Urfa’da Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne bağlı Çocuk Koruma Evi’nde çocuklara sistematik işkence ve kötü muamele uygulandığı iddia edildi. Aile içi şiddet ve istismar mağduru çocukların ya da ailesi olmayan çocukların kaldığı Çocuk Koruma Evi’nde kalan çocuklardan birinin durumu öğretmenine anlatması üzerine sistematik işkence ve kötü muamele ortaya çıktı. Öğretmenin Urfa Barosu Çocuk Hakları Merkezi’ne yaptığı başvurunun ardından baro suç duyurusunda bulundu. Savcılık konuya ilişkin soruşturma başlattı. Konuya dair ulaştığımız Şanlıurfa Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ise savcılığın soruşturma başlattığını belirterek konuya dair yeterli bilgi sahibi olmadıklarını ifade etti.
Kurumdan ayrılan çocuk: Kamerasız odalarda çocukları dövüp, tehdit ediyorlardı
Öğretmenin başvurusunun yanı sıra Urfa Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin takip ettiği bir başka dava nedeniyle kuruma gönderilen bir çocuk daha Çocuk Koruma Evi’nde şiddet uygulandığını anlattı. Çocuk Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Cemile Didem Karaboğa’ya kurumda gördüklerini anlatan çocuk “Ben yaklaşık 1 ay kaldım orada. Akıllı durmayan çocukları gece 1’den sabah 5’e kadar banyo ve tuvaletlere kilitliyorlardı. Bazen odalara alıp dövüyor, tehdit ediyorlar. Odalarda kamera olmadığı için sürekli burada çocukları korkutuyorlardı. Çocukların elinde kesici, delici aletler görünce hiçbir şey demiyorlardı. Benim bir arkadaşım kendisine zarar verdi. Gördükleri halde müdahale etmediler. Umarım herkes cezasını çeker” dedi.
Urfa Barosu Çocuk Hakları Merkezi, olaya ilişkin Çocuk Evleri Koordinasyon Merkezi Müdürlüğü’nde çalışan bakım personeli hakkında “İşkence”, “kasten yaralama” ve “kötü muamele” suçlarından suç duyurusunda bulundu. Baro suç duyurusunda çocuklara yapılanları şu sözlerle aktardı:
“Çocuk şiddet faili babası ile zorla görüştürüldü, zorla dilekçe imzalatıldı”
“Aile içi şiddet nedeniyle kuruma gönderilen çocuk, stajyer psikolog ve bir erkek görevli gözetiminde şiddet faili babasıyla zorla görüştürüldü. Erkek görevli çocuğa “Bak, görüyor musun, baban sizin için sabahtan akşama kadar çalışırken elleri ne hale gelmiş, ne var akşamları biraz sinirli ise, senin yaptığın ayıp..” şeklinde cümleler kurdu. Çocuğa kurumdan kendi isteğiyle ayrılarak ailesinin yanına gitmek istediğine ilişkin zorla dilekçe imzalatılmıştır.”
“Mülteci çocuğa şiddet, ‘ceza yöntemi’ olarak gece 03.00’a kadar banyo ve tuvalette kilitli bırakma”
“T. isimli bir görevli , mülteci bir çocuğun boğazını sıkarak duvara çarpmış ve “sen kendini ne sanıyorsun? Yüzünüzü görmeye çok meraklı değiliz” diyerek tehdit etti. Kurumda ‘ceza yöntemi olarak’ çocuklar gece 03.00’a kadar banyo ve tuvalete kilitleniyor.”
“Bir çocuğu, 20 çocuğa linç ettirdi”
“F.Z isimli görevli, 2 kardeşten küçük olana şiddet uygulamış, başını duvara vurmuştur. Büyük olan kardeşin araya girmesi nedeniyle de odada bulunan diğer büyük çocukların ablaya saldırmasını istemiş, yirmi çocuğun bir başka çocuğu linç etmesine neden olmuştur. Tüm bunlar olurken ise kendisi başka bir yere geçerek müzik açmış, kız çocuklarının sesinin dışarı çıkmasına engel olmuştur.”
“Çocuğa bıçak verilerek ‘Boğazını kes, bizi uğraştırma’ dendi”
“Baskı yapılan çocuklardan birine görevlilerden biri bıçak vererek “Al bununla direk boğazını kes bizi uğraştırma” demiştir. Kurumda kamerasız odalarda şiddet uygulanıyor, söz konusu eylemlerden önce kameralar kapatılıyor.”
Baro suç duyurusu dilekçesinde 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun İşkence kenar başlıklı 94.maddesini ve . T.C. Anayasası'nın 17. Maddesini hatırlatarak kamu davası açılmasını talep etti: “Şanlıurfa Çocuk Evleri Koordinasyon Merkezi Müdürlüğünde görev alan personellerin bir ya da birden fazlasının, kurum bakımı altında olan çocuklara sistematik işkence uyguladığı açıktır. Şüphelilerin gerçekleştirdiği eylemler ulusal ve uluslararası düzenlemelerle suç sayılmış, bu eylemlerin çocuklara karşı gerçekleştirilmesi de ağırlaştırıcı neden sayılmıştır. Kurum bakımı altında olan çocukların, belirtilen personellerin bakım ve gözetiminde olduğu açıktır. Bu kişilerin, bakım altında olan çocuklara uyguladığı şiddet içerikli eylemler nedeniyle TCK kapsamında suç unsurları oluşmuş olup, şüphelilerin tespiti ile etkin bir soruşturma yapılmasını ve haklarında kamu davası açılmasını talep etmekteyiz.”
“Savcılık soruşturma başlattı”
Savcılığın soruşturma başlattığını söyleyen Urfa Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Cemile Didem Karaboğa da şunları söyledi: “Savcılığa suç duyurusunda bulunarak koruma altında bulunan çocuklara işkence uygulayan bakım personelleri ve idari personellerin tespiti, görevden el çektirilmesi yahut soruşturma boyunca görev yerlerinin değiştirilmesi talebinde bulunduk. Suç duyurusu neticesi Savcılık soruşturma başlattı, devamla bakanlık da ön soruşturma başlatarak ilgili personellerin tespitine yönelik çalışmalara başladı. Şanlıurfa Barosu Çocuk Hakları Komisyonu olarak devlet korumasında bulunan suç mağduru çocukları maruz bırakıldıkları işkenceye karşı korumak en büyük önceliğimiz. Tüm sorumluların tespit edilmesi, en ağır cezayı almaları için süreci sonuna kadar takip edip çocuklara destek olacağız.”