Yayın dünyasındaki Google translate tartışması yazar, yayıncı ve çevirmen Osman Akınhay, “İyi Fransızca bilmeden, Google Translate yardımıyla ve cümle cümle çalışarak sekiz ayda çevirdiğim, dokuz-on defa yeniden okuduğum, Halil Gökhan’ın editörlüğü ve Şükrü Argın’ın titiz okumasıyla eksikleri tamamladığımı düşündüğüm Milan Kundera biyografisi nihayet matbaaya gidiyor” diyerek kitabın kapağını paylaşmasıyla başladı.
Şimdiye kadar İngilizce’den 150’ye yakın çevirisi bulunan Akınhay'ın Fransızca için Google’ın çeviri uygulaması ‘Google Translate’ten yararlandığını açıklamasına pek çok yorum yapıldı.
Hürriyet gazetesi yazarı İhsan Yılmaz, yayın dünyasında patlak veren tartışmayı köşesine taşıdı. Yılmaz, tartışmayı aktarırken şu yorumu yaptı: "Tartışmaya küçük bir katkıda bulunayım. Değil Google Translate uygulamasının, bilgisayarın ‘b’sinin bilinmediği yıllarda yabancı dil bilmeden çeviri yapan pek çok edebiyatçımız vardı. Kullandıkları yöntem genellikle dil bilen biriyle ortak çeviri yapmak ya da daha önce yapılmış bir çeviriyi alıp Türkçe yeniden yazmaktı."
Yılmaz'ın yazısı özetle şöyle:
"(...) Kimi dalga geçti, kimi bunun çevirmenlik mesleğini küçülttüğünü savundu, kimi de hakarete varan yorumlarda bulundu.
Başta dokundurmaları ve hakaretleri dikkate almayan Osman Akınhay, tanıdığı bazı çevirmen ve editörlerin de bu koroya katılması karşısında uzun bir açıklama yaptı.
Milan Kundera çeviri çalışmasının öncelikle kendi kendine bir ‘challenge’ (meydan okuma), mesleki açıdan da ‘experimental’ (deneysel) bir girişim olduğunu açıklayarak şunları yazdı:
“Öncelikle belirtmek isterim ki ben 36 yıldır çeviri yapıyorum ve 1986’dan bugüne değin 152 kitabı ve onlarca makaleyi/yazıyı İngilizce’den Türkçe’ye çevirdim; bahsi geçen kitap da Fransızca’dan yaptığım ilk çeviri.
Ben alaylı sayılan bir çevirmenim; okulunu okumadım, İngilizce’yi de hapishanede, Mamak’ta göz yordamıyla öğrendim; müebbet hapse mahkûm olacağımı kestirdiğim ve zaten olduğum için de en baştan itibaren ‘gördüğümü anlama’ya kafa yordum dört yıl, grameri de tam öğrenmeden ingilizce kitap okuyarak ilerledim ve 1986’da ilk çevirimi Çanakkale Cezaevi’nde yaptım; vaktim çoktu, ilk çevirimi baştan sona sekiz defa daktilo ettim ve 1991’de tahliye olana dek 15 kadar kitap çevirdim; 5 yıldır İngiltere’deyim, konuşmam hâlâ çok sınırlı ve zayıf ama bu halimle CIOL’e (Certificated Institute of Linguists) üye kabul edildim.
Bugüne değin çevirmiş olduğum 150’yi aşkın kitabın çok büyük çoğunluğu kurmaca-olmayan, non-fiction kitaplar, ağırlıkla siyaset, felsefe, sosyoloji, sinema, tiyatro, vb. alanlardadır; çevirdiğim yazarların bazıları Terry Eagleton, Susan Sontag, Naomi Klein, Eric J. Hobsbawm, Tariq Ali, Arundhati Roy, Boris Kagarlitsky, (İngilizce söyleşilerinden) Michel Foucault ve romanlarıyla Virginia Woolf gibi çevrilmesi pek kolay olmayan kalemlerdir.
ŞAKAYDI, GERÇEK OLDU
Kitaba gelirsek, Agora’da biyografi serisine hız vermek istediğimizde Fransızca editörümüz Halil Gökhan’la birlikte bulduğumuz kitaplardan birisi bu biyografiydi ve yayın hakkını aldığımızda pek sevinmiştik; hemen Fransızca çevirmen arayışına girdik, kızım Twitter’da bunu duyurdu.
1 Mayıs 2021’de yaptığımız bu duyuruya 23 retweet yapılmasına rağmen sadece 1 başvuru oldu; kendisine deneme çevirisi gönderdik, gelen çeviriyi ‘kabul edilir’ buldum ve bunu açıkça belirterek bir tık daha uğraşmasını istedim fakat olumlu cevap alamayınca başka arayışlara girdik, zaman geçtikçe kendi kendime şaka yapmaya başladım, ‘Oldu olacak Google Translate’ten kendim çeviririm’ diye...
Süre iyice azalınca şakam ciddiye bindi, ‘Neden olmasın?’ dedim ve Google Translate’i alıcı gözle inceledim...
Google Translate’in Fransızca-Türkçe uygulamasını pek başarılı bulmadım ama Fransızca-İngilizce uygulaması oldukça tatminkârdı; böylece French-English uygulaması üzerinden bir bölüm deneme yaptım...
Fransızca editörüme ve güvendiğim iki kişiye okuttum, teşvik edici yorumlar almam üzerine eylül ayı başında bu ‘çeviriyi çalışma’ya karar verdim, kastettiğim şey ‘trying to translate’ yerine ‘studying the translation’ diye ifade edilebilir belki.
BU BİR OSMAN AKINHAY ÇEVİRİSİDİR
Son söz olarak: Bu bir Google Translate çevirisi değildir.
Bu, dönemlerle ilgili siyasi/edebi bağlam bilgimin, ömrümün düşünsel birikiminin, 36 yıllık çeviri tecrübemin, Türkçe ifade becerimin ve basılı/online sözlüklerin yanı sıra Google Translate karşılıklarına da bakarak, kendi dilimle kotarılmış bir Osman Akınhay çevirisidir.
Hatalarım, yanlış yorumlarım varsa bunların gösterilmesi beni ancak sevindirir. Takdir, okurun.”
Osman Akınhay’ın açıklaması özetle böyle. Çevirmenlerin bir meslek örgütü var, belki onlar kitabı okuyup son sözü söyler.
İster misiniz kitap bu yıl İKSV tarafından verilen Tâlat Sait Halman Çeviri Ödülü’nü kazansın...
Neden olmasın, iyi bir çevirmen Osman Akınhay.
İşin bir diğer boyutu, Google Translate sonuçta dijital bir sözlük değil mi ve çevirmenin sözlük kullanmasından daha normal ne olabilir ki?
Tartışmaya küçük bir katkıda bulunayım. Değil Google Translate uygulamasının, bilgisayarın ‘b’sinin bilinmediği yıllarda yabancı dil bilmeden çeviri yapan pek çok edebiyatçımız vardı.
Kullandıkları yöntem genellikle dil bilen biriyle ortak çeviri yapmak ya da daha önce yapılmış bir çeviriyi alıp Türkçe yeniden yazmaktı."