Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 103 kişinin öldüğü 10 Ekim katliamıyla ilgili tartışma yaratacak taleplerde bulundu. Katliamda gerçek sorumluların bulunması ve olayın insanlığa karşı suç olarak kabul edilmesi taleplerini görmezden gelen başsavcılık, 9 sanığa kasten öldürmeye teşebbüs suçundan veriler yaklaşık 10 biner yıl hapis cezasını fazla buldu. Başsavcılık ayrıca mitingin düzenleyicileri KESK, DİSK, TMMOB ve TTB ile hayatını kaybedenlerin yakınları tarafından kurulan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği’nin “katliamdan zarar görmedikleri” gerekçesiyle davaya katılma hakları olmadığını, insanlığa karşı suçtan yargılanan Erman Ekici’ye fazla ceza tayini yapıldığını, sanık Yakup Yıldırım’ın beraat etmesi gerektiğini belirterek mahkemenin verdiği kararın bozulmasını talep etti.
Evrensel gazetesinin haberine göre, IŞİD’in KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin 10 Ekim 2015 tarihinde düzenlediği Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi’ne yönelik canlı bomba saldırısında 103 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmıştı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi 2018 yılında, tutuklu 19 sanıktan 9'una “anayasal düzeni ihlal”, “kasten öldürme” ve “öldürmeye teşebbüs”, 9 sanığa ise “silahlı terör örgütü yöneticiliği, üyeliği, patlayıcı madde bulundurmak, temin etmek” gibi suçlardan cezalar vermişti. Sadece katliam sorumlusu IŞİD’li sanıkların bir kısmının yargılandığı, kamu görevlilerinin ve devletin sorumluluğunun üzerinin örtüldüğü, insanlığa karşı suçun yok sayıldığı yargılama, firari sanıklar yönünden tefrik edilen dosyada devam ediyor. Avukatların eksik ve yetersiz karara ilişkin yaptığı istinaf talebi, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi tarafından hızlıca reddedildi, Bölge Adliye Mahkemesinin bu kararı da temyiz edilerek Yargıtay’a taşındı.
YARGITAY BAŞSAVCILIĞI, KARARIN BOZULMASINI İSTEDİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 200’e yakın klasörden oluşan dosya kapsamının incelenmesine ve tüm delillerin değerlendirilmesine olanak bulunmayacak kadar kısa bir zaman dilimi içerisinde hazırladığı tebliğnameyi sundu. Tebliğnamede, mahkemece katılma talepleri kabul edilen, Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi'nin düzenleyicilerinden Türk Tabipleri Birliği (TTB), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile birçok üyesi katliamda yaşamını yitirmiş ve ağır şekilde yaralanmış olan Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS), Büro Emekçileri Sendikası (BES), Halkevleri Derneği gibi kurumlar ile Cumhuriyet Halk Partisi ve Halkların Demokratik Partisi ile 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği’nin katliamdan zarar görmedikleri gerekçesiyle davaya katılma hakları olmadığı, firari sanıklara ilişkin tefrik dosyasındaki tek tutuklu sanık olan ve halen insanlığa karşı suç işlemekten yargılanan Erman Ekici’ye “fazla ceza tayini” yapıldığı, Sanık Yakup Yıldırım’ın “beraat etmesi gerektiği” gerekçeleriyle Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın bozulması talep edildi.
‘MAĞDURLAR DAVAYI TAKİP ETMESİN, IŞİD’LİLER FAZLA CEZA ALMASIN’
10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu yaptığı açıklamada, “Tebliğname bu haliyle, yargı organlarının katliama olan bakış açısını net bir biçimde göstermektedir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 200’e yakın klasörden oluşan dava dosyası üzerinde yaptığı incelemede sonuç olarak yalnızca iki konuya odaklanmıştır: Birincisi Mağdurlar bu davayı takip etmesin, ikincisi ise IŞİD’lilere fazla ceza verilmesin! Bu anlamda dosyada incelenmesi ve aydınlatılması gereken pek çok nokta varken Savcılığın sadece mağdurların davaya katılmasını ve IŞİD’lilere verilen cezaları dert edinmesini kamuoyunun takdirine bırakıyoruz” denildi.
TALEPLERİN TAMAMI YOK SAYILDI
Ayrıca büyük bir hızla düzenlenen tebliğnamede taleplerinin tamamı ve hatta temyiz talebinin yok sayıldığı belirtilen açıkamada, dava dosyasında eksik delillerin toplanması ve katliamın gerçek sorumlularının ortaya çıkarılması için yapılan taleplerle dolu kovuşturmanın genişletilmesine dair çok sayıda dilekçeler yüzlerce sayfayı bulan istinaf ve temyiz başvurularının da olduğu kaydedildi. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu konuda da hiçbir değerlendirmede bulunmadığı belirtilen açıklamada, “En başından beri söylediğimiz üzere sınırlardan Gaziantep’e, Adıyaman’dan Ankara’ya katliama giden yol adım adım döşenirken buna engel olması gerekenler görevlerini yapmadıkları için 10 Ekim Ankara Katliamı gerçekleşti. Sonrasındaki yargı sürecinde de katliamın gerçek sorumlularının ortaya çıkarılmaması için soruşturma savcıları tarafından bir kısım deliller hasıraltı edildi, çok önemli deliller toplanmadı, yargılama esnasında da katliamla ilgili pek çok nokta karanlıkta bırakıldı. Ancak her kademeden yargı organlarının maddi gerçekleri suskunlukla geçiştirerek yokmuş gibi davranması, gerçekleri değiştirmeyeceği gibi katliamla ilgili adalet mücadelemizi de engelleyemeyecektir” denildi.