Tunç'a cephanelik soruları: Soruşturmayı yürütecekler fotoğrafta mı?

Adliyedeki odasında cephanelik sergileyen Tabur hakkında soruşturma açıldı. Gazeteci Pehlivan, Bakan Tunç'a dikkat çeken sorular yöneltti.

Kısa Dalga - İzmir Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanı Hâkim Oktay Tabur'un İzmir Adliyesi’nde bulunan dinlenme odasında cephaneliğini sergilemesi tartışma yarattı. Cephaneliğin fotoğraflarının BirGün yazarı Timur Soykan tarafından haberleştirilmesinin ardından, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Tabur hakkında soruşturma başlatıldığını duyurdu.

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, bugünkü yazısında konuyla ilgili sorular yöneltti. Pehlivan, Bakan Tunç’un bir süre önce İzmir Adliyesi’ni ziyaret ettiğini belirtti ve cephaneliği görüp görmediğini sordu.

‘Neden bugüne kadar susuldu?’

Pehlivan’ın olayla ilgili soruları şöyle:

1-Adalet Bakanı Tunç’un açıklamasına bakılırsa kendisi bu cephanelikten yeni haberdar olmuş. Peki gerçek öyle mi? Mesela Bakan Tunç bundan yaklaşık üç ay önce İzmir’e resmi ziyarette bulundu mu? O ziyarette İzmir Adli Yargı Adalet Komisyonu Tabur ile de görüştü mü? O görüşmede duvarda asılı silahları gördü mü? Eğer bu soruların yanıtı ‘evet’ ise neden bugüne kadar susuldu da o kişi hakkında yeni soruşturma açıldı?

‘Borsaya girecek ilk parayı nereden buldu?’

2-Cephaneliğin sahibi olan hâkim Oktay Tabur’un Porsche marka lüks aracı da gündeme geldi. Tabur bu lüksün kaynağını soran Timur Soykan’a şöyle yanıt verdi: ‘Ben borsada işlem yapıyorum. Eyvallah paranın kaynağında hiç şüphe yok.’ Şu doğru görünüyor: Hâkim Tabur gerçekten servetini borsaya borçlu. Lakin, başka sorular da yanıt bekliyor. Misal, Tabur borsaya girecek ilk parayı nereden buldu? İzmirli bir iş adamından borç almış olabilir mi? O borç parayla girdiği borsada manipülasyon yapılmasında rol aldı mı? Sonunda 60 milyon lira kazanmış olabilir mi? Keşke bu soruların yanıtı “hayır” olsa!

‘Soruşturmayı yürütecek olanlar fotoğrafta değil mi?’

3- Adalet Bakanı Tunç, konuya dair HSK’nin soruşturma başlattığını açıkladı. İyi, güzel de bu soruşturmayı yapacak olan kişiler de bizzat soruşturma konusu olan fotoğrafta değil mi? Haliyle kim, nasıl, hangi güvenceyle suç şüphesini sorgulayacak? “Silahlar ruhsatlı, bunda bir sorun yok” diyerek emrindeki başmüfettiş ve müfettişi yönlendirmeye kalkanlar olduğu doğru mu?

4- O fotoğrafta olanlardan biri de HSK Teftiş Kurulu başkanı. Mesela onun hakkındaki iddiaları da adalet bakanı hiç mi duymadı? Sorumlulukları arasında “yargı mensuplarının hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırmak ve gerektiğinde haklarında inceleme yapmak” olan o ismin ticaret ilişkilerini, misal eşiyle birlikte işlettiği bir kafede kurduğu bağlantıları hiç mi bilmez?

5- Aynı kişi hiçbir yetkisi ve görevi olmadığı, dahası HSK Genel Sekreterliği’nin görev alanına giren işlerden olduğu halde, yetkisini aşarak Teftiş Kurulu Başkanlığı sıfatını kullanarak kimlerle protokol imzaladı? Misal, araç lastiği ve aküsünün bakımı ile süs bitkisi ürünlerinin kendilerine, hatta yakınlarına indirimli satılması için şirketlerle anlaşmalar yapıldı mı?

6- Sahi, komşusuyla yaşadığı bir sorunundan dolayı hiçbir yargı mensubuna telkinde bulunmuş, sonuç alamayınca da müfettiş görevlendirmiş olabilir mi?

‘HSK üyesinin adı karışmasının diye baskı yapıldı mı?’

7- Bakırköy Adliyesi’nde yürütülen ‘makaron kaçakçılığı’ dosyasını hatırlayanınız vardır. Bir işadamı, ‘Dosyaya bakan savcı dostum’ diyerek kurtaracağı vaadiyle sanıklardan para alırken suçüstü yakalanmıştı. Acaba bir HSK üyesinin de adının karışmasını engellemek için o soruşturmayı yürüten müfettişe hiç baskı yapıldı mı? Doğruysa bu iddia, o baskıyı yapan kişi de cephanelik fotoğrafında mıydı?

‘Yakında Yargıtay üyesi bile olacak deniyor’

Son bir soruluk yerim kaldı:

Oktay Tabur’u görevden aldıran adalet bakanı, benzer yaptırımı HSK Teftiş Kurulu başkanı için de düşünmez mi? Yok, hani “Yakında Yargıtay üyesi bile olacak” deniyor da o yüzden sordum.” (Haber Merkezi)

Gündem Haberleri