Gezi Davası’nda dün karar çıktı. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi Osman Kavala’ya "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Kavala 'casusluk' suçlamasından beraat etti. Mahkeme Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi hakkında 18’er yıl hapis cezasına hükmetti. Bu isimlerin tutuklanmasına karar verildi.
Davanın avukatlarından Evren İşler, karardan önce yaptığı açıklamada, üye hâkim Murat Bircan'ın AKP'den milletvekili aday adayı da olduğunu belirterek “Bu dosyada Erdoğan ilk mağdur. Talimat vermeye gerek var mı?” dedi.
Üye hakimin AKP'den aday adayı olmasıyla ilgili görüşleri Twitter'dan paylayan ceza hukukçusu Prof. Dr. İzzet Özgenç, "Bu hususun mahkeme heyeti tarafından dikkate alınmaması başlı başına, söz konusu kararın hukukiliğini tartışılır hale getirmiştir. Kararın oy çokluğu ile alınmış olması, sorunun büyüklüğü bakımından göz önünde bulundurulmalıdır" dedi. Prof. Dr. Özgenç şunları yazdı:
"İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde karara bağlanan olayda, demokratik bir hakkın kullanılması sürecinde kitle psikolojisinin etkisiyle yandalizme dönüşmüş, kamu hizmetine tahsis edilmiş mallarının tahribiyle sonuçlanmış bir suçluluk durumu mu olduğu, yoksa başından itibaren Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs suçunun mu işlendiği, demokratik bir eylemin süreç içinde Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs suçunun işlenmesine mi evrildiği, ancak söz konusu dava dosyasının incelenmesine bağlı olarak belirlenebilir.
Ancak belirtmek gerekir ki, Türkiye Cumhuriyeti'nde hükümet eden bir siyasi partiden milletvekili seçilmek için adaylık başvurusunda bulunmuş olan bir kişinin bilahare hakim olarak atanması ve konusunu bu siyasi partinin kurmuş bulunduğu hükümete karşı suç iddiasının oluşturduğu bir davanın görüldüğü mahkemede görevlendirilmesi, bu dava bakımından hakimin davaya bakmaktan çekinebileceği bir hal olarak değerlendirilmeliydi. Bu hususun mahkeme heyeti tarafından dikkate alınmaması başlı başına, söz konusu kararın hukukiliğini tartışılır hale getirmiştir. Kararın oy çokluğu ile alınmış olması, sorunun büyüklüğü bakımından göz önünde bulundurulmalıdır." (Kısa Dalga)