına mesleğimi icra ediyorum. O gün orada, ‘kamu görevini engelleme’ suçunu, polisler benim haberi izlememi engelleyerek gerçekleştirmiştir. O gün orada o haberi izlemekteki ısrarım, gazetecilik yapma ısrarım, suç olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Buradan suç üretemezler, çünkü her fırsatta söylediğimiz gibi gazetecilik suç değildir. Bu davalar, alanda haber izlemek isteyen gazetecilere gözdağı vermek için açılıyor. Bu davalar mesleğimizi yapmamızı engellemeyecek, bizi masa başına hapsetmeyecek. Sokakta, fabrikada, Meclis’te, nerede olursa olsun haber yapmaya devam edeceğiz.”
(TAMER ARDA ERŞİN / ANKA)