Polisiyeden korkuya, ekonomi politikten çocuk edebiyatına 10 eser
Kısa Dalga kitap köşesinden bu hafta da merhaba. Geçen haftalarda olduğu gibi sizin için yeni çıkan kitapların izini sürdük ve aklımızda kalan, okurun da ilgisini çekebileceğini düşündüğümüz metinlerden bir seçki hazırladık. Birlikte düşünmek, başka imkânları unutmamak için!
110
Emmanuel Bove, “Suzy Pommier Cinayeti”
Avrupa’da 1900’lerin ilk yarısında yaşadığı ve yazdığı bilinen Emmanuel Bove’un daha önce “Son Gece” ve “Arkadaşlarım” adlı kitapları, Hayrettin Yıldız tarafından Türkçeye çevrilmiş. “Suzy Pommier Cinayeti” adlı romanı da yine Hayrettin Yıldız çevirisiyle, Ayrıntı Yayınları tarafından basıldı.
“Suzy Pommier Cinayeti”, ünlü bir aktrisin cinayetinin sırlarını, müfettiş Hector Mancelle’in izinde açığa çıkarmaya çalışıyor. Karakterlerinin ruhsal durumunu da titizlikle anlatıya yerleştiren Bove, adaletin yerini bulmasının sorun olduğu bir dünyada bu konuya da dikkat çekiyor. Polisiye, gizem türünü seven okurun ilgisini çekeceğini düşündüğümüz bu kitabı sizlerle paylaşmak istedik.
210
Charlotte Perkins Gilman, “Erkek Yapımı Dünya: Bizim Androsentrik Kültürümüz”
Amerikalı feminist, sosyolog, romancı, kısa hikâye, şiir ve kurmaca dışı metinler yazarı olarak bilinen Gilman, “Sarı Duvar Kâğıdı”, “Kadınlar Ülkesi” gibi feminist klasikler arasında yer alan metinlerin de yazarıdır. Gilman’ın “Erkek Yapımı Dünya: Bizim Androsentrik Kültürümüz” adlı kitabı ise Akademim Yayınları tarafından, Leyla Edri ve Esmanur Coşkun çevirisiyle basıldı. Feminist metinleri takip eden okurlarımız için müjde olarak değerlendirilebilecek bu kitap haberini henüz duymayanlar için gündemimize aldık.
Tanıtım bülteninden şu cümleler fikir verebilir: “Gilman; ataerkil düzenin, onu ayakta tutan sosyal kurumlar aracılığıyla, insanlık için ıstırap ve acı yaratmaya yönelik nasıl bir tertip içinde olduğunu incelikle anlatıyor. Kadın hareketini, ne denli yol aldığını ve hedeflerinin ne kadarının hayata geçirilemediğini anlamak isteyen okur için Erkek Yapımı Dünya kışkırtıcı bir politik yorum.”
310
William Beckford, “Vathek”
Korku edebiyatının öncülerinden kabul edilen William Beckford’ın bu kitabı, gotik edebiyatın kurucu metinlerinden biri olarak görülüyor. Lord Byron’a, Poe’ya ve Lovecraft’a ilham veren bir metin olarak tanımlanan, gotik edebiyat unsurlarıyla gotik mimariyi buluşturan metinlerden olan “Vathek”, İthaki Yayınları tarafından, İsmail Yerguz çevirisiyle tekrar basıldı. Klasik bir metin olan bu kitabı okumayanlar için hatırlatmak istedik.
Jorge Luis Borges’in kitap hakkındaki cümleleri açıklayıcı olabilir: “Beckford'ın Yeraltı Ateşi sarayı, edebiyatın ilk korkunç cehennemidir. Hatırladığım kadarıyla da Vathek'ten önce yazılmış hiçbir eserin ‘tekinsiz’ olduğu söylenemez.”
410
Albert Camus, “Bir Rahibeye Ağıt”
Fransız yazar Albert Camus, her ne kadar kendini bir akıma yerleştirmek istemese de daha çok varoluşçuluk ve absürdizm akımının öncülerinden kabul edilir. Eserlerinde insanın dünyadaki anlam çabası, varlık-hiçlik, uyumsuzluk, yabancılık gibi bireysel temalarla karşımıza çıkan yazarın, “Bir Rahibeye Ağıt” adlı kitabı, Can Yayınları tarafından, Berna Günen çevirisiyle basıldı.
Tanıtım bülteninde şu cümleler dikkat çekiyor: “William Faulkner’ın aynı adlı romanından sahneye uyarladığı “Bir Rahibeye Ağıt”, yasaların mutlak bir adalet sağlayıp sağlamadığını, gerçeğin dışarıdan göründüğü gibi olup olmadığını soruşturan çarpıcı bir metin.” Albert Camus meraklısı okur için sevindirici bulduğumuz bu kitabı, dikkatinize sunarız.
510
Ruy Mauro Marini, “Bağımlılığın Diyalektiği”
Brezilyalı bir ekonomist ve sosyolog olan Ruy Mauro Marini, bağımlılık teorisinin yaratıcılarından biri olarak kabul ediliyor. Fikirleri dünyada önemli referans noktası olarak alınan Marksist düşünürün, “Bağımlılığın Diyalektiği” adlı kitabı, Ertan Erol çevirisiyle, Dipnot Yayınları tarafından basıldı.
Marini’nin çalışmaları hakkında tanıtım bülteninde şu bilgiye yer veriliyor: “Marini’nin çalışmaları dört ana tema altında toplanabilir: 1990’lardan itibaren küreselleşmenin ekonomi politiğine dönüşecek olan ‘bağımlılığın ekonomi politiği’, ‘Latin Amerika’nın kendine özgü siyasal modelinin analizi’, ‘siyasal bir hareket, devlet deneyimi olarak sosyalizm’ ve ‘Latin Amerika düşüncesi’.”
610
Claudio Magris, “Krems’te Bükülü Zaman”
İtalyan yazar, çevirmen, akademisyen olarak tanınan, Cladio Magris 1986’da yayımlanan Danubio (Tuna Boyunca) kitabıyla en büyük çağdaş İtalyan yazarlarından biri olarak kabul ediliyor ve Bagutta Ödülü’nü kazanıyor. Bunun dışında, 1997 yılında İtalya’nın en önemli edebiyat ödülü Strega’yı ve 2016 yılında da Franz Kafka Edebiyat Ödülü’nün sahibi oluyor. 2007 yılında Nobel’e de aday gösterilen yazarın, “Krems’te Bükülü Zaman” adlı metni, Yapı Kredi Yayınları tarafından, Esin Gören çevirisiyle basıldı.
Tanıtım bülteninden şu cümlelere yer verelim: “Krems’te Bükülü Zaman” Claudio Magris’in yoğun, görkemli ve üslup açısından mükemmel beş hikâyesine yer veriyor. Pusuya yatmış bir melankoli içindeki kültürlü beş yaşlı adamın acı verici deneyimlerine odaklanıyor. Zaman da yaşlılık gibi bu kitabın kahramanlarından biri.”
710
Ali Turunen, “Sen Benim Kim Olduğumu Biliyor musun? ‘Kibrin Tarihi’”
Ali Turunen’in “Sen Benim Kim Olduğumu Biliyor musun?” kitabı, Özge Acıoğlu çevirisiyle İletişim Yayınları tarafından yayımlandı. İnsanlık tarihi boyunca önemli bir mesele olan kibirli olma durumuna odaklanan metin, konuyu tarihten örneklerle tartışıyor ve “sen benim kim olduğumu biliyor musun” sorusuna ayrıntılı bir şekilde bakıyor.
Tanıtım bülteninden şu cümle ilgi çekici: “Kibir, duygularımızdan en beyhude olanı. Bu hissiyat savaşları, felaketleri, nefretleri ve son derece büyük fiyaskoları doğurmuştur. Bu kitap kibirli ve diğer küçümseyici davranışların neden bu kadar sıradan olduğu konusunda insanları aydınlatmaya çalışıyor.”
810
Don DeLillo, “Sessizlik”
Amerikalı yazar Don DeLillo, eserlerinde 20. yüzyıl sonu ile 21. yüzyılın başı Amerikan yaşamını ayrıntılı bir biçimde tasvir etmesiyle biliniyor. Özellikle “Beyaz Gürültü” adlı kitabıyla dünyada ün salan yazar, Amerikan edebiyatının en önemli isimlerinden biri kabul edilir. DeLillo’nun “Sessizlik” adlı kitabı ise, Siren Yayınları tarafından, Aylin Ülçer çevirisiyle basıldı. Her metni klasik kabul edilen DeLillo’nun bu kitabının da ilgi çekeceğini düşünüyoruz.
Kitabın açıklamasında yer verilen şu cümleler, fikir verebilir: “En sadık ilişkilerini telefonlarıyla kuran, veri akışlarına bel bağlamış ve değil ekran ışığından yoksun bir hayatı, bir saati bile hayal edemeyecek bir toplumun fertleri, “Sessizlik”in analog kıyametinde kanatları olmayan kuşlar gibi savruluyor, kendi varlıklarını anlamaya, anlamlandırmaya çalışıyor. Bir kopuşun hikâyesi bu anlatılan, ileri teknolojiden taşlarla sopalar çağına geri dönüş; DeLillo, en basit mizansenlerde bile tüyler ürperten ayrıntılar yakalamayı, aynayı okura tutmayı başarıyor.”
910
Hanns Zischler, “Kafka Sinemaya Gidiyor”
Alman oyuncu ve televizyon yapımcısı Hanns Zischler’in “Kafka Sinemaya Gidiyor” adlı bu kitabı, Everest Yayınları tarafından, Esen Akyel çevirisiyle basıldı. Kafka hakkında farklı bakış açılarına sahip olmanın hem yazarı daha iyi tanımak hem de onun farklı yönlerini keşfetmek anlamına gelebileceğini düşünerek, bu hafta kitabı gündemimize aldık ve Kafka takipçilerinin dikkatine sunuyoruz.
Tanıtım bülteninde yazarın kitabı nasıl hazırladığına dair şu cümleler yer alıyor: “Franz Kafka, günlüklerinden de anlaşıldığı üzere tutkulu bir sinemaseverdi, anlatı tarzında sinemadan da çokça esinlenmişti. Ayrıntıların peşinden dur durak bilmeden koşan azimli yazar Hanns Zischler, Kafka’nın metinlerini yıllarca inceledi, yerli ve yabancı pek çok arşivi taradı, kütüphanelerde araştırmalar yaptı, dönemin gazetelerini didik didik etti, fotoğraflar, program broşürleri, film ilanları, posterler topladı, Kafka’nın gittiği sinemaların, seyrettiği filmlerin, hayranlık duyduğu sahnelerin ve etkilendiği oyuncuların izini sürdü.”
1010
L. Frank Baum, “Muhteşem Oz Büyücüsü”
Kariyerine gazete muhabiri olarak başlayan Amerikalı yazar Baum, Muhteşem Oz Büyücüsü ve onun devam kitapları başta olmak üzere, çocuklar için kaleme aldığı kitaplarıyla biliniyor. Bunun dışında roman, öykü, şiir ve senaryo da yazan Baum’un, “Muhteşem Oz Büyücüsü” adlı kitabı Can Çocuk Yayınları tarafından, Celâl Üster çevirisiyle basıldı. Klasik bir çocuk kitabı olan bu metnin büyülü dünyasının her yaştan okurun ilgi alanına girebileceğini düşünüyoruz.
Tanıtım bülteninde kitabın konusu şöyle açıklanıyor: “Biricik köpeği Toto'yla beraber, Kansas'ta çıkan korkunç bir kasırgayla çok uzaklara, Oz'un büyülü ülkesine savrulan Dorothy sonsuza dek kaybolduğunu düşünür. Evine dönebilmek için sarı tuğlalı yolu izleyip Zümrüt Kent'e ulaşmalı, muhteşem ve gizemli Oz Büyücüsü'nü bulup ondan yardım istemelidir. Dorothy çok şanslıdır ki yolda karşılaştığı Teneke Oduncu, Korkuluk ve Aslan'la dost olur ve hep birlikte, tuhaf olduğu kadar zorlu, keşiflerle dolu ve unutulmaz bir maceraya atılırlar.”