Pelin Ünker
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in açıklamasına göre bu yıl kamu eğitim kurumlarına 20 bin öğretmen atanacak. Atamalarda yüzde 50 Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) puanı, yüzde 50 mülakat puanı dikkate alınacak.
Ataması gerçekleşen öğretmenler ise sözleşmeli statüsünde olacak. Hükümetin 2016 yılında yaptığı düzenlemeyle yeni atanacak öğretmenlerin tümünün sözleşmeli olarak göreve başlamalarının yolu açıldı. Sözleşmeler bir yıllık yapılırken, öğretmenler atandıkları okullarda üç yıl sözleşmeli çalışmadan kadroya geçemiyor.
Rakam önceki yılların altında
Bakanlığın faaliyet raporlarına göre 2022'de 34 bin 575, 2023'te 45 bin 894 sözleşmeli öğretmen ataması yapıldı. Buna göre duyurulan yeni atamalar önceki yılların da altında kaldı.
Milli Eğitim Bakanlığının 2023-2024 istatistikleri Eylül ayında açıklanacak. Son yayınlanan 2022-2023 istatistiklerine göre ise örgün eğitim kapsamında 1 milyon 154 bin 383 öğretmen okullarda görev yaparken, Bakanlığa bağlı okul öncesi kurumlarda 87 bin 323, ilkokullarda 299 bin 967, ortaokullarda 372 bin 536, liselerde 394 bin 557 öğretmen çalışıyor.
Öğretmenler, kadrolu statünün yanı sıra sözleşmeli, ücretli gibi farklı statülerle çalışırken hak kayıplarına maruz kalıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmen açığı bulunan okullara atanan ücretli öğretmen statüsündeki öğretmenler ders başı ücret alırken, okullar tatil olduğunda ücret alamıyor.
Yeni atamalar için başvurular 20 Mayıs itibarıyla başlayacak. Peki 20 bin öğretmen ataması Türkiye'deki mevcut ihtiyacı karşılayacak mı?
Bir milyona yakın öğretmen bekliyor
Sendikalara göre planlanan atamalar, eğitimin içinde bulunduğu tabloyu iyileştirmekten uzak. Türkiye'de yaklaşık 1 milyon öğretmen atama beklerken, ücretli öğretmen sayısı da 100 bini buluyor.
DW Türkçe'ye konuşan Eğitim Sen MYK Üyesi ve Kadın Sekreteri Simge Yardım, Milli Eğitim Bakanlığının uzunca bir süredir ihtiyacın çok altında öğretmen ataması gerçekleştirdiğini vurgulayarak "Bugün neredeyse 1 milyona yaklaşan ataması yapılmayan öğretmen arkadaşımız var. Milli Eğitim Bakanlığı'nda neredeyse 100 bine yakın bir ücretli öğretmen çalıştırma gerçekliği var" diyor.
"Ücretli öğretmen uygulaması sürecek"
Ücretli öğretmenliğin güvencesiz çalıştırma anlamına gelen bir uygulama olduğunu ve ücretli öğretmenlerin aynı işi yaptıkları halde okullarda asgari ücret düzeyinde bir maaşla çalıştırıldığını ifade eden Yardım, "Doğal olarak bu kadar ücretli öğretmenin çalıştığı bir yerde 20 bin atamanın yapılıyor olmasının, bu verilere bile baktığımızda gerçekçi bir oran olmadığını ve Milli Eğitim Bakanlığının aslında ücretli öğretmenlik uygulamasına devam edeceği, güvencesiz çalıştırmaya devam edeceği gerçekliğini bize gösteriyor" diye devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nisan ayı ortasında, Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen atamalarıyla ilgili hazırlıklarını "yakında bir miktar atama yapacağız" sözleriyle duyurmuş, Erdoğan'ın öğretmenler için sarf ettiği "miktar" ifadesi kamuoyunda tepkiyle karşılanmıştı.
"Bu sayıyı kendileri de az buldu"
DW Türkçe'ye konuşan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, "Cumhurbaşkanının, bir ülkenin geleceğinin mimarı öğretmenlerin atamalarıyla ilgili 'bir miktar' ifadesini kullanmasını, AKP iktidarının öğretmene verdiği değerin göstergesi olduğunu söylemiştik. 20 bin öğretmen ataması yapılacak olması da önceliklerinin öğretmen ve eğitim olmadığını göstermiştir" diye konuşuyor.
Her zaman atamaları müjde havasında törenle açıklayan Cumhurbaşkanı'nın bu kez topu Bakan Yusuf Tekin'e attığına dikkat çeken Özbay, "Demek ki bu sayıyı kendi de az bulmuş olmalı. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki gerçekten ihtiyacı karşılayacak şekilde bir atama yapılacak olsaydı, gür sesleriyle coşkulu bir şekilde atama sayısını açıklarlardı" diyor.
"Sistem dışına çıkan öğretmen daha fazla"
Özbay, geçen yıl 23 bin 670 öğretmenin emekli, istifa, ölüm gibi sebeplerle sistemin dışına çıktığına, 20 bin atamanın sistem dışına çıkan öğretmenlerin bile yerini doldurmadığına işaret ederek ekliyor:
"İktidara geldiğinde 60 binin biraz üzerinde atama bekleyen öğretmen varken 'Atanmayan öğretmen kalmayacak' diyenler, bu sayıyı 1 milyona yaklaştırmış, eğitimle istihdam, meslekler ve refah arasındaki ilişkiyi koparmıştır."
Tekin'in açıklamasında bütçe vurgusu da yer aldı. Tekin, "Ekonomik parametreler açısından sıkıntılı bir dönemdeyken bize bu konuda destek olan kurumlarımıza ve Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı sunuyorum" ifadelerini kullandı. Milli Eğitim Bakanlığının bütçesi 2024 yılında 38 milyar 294 milyon dolara çıkarılmıştı. Bakanlığın bütçesi 2023 yılında 16 milyar 215 milyon dolar olarak kaydedilmişti.
"Bütçe yeterli düzeyde değil"
Simge Yardım, bugün eğitimin çok ciddi yapısal sorunları olduğunu aktarıyor:
"Bugün müfredat tartışmaları gündemde, proje protokoller gündemde. Yani her açıdan değerlendirilmesi gereken bir süreç var. Bu yapısal sorunların temellerinden biri de aslında yeterli sayıda eğitim emekçisi istihdamının sağlanmıyor olması. Doğal olarak bu durumun çocukların eğitim hakkı bağlamında, eğitimin daha nitelikli bir biçimde yürütülmesi noktasında olumsuz etkileri var."
Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin ihtiyacı karşılayacak düzeyde olmadığını Eğitim Sen olarak sürekli vurguladıklarını dile getiren Yardım, "Ancak Diyanet'e ayrılan bütçeyi, savaş bütçesini, sermayeyi zengin etmeye dönük bütçeyi değerlendirdiğimizde aslında iktidarın bu bütçeyi tam da kendi politikasına uygun bir biçimde ayırdığını görüyoruz" ifadelerini kullanıyor.
Mülakat sistemi devam ediyor
Okullarda sadece öğretmen ataması değil yardımcı teknik personel, hizmetli ihtiyacı da bulunduğunu, ayrıca okul sayısının da yetersiz kaldığını, sınıf mevcutlarının çok kalabalık olduğunu dile getiren Yardım'a göre bir diğer tartışma konusu da öğretmen atamalarının liyakatin esas alınmadığı bir mülakat sistemiyle gerçekleştirilecek olması. İktidarın mülakat sisteminde ısrarcı olduğunu Milli Eğitim Bakanı'nın teyit ettiğini söyleyen Yardım, mülakat sisteminin tamamen kaldırılması gerektiği görüşünde.
Atamalarda hem mülakatın hem de KPSS puanının esas alınacağını dile getiren Bakan Tekin, sınıf öğretmenliği için 3 bin 263, özel eğitim öğretmenliği için 2 bin 499, rehberlik öğretmenliği için 1597, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği için 1594, İngilizce öğretmenliği için 968 atama planlandığını duyurdu.
Hangi branştan kaç öğretmen var?
Ancak Kadem Özbay'a göre en fazla kontenjan ayrılan beş branş arasında yer alan din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni atamasına bu denli ihtiyaç yok, buna rağmen yapılacak atamalar ise bunun bilimsel bir hamle olmadığını gösteriyor.
Yapılan adaletsiz kontenjan dağılımlarının birçok kritik branşta görev bekleyen eğitim emekçileri için bir mağduriyete dönüştüğünü ifade eden Özbay, "Atanmayan her bir öğretmenin, farklı işte çalışırken yaşamını kaybeden, psikolojik sorunlar yaşayan her bir gencin, kamuda ücretli öğretmenlik, özelde düşük ücretlerle ve güvencesiz çalıştırılmanın, öğretmensiz bırakılan her bir çocuğun sorumlusu AKP iktidarıdır" ifadelerini kullanıyor.
Simge Yardım ise Bakanlığın her yıl yayınladığı istatistiklerle öğretmen sayıları açıklansa da hangi branşta kaç öğretmen bulunduğuna dair verilerin kamuoyu ve eğitim sendikalarıyla şeffaf bir şekilde paylaşılmadığına dikkat çekiyor.
Yardım, "İl il, ilçe ilçe, hangi ilçede ne kadar, hangi branşta öğretmen ihtiyacı var ve buna ilişkin ne kadar fazlalık var, norm fazlası olan var, nasıl bir planlama yapılmalı, bunlara ilişkin somut verilerin olması gerekir ki aslında buna göre de gerçekçi bir planlama yapılabilsin" diyor.