ESRA TOKAT
14 Mayıs'ta yapılan Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nin resmi olmayan sonuçlarına göre Gezi davası tutuklusu ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay 1. sıra milletvekili adayı avukat Can Atalay milletvekili seçildi.
Atalay'ın milletvekili seçilmesinin ardından gözler tahliye sürecine çevrildi. Konuya dair Can Atalay'ın avukatları Deniz Özen ve Evren İşler Kısa Dalga'ya bilgi verdi. "Anayasa'nın 83'üncü maddesinin 2. fıkrası uyarınca ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin kararları gereğince tahliye edilmesi gerekir" diyen İşler "YSK tarafından seçim sonuçları kesin olarak ilan edildikten sonra mahkemeye hemen başvurumuzu yapacağız" ifadelerini kullandı.
İşler: 'Tahliye edilmesini bekliyoruz'
Mahkemenin olumsuz karar vermesi halinde ise hak ihlallerinde olduğu gibi Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne sırasıyla gidilebileceğini ifade etti ve 'Memlekette hala hukuk olduğuna inanmaya devam ettiğimiz için şu an bu ihtimali düşünmüyoruz. Tahliye edilmesini bekliyoruz" dedi.
Özen: 'Hukuken tahliye edilmesi gerekiyor'
Özen ise "Resmi sonuçların açıklanmasının ardından Atalay'ın mazbatası hazırlanacak. Bu andan itibaren de Atalay'ın aslında hukuken tahliye edilmesi gerekiyor. Buna ilişkin çok fazla örnek ve daha önce verilmiş yargı kararları var. Mustafa Balbay ve Enis Berberoğlu bu kararlardan bazıları" dedi.
'Can Atalay yönünden durma kararı verilmesi gerekiyor'
Ayrıca Yargıtay Ceza Kurulu'nun Ahmet Şık için verdiği kararı da hatırlatan Özen, "Cumhuriyet davası Ahmet Şık milletvekili seçildikten sonra da onun yönünden durmamış ve Şık'ın yargılaması da hala devam ediyordu. Yargıtay Ceza Kurulu bunu bir bozma sebebi yaptı ve 'Ahmet Şık milletvekili seçildiği andan itibaren dokunulmazlık kazandığı için yargılamanın onun yönünden durdurulması gerekirdi" dedi ve şöyle devam etti:
"Dolayısıyla bizim yargı içtihatlarımız çok açık bu konuda. Can Atalay'ın milletvekili olarak ilan edildiği an itibariyle şu anda dosyaya bakan Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Can Atalay yönünden durma ve tahliye kararı vermesi gerekiyor."
Tahliye edilmemesi ihtimaline dair de konuşan Özen, "Bu ihtimali aklımıza dahi getirmek istemiyoruz, umutluyuz. Hukuken böyle bir şey mümkün değil ama siyaseten mevcut iktidar böyle bir şey yaparsa Anayasa Mahkemesi ve AİHM'e başvuru gibi pek çok yol var" dedi.
Anayasanın 83. maddesi ne diyor?
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisce başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar.
Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez.
Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasi parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.
Balbay örneği
Ergenekon davasında tutuklu yargılanırken 12 Haziran 2011’de yapılan genel seçimlerde gazeteci Mustafa Balbay Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) milletvekili seçilmişti. Balbay'ın tahliye talebi yargılandığı mahkeme tarafından iki kez reddedilmiş ve ardından Balbay Balbay Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu. Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararıyla Mustafa Balbay vekil seçilmesinden yaklaşık 1 buçuk yıl sonra 9 Aralık 2013’te tahliye tahliye edilmişti.
18 yıl hapis cezası almıştı
25 Nisan 2022'de açıklanan Gezi davası kararında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise TCK 312’deki “yardım” suçlamasından 18’er yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve tutuklanmalarına karar vermişti. Can Atalay mahkemedeki savunmasında “Harama el uzatmadık, kul hakkı yemedik, devleti kendi çıkarlarımız için kullanmadık, devletin gücünü ele geçirip yandaşlarımızı zengin etmedik. Suç işlemedik. Avukatlık, mimarlık, şehir plancılığı yaptık. Bu yargılama faaliyeti değil, eğer sorun Gezi direnişini sahiplenmekse sahipleniyoruz. Bu bir son değil; bu daha başlangıç, mücadeleye devam” diye konuşmuştu.