HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi'nde Yeni Yaşam'dan Nezahat Doğan'ın sorularını yanıtladı. Olası bir erken seçimle ilgili herkesi örgütlenmeye davet eden Demirtaş "İster partilerde ister meslek odalarında ister sendikalarda ister sivil hareketlerde mutlaka örgütlü bir yapıyla çalışmalı ve disiplinli bir mücadele yürütmelidir" dedi.
Demirtaş çözüm süreci ile ilgili bir soruya ise, "Çözüm süreci AKP ile HDP arasında bir siyasi ittifak süreci değildi, birlikte çözüm üretmek için işbirliği yapma ilişkisiydi. Ancak Erdoğan bizden koşulsuz biat bekledi. Biz de buna boyun eğmedik. Mesele budur" diye cevap verdi.
Demirtaş'ın yanıtları özetle şöyle:
Herkes ama herkes, kendisini şimdiden seçim görevlisi ilan ederek bulunduğu her yerde kararsızları etkilemeye çalışmalı, sandık eğitimi almalı, seçim kampanyaları başlar başlamaz da aktif kampanyalarda örgütlü bir şekilde görev almalı. Seçim ancak örgütlü toplumla demokratik kazanıma dönüştürülebilir. Herkes sivil, siyasi bir örgütlenmenin parçası olursa kesin sonuç almak daha kolay olur. Bu bakış açısıyla, herkesi örgütlenmeye davet ediyorum.
İster partilerde ister meslek odalarında ister sendikalarda ister sivil hareketlerde mutlaka örgütlü bir yapıyla çalışmalı ve disiplinli bir mücadele yürütmelidir. Öyle, sadece tivit atarak olmaz bu iş. Sosyal medyayı amaç doğrultusunda etkili kullanmak önemlidir ama yeterli değildir. Meydanlarda, alanlarda, sahada olmak gerekir.
Umut ancak eylem ile buluşursa anlamlı olur, ötesi kendini avutmaktır. Ben hem uğraşıyor, didiniyor ve bir şeyler üretmeye çalışıyorum hem de bu eylemime dayanarak umudu, cesareti büyütmeye çabalıyorum. Yeni yılın herkese özgürlük, adalet, demokrasi ve barış getirmesini diliyor, bunu sağlamak için mücadeleyi büyütme sözü veriyorum.
Bir çözüm süreci vardı ve aktörlerden biri de sizdiniz. Bugün gelinen noktada ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘HDP siyasi teröristtir’ dedi. Yedi yıl içinde yükselişten, bu kadar zıt bir yoruma getiren sürecin özeti nedir?
Erdoğan HDP’yi kendi kuyruğuna takmaya çalışıyordu, bunu başaramayınca süreci bitirdi. İşin özeti budur. Çözüm sürecinin olduğu bir buçuk yıl boyunca tek bir somut adım atılmadığı, insaniyet namına tek bir hasta tutsağın bile bırakılmadığı unutuluyor. Biz, çözüm sürecindeki misyonumuzu barış için dürüstçe ve samimiyetle sürdürdük ancak kimsenin bize, halkımıza maraba muamelesi yapmasına da izin vermedik. Çözüm süreci AKP ile HDP arasında bir siyasi ittifak süreci değildi, birlikte çözüm üretmek için işbirliği yapma ilişkisiydi. Ancak Erdoğan bizden koşulsuz biat bekledi. Biz de buna boyun eğmedik. Mesele budur.
Bizim için çözüm süreci demokrasinin gelişmesi ve barışın sağlanması iken Erdoğan’ın ajandası başkaydı; başkanlık hayallerine Kürtleri ve HDP’yi payanda yapmaya çalışıyordu. Buna onay vermediğimiz için de “benim bu işten kazancım yok ki” diyerek süreci bitirdi ve o günden sonra MHP ile ortaklık kurarak ajandasını hayata geçirmeye başladı.
SÖYLEŞİNİN TAMAMI