Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi'nde görevlendirmeleri engellenen asistan hekimler isyanda: 'Eğitim alamıyoruz'

Tıpta Uzmanlık Kurulu'nun 15 Mart'taki "Eğitim verme yetkisi bulunan başka kurumlarda görevlendirme" kararına rağmen Hatay'da bulunan Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Veysel Eren, '3 aya açacağım' diyerek asistan hekimlere görevlendirme hakkını tanımıyor. Konuya dair konuşan TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Karer Yurtdaş, "Asistan hekimlerin birinci görevleri sağlık hizmeti sunmak değil uzmanlık eğitimi almak. Yüzlerce asistan bu karara karşı dilekçe yazdı" dedi.

ESRA TOKAT


Depremin en çok yıkıma neden olduğu dört ildeki Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Adıyaman Üniversitesi ve Malatya İnönü Üniversitesi Tıp ve Diş Hekimliği Fakültelerinde eğitim alan asistan hekimler, şartsız geçiş ve nakil hakkı istemiş ve ortak çağrıda bulunmuşlardı.

Ardından Tıpta Uzmanlık Kurulu (TUK) 15 Mart'ta yaptığı toplantıda depremlerden etkilenen illerde uzmanlık eğitimi görmekte olan uzmanlık öğrencileri için başvuruları neticesinde kendi eğitim kurumlarının uygun görmesi halinde eğitim verme yetkisi bulunan başka kurumlarda görevlendirilme hakkı tanıdı.

Ağır hasarlı hastane için '3 aya açacağım' gerekçesi

Ancak Tıpta Uzmanlık Kurumu'nun bu kararına rağmen Hatay'da meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki depremde ağır hasar alan Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörlüğü'nün bu kararı uygulamadığı ve göre değişikliği için başvuran doktorlara ise "3 ay sonra hastaneyi açacağım" diyerek gerekçe sunduğu söylendi.

'Asistan hekimler olarak bu hastanede eğitim alamıyoruz'

Konuştuğumuz asistan hekimler ise hastanenin 3 ay içerisinde açılacak durumda olmadığını belirterek "Yaklaşık 300'e yakın asistan hekimlerin büyük bir çoğunluğu görev değişikliği talebinde bulundu. Asistan hekimler olarak bu hastanede eğitim alamıyoruz çünkü hasta sayısı 600 binlerden 60 binlere kadar düşmüş durumda. Asistan hekimler Mustafa Kemal Üniversitesi'nde bir şey yapamıyor" diyerek yaşadıkları sürece değindiler.

'Asistan hekimlerin birinci görevleri sağlık hizmeti sunmak değil uzmanlık eğitimi almak'

"Asıl sorun idareye bu yetkinin verilmesi" diyen Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Dr. Karer Yurtdaş ise "Biz TTB olarak en başından beri bu yetkinin idareye verilmemesi için çabaladık. Çünkü asistan hekimlerin birinci görevleri sağlık hizmeti sunmak değil uzmanlık eğitimi almak" dedi.

'TUK hatalı bir karar verdi'

Uzmanlık eğitimini alma imkanının kalmadığı yerlerde nakil olması gerektiğini ifade eden Yurtdaş şunları söyledi:

"Mesela burada sadece binalar değil deprem bölgesinden ayrılan öğretim elemanları da var, dolayısıyla bu kliniklerde eğitim verecek öğretim görevlisi azaldığı için orası artık asistan alamaz ve asistan çalıştıramaz duruma gelir. Böyle yerlerde asistan hekimler başka yerlere nakil olmalıdır. Kısacası konu sadece hastanelerin fiziksel hasar almaları değil, bunun yanında eğitimin sağlanamayacağı şartların oluşması. Bu yüzden biz böyle kliniklerin tespit edilip buradaki asistan hekimlerin şartsız bir şekilde uygun yerlere geçişlerinin organize edilmesini talep ettik. Ancak TUK hatalı bir karar verdi."

'Bakanlık bunu seçmedi...'

"Ortalama bin 500 uzmanlık öğrencisi var şu an. Bunların tamamına nakil hakkı verilse önümüzdeki Tıpta Uzmanlık sınavlarında tolere edilebilecek şekilde bu klinikler devam edebilirdi. Buradaki sorun Sağlık Bakanlığı ve üniversite idareleri için personel sayısı azalacağı için deprem bölgesine sürekli olarak hekimlerin görevlendirmesini yapmaları gerekecekti. Bakanlık bunu seçmedi ve kararı üniversite yönetimlerine bıraktı."

Gitmek zorunda kalanlardan bile mazeret isteniyor

"Şu an MKÜ Rektörü yanlış bir karar uyguluyor ne yazık ki. Zorunlu olarak gitmek durumunda olanlardan dahi mazeret isteniyor şu an MKÜ'de oysa mazeret göstermek durumunda değiller asistan hekimler. Malatya İnönü Üniversitesi de aynı tavrı takınıyor."

Yüzlerce asistan karara karşı dilekçe yazdı

Bu konu hakkında TTB olarak girişimlerinin devam ettiğini belirten Yurtdaş, "Gerek bireysel olarak gerek TTB olarak TUK'un tekrar toplanması ve yeni bir karar alması için uğraşıyoruz Bölgedeki asistanlarla da sürekli görüşüyoruz. Bireysel olarak dilekçe yazmayan çok az asistan kaldı. Yüzlerce asistan bu kararın uygulanamaz olduğuna dair dilekçe yazdı" dedi.

Özel Haber Haberleri