Seçmenin umutsuzluğu yerel seçimler için alarm veriyor: Hüsranla sonuçlanabilir

Muhalif seçmendeki umutsuzluğa dair konuşan YSP Sözcüsü Akın, "Bu durumun olası en olumsuz sonuçları yerel seçimlerde yaşanabilir. Siyaset, bunu görüp bu olumsuz sonuçları önleyecek adımları şimdiden atmalıdır" çağrısı yaptı. Demiralp “Bu kitlenin bir kısmı siyasetten kopma yolunda" derken muhalefetin bir an önce seçmenin talebine karşılık vermesi gerektiğini ifade ederken Yavuzyılmaz da "Toplumsal muhalefetin direncinin kırılması yerel seçimlerin hüsranla sonuçlanmasına neden olabilir" dedi.

ESRA TOKAT


Türkiye 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerini geride bırakırken sonuçlarının siyasete ve topluma etkisi ise uzun süre kalıcı olacağa benziyor. Çünkü seçimler sadece seçmenin siyasi alana müdahalesi ile sonuçlanmıyor. İnsanların davranışlarına da etki ediyor.

Özellikle de muhalif seçmen üzerinden düşündüğümüzde seçimlerde Millet İttifakı’nın kaybetmesiyle birlikte bir umutsuzluk ve yılgınlık görüyoruz.

Bu umutsuzluğun nedenlerini ve olası siyasi etkilerini Denge ve Denetleme Ağı Araştırma ve Politika Geliştirme Koordinatörü, Siyaset Bilimci Dr. Hakan Yavuzyılmaz, Siyaset Bilimci Doç. Dr. Seda Demiralp ve Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü ve İzmir Milletvekili İbrahim Akın ile konuştuk.

Yavuzyılmaz: 'Siyasi partiler Türkiye’deki direnci toplumsal muhalefeti mobilize etme noktasında yetersiz kalıyor'

Türkiye’nin içinde bulunduğu koşulları otoriter bir rejim olarak tanımladıklarını belirterek sözlerine başlayan Yavuzyılmaz, “Bu tür rejimlerde iki tür muhalefet vardır. Bu ikisinin birleşmesi demokratikleşme yolunda önemli bir adım oluyor. Bunlardan biri toplumsal muhalefet bir diğeri de siyasal muhalefettir. Bu ikisi arasındaki kopukluk temel problem Türkiye’de şu anda. Siyasi partiler Türkiye’deki direnci toplumsal muhalefeti mobilize etme noktasında yetersiz kalıyor. Geçtiğimiz son seçimlerde de bu anlamda çok daha kötü bir sınav veriyorlar” dedi.

Dr. Hakan Yavuzyılmaz

''Türkiye’nin demokratik geleceği açısından büyük tehlike arz ediyor'

İnsanların yılgınlıkla kendi kabuklarına çekilmesinin çok tehlikeli olduğunu ifade eden Yavuzyılmaz, “Türkiye’nin demokratik geleceği konusunda en riskli şey bu. Toplumsal muhalefet dediğimiz o direnç aslında bu son seçimlere kadar büyük ölçüde yaratılan umutla daha da korunmuştu, seçimlere katılım oranına baktığımızda bunu çok daha net görüyoruz. Bu direncin kırılmasında siyasi muhalefetin özellikle seçim sonrası ittifak dinamikleri de bunda etken, seçim günü dahil olmak üzere o günden başlayarak bugüne kadar muhalefet partilerindeki çalkantılar, açıklamalar etken. O yüzden bu Türkiye’nin demokratik geleceği açısından büyük tehlike arz ediyor” uyarısında bulundu.

‘Türkiye yerel seçimlere toplumsal muhalefetin direncinin kırılganlığıyla gidiyor’

İnsanlardaki umutsuzluğun getirebileceği siyasi etkileri de değerlendiren Yavuzyılmaz şunları söyledi:

“Yerel seçimler bir bilmece, adaylar konusu bir bilmece, ittifaklar devam edecek mi bir soru işareti. Biz biliyoruz ki bu tarz rejimlerde adil olmayan rekabet koşulları nedeniyle muhalefetin bir arada olması önemli bir kazanım iktidarı seçim yoluyla değiştirebilmek anlamında. Gerçekten Türkiye bu anlamda o ittifakı sürdürmek anlamında önemli adımlar da attı fakat o ittifakın kuruluşundaki aksaklıklar seçim sonrasına da yansıyor yavaş yavaş. Yanlış aday tartışmaları, partilerin yerel örgütlerinin motivasyonlarının tam olmaması gibi soru işaretleri önümüzdeki yerel seçimlere bir de üzerine toplumsal muhalefetin direncinin daha kırılgan olmasıyla birlikte gidiyor. Bu büyük bir kopuş olma potansiyelini taşıyor.”

‘Toplumsal muhalefetin direncinin kırılması yerel seçimlerin hüsranla sonuçlanmasına neden olabilir’

“Türkiye’de siyasi partilerin örgütsel yapılarına baktığımızda parti içi demokratik mekanizmalarını çalıştıran örgütlerden ne yazık ki bahsedemiyoruz ne iktidarda ne de muhalefette. Bu sadece bir partiye indirgenebilecek bir özellik değil aslında. Ama tabi Türkiye’nin de bir ana muhalefet partisi var. Bu parti büyük ölçüde ittifak dinamiğini sürekli kıldı ve sürdürdü. İttifak zemininde iki saç ayağı vardı bir CHP bir de İYİ Parti. Bu iki partiden biri yani İYİ Parti görece daha az çalkantılı bir kurultay süreci geçirdi. Ama CHP’ye baktığımızda çalkantı devam ediyor. Bunun devam etmesi önümüzdeki yerel seçimlerin toplumsal muhalefetin direncinin kırılması ve ittifak dinamiğinin bozulmasıyla hüsranla sonuçlanmasına sebep olabilir.”

‘Toplumsal muhalefet ile siyasal muhalefet arasındaki makas açılıyor’

“Türkiye’deki temel sorun toplumsal muhalefet ile siyasal muhalefet ile arasındaki makas -aslında seçim kazanmak umuduyla kapanmış olan- tekrar muhalefet partilerinin içindeki çalkantılar sebebiyle ve demokratik yapıları işletememeleri sebebiyle açılıyor. Bu da otoriter rejimin sürdürülebilirliği açısından bir artı, demokratikleşme ihtimalinin artırılması açısından da bir eksi getiriyor.”

‘Yeni kadrolara ihtiyaç var’

“Biz gördük ki tüm siyasi partiler seçim ikinci tura kalınca nasıl bir senaryo olacağı konusunda tamamıyla hazırlıksızlarmış. Burada sandık güvenliğinin sağlanmasından tutun da seçim gecesi yapılan açıklamalar, sonrasındaki sessizlikler ve ardından gelen değişim ve direnç özellikle de CHP’deki büyük bir hüsran getirdi ve bunların hepsi toplumsal muhalefetin canlanması için aşılması gereken sorunlar. Demokratik süreçlerin işletilerek toplumu daha mobilize edecek ve bu kırılgan hale gelen direnci tekrar sağlam bir alt yapıyla önümüzdeki seçimlere taşıyabilecek yeni kadrolara ihtiyaç var. Şu anda bize görünen tablo bu kadrolarla yerel seçimlere gidilemeyeceği.”

Demiralp: ‘Siyasette etki sahibi olamama duygusu ile yakından ilgili’

Siyaset Bilimci Doç. Dr. Seda Demiralp ise muhalif seçmendeki yoğun umutsuzluğun ve küskünlüğün sebebinin siyasette etki sahibi olamama duygusu ile yakından ilgili olduğunu söyledi. Demiralp, “Bu seçmen grubunda seçim öncesi değişim talebi ve beklentisi çok yüksekti. Seçimle iktidarı değiştiremeyince bu talep havada kaldı. Bu defa seçmen bu talebi kendi oy verdiği partilere ve aktörlere yönlendirdi. Arka arkaya mağlup olmuş aktörlerin değişimini, partilerin revizyonunu talep etti. Buradan da kısa vadede olumlu, yapıcı bir değişim sinyali alamayınca, etkisizlik ve çaresizlik duygusu hızla arttı” dedi. Demiralp şöyle devam etti:

Doç. Dr. Seda Demiralp

‘Bu kitlenin bir kısmı siyasetten kopma yolunda’

“Bu kitlenin bir kısmı siyasetten kopma yolunda. Bir kısmı ise umudunu muhalefetin bir atılım yapmasındansa iktidarın ‘rasyonel zemine dönüş’ vaatlerinin gerçekleşme ihtimaline bağlamak üzere. Mevcut muhalif partilerin ve aktörlerin seçmendeki yılgınlığın sebeplerini doğru tahlil edip bu talebe karşılık verememesi halinde ciddi bir erime yaşamaları olasılığı yüksek.”

Akın: 'Değişim ve kazanma inancı parçalı olan siyasi muhalefeti bir arada tutuyordu'

Bugün muhalefetin genel halinin çok parçalı ve dağınık olduğunu ifade eden Yeşil Sol Parti Sözcüsü Akın ise, "Aslında bu parçalı ve dağınık durum seçimlerden önce de mevcuttu. Fakat seçimlerin kazanılacağına dair inanç ve bu inancın getirdiğim motivasyon, parçalı olan siyasal muhalefeti geçici de olsa bir arada olmak zorunda bırakıyor, dağınık olan siyasi manzara ise derli toplu görünmeye çalışıyordu. Bunu sağlayan bağ, değişim talebi ve bu talebi hayata geçirmek üzere muhalefetin kazanacağına olan inancıydı. Bu iki şey bütün muhalefet güçleri arasındaki bir çimento gibiydi. Seçim sonuçları farklı olsaydı muhalefet açısından şu an çok farklı şeyler konuşuyor olacaktık fakat seçimlerin kazanılamaması sonucunda bahsettiğim bağ ve çimento artık işlev görmemeye başladı" dedi.

'Muhalif seçmen üzerindeki etkisinin olumlu olduğunu söylemek mümkün değil'

Şu an muhalefette genel bir motivasyon eksikliği ve inanç kırılması yaşandığını ifade eden Akın, "Bunun üstüne iç tartışmalar ve siyasi öznelerin yeniden dizilme çalışmaları da eklenince muhalefet, iktidarın politikalarına karşı bir itiraz örgütlemekten çok kendi iç tartışmalarına gömülmüş gibi bir görüntü veriyor. Bu durumun muhalif seçmen üzerindeki etkisinin olumlu olduğunu söylemek mümkün değil. Siyasetteki bu dağınıklık siyasi iddiaların zayıflamasına neden olmuş gibi görünüyor" dedi ve şunları söyledi:

Yerel seçimlerde 'olumsuzluk' ortaya çıkabilir uyarısı: 'Önleyecek adımlar şimdiden atılmalı'

"Bu durumun gelecekti olası sonuçları muhalif seçmende ortaya çıkan bu motivasyon kırılmasının bir kayıtsızlığa ve giderek muhalefete karşı sessiz bir tepkiye dönüşme olasılığının bulunmasıdır. Elbette bu durumun olası en olumsuz sonuçları da yerel seçimlerde yaşanabilir. Siyaset, bunu görüp bu olumsuz sonuçları önleyecek adımları şimdiden atmalıdır."

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü ve İzmir Milletvekili İbrahim Akın

'Türkiye halklarının ihtiyacı muhalefetin derli toplu ve iddiası güçlü bir siyaset yürütmesidir'

"Oysa bugün Türkiye halklarının ihtiyacı olan şey, muhalefetin derli toplu ve iddiası güçlü bir siyaset yürütmesidir. İç tartışmalar, eleştiri ve özeleştiri süreci elbette olmalıdır fakat bu süreç bir fetret dönemine dönüşmemeli, toplumsal muhalefet için dağıtıcı bir etkiye yol açmamalı, iktidarın hoyrat politikalarını gölgede bırakacak denli toplumsal gündemin tamamını işgal etmemelidir."

'Ana muhalefet görevinin bizim omuzlarımızda olduğunun farkındayız'

"Yeşil Sol Parti olarak biz de bir değerlendirme, eleştiri ve özeleştiri süreci yürütüyoruz. Fakat aynı zamanda toplumsal muhalefetin güncel, pratik ve politik ihtiyaçlarını da görüyor, biliyor, ona göre tutum belirliyoruz."

"Parlamentodaki sandalye dağılımından bağımsız bir durumun farkındayız. Mevcut koşullarda gerek parlamento içinde gerekse dışında toplumsal ve politik anlamda ana muhalefet görevinin bizim omuzlarımızda olduğunun farkındayız. Yeşil Sol Parti ve onun taşıyıcısı olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı dışındaki diğer siyasal öznelerin, toplumun en az yarısında mevcut bulunan değişim talebini siyasal bir aksiyona dönüştürme becerisi ve yeteneği şu an yok."

Gündem Haberleri