Tiyatrocu ve oyun yazarı Kazım Başer, tesadüfen bulduğu fotoğrafları önce Gazete Duvar’dan Kavel Alpaslan ile paylaştı.
Başer daha sonra yararlanmak isteyen herkesle paylaşmak istediğini belirtiyor.
Başer, fotoğrafları bulma hikayesini şu şekilde aktarıyor:
“Özkanlar’daki bit pazarına yıllardır gidiyorum. Geçtiğimiz hafta sonu yine, başıma geleceklerden habersiz dolaşırken tezgahların birinde dosya içerisinde güzelce tasnif edilmiş, ilk sayfasında indeks oluşturulmuş negatif filmlerin bulunduğu bir defterle karşılaştım. Satıcının içinde ne olduğuna dair çok bir bilgisi yoktu. Ben de kurcalamaya başladım. Tabii negatif filmler, normal kartpostallar gibi değil, bakınca bir anda içinde ne olduğu görülmüyor, ışığa tutmanız lazım. Oradan bir öngörüyle ‘Evet burada güzel şeyler var’ deyip de alabilirsiniz. Ya da bunu düşünmezseniz almıyorsunuz. Ama bu üzerine konuştuğumuz fotoğrafları çeken fotoğrafçı her kimse -şu an kim olduğunu araştırıyorum ama bulamadım daha- ilk sayfaya bir ‘içindekiler’ bölümü yapmış ve her sayfada hangi fotoğrafların olduğunu yazmış, bu benim işimi kolaylaştırdı. Hemen bir bakayım dedim neler var içinde. 1976 ve 1977 yıllarına ait fotoğraflar vardı, tarihli ve yanında da ne fotoğrafları olduğu yazıyordu. Öyle bir hızlıca tararken ‘1977 İstanbul İşçi Bayramı’ başlığını görünce birden gözlerim parladı ve dedim ki ‘Şu an bu defterin içinde mi onlar?’ Dediğim gibi hepsini numaralandırmış ama bir türlü aradığım 23 numara görünmüyor, bakıyorum ama o sayfa yok içinde. Numarasız sayfalar da vardı. Araştırdım, yaklaşık yarım saat, kırk dakika negatifleri tek tek kontrol ettim ve sonunda buldum.”
Başer, fotoğrafların kimin tarafından çekildiğini bulabilmiş değil. Ancak elinde bazı ipuçları var. Eline geçen iki sayfalık negatif filmde 1 Mayıs 1977’nin yanı sıra bir film setinden kareler var. Meçhul fotoğrafçımızın 1 Mayıs’ta çektiği kareler arasında Sinemacılar Sendikası kortejinden bolca fotoğraf yer alıyor. Hatta dönemin ünlü oyuncularından Semra Özdamar’ı fotoğraflarda görmek mümkün. Bu yüzden Başer, fotoğrafçının sinema dünyasıyla ilişkisi olabileceği kanısında:
“Yaklaşık 27 tane 1977 1 Mayıs’ına ait siyah beyaz negatif fotoğraf. Bir kısmı bir sayfada bir kısmı başka bir sayfadaydı. İki sayfa aldım ben oradan. Bir tanesinde 1977 1 Mayıs’ına ait, Beşiktaş’tan gelen kortejlerin bulunduğu, halayların çekildiği, toplanma yeri olarak belirlenen noktadan fotoğraflar vardı: Barbaros Bulvarı, Deniz Müzesi, Mimar Sinan Üniversitesi’nin olduğu o aralıkta çekilmiş fotoğraflar. Onun dışında bir de ‘Film Setinden Fotoğraflar’ diye bir ibare vardı indekste. Onu da buldum. Hatta bu, fotoğrafları çeken kişiyi bulma ihtimali de doğuracaktı. İkisini aldım, hemen koşa koşa fotoğraf stüdyosuna gittim ve onların taranmasını istedim. Ertesi gün hızlıca gittim, fotoğrafları aldım. Zaten negatiflerden birazcık bakıp heyecanlanmıştım ama fotoğraflar tarandıktan sonra gördüklerim çok daha heyecan vericiydi. İnternette de baktım daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış fotoğraflar olması da aslında bu döneme az da olsa katkı sunmak adına bir fırsat yarattı.”
Başer, meçhul fotoğrafçının izlerine dair şunları söylüyor: “Semra Özdamar’ın da kameraya yansıdığı sinemacıların kortejinden birkaç fotoğraf var. Aslında bu kortej, fotoğrafları çeken kişiyi bulmak adına bir ipucu, çünkü set fotoğrafları da var. Sanırım setlerde de çalışan bir fotoğrafçının negatif film karelerini bulduk.”
Fotoğrafları tarattıktan sonra Başer, heyecanın yanı sıra karamsar bazı hislere kapıldığını da dile getiriyor. Öyle ki bir tesadüf sonucu bulabildiği fotoğraflar bunlarsa eğer, acaba tesadüflerin ıskaladığı ne gibi hazineler vardı? Hislerini şu sözlerle açıklıyor: “Aslında hem çok sevindim hem de şöyle bir karamsarlık da geldi: Mesela eğer ben bunları bulmasam, bir başkası da yine bulup herkesin görebileceği bir alana taşıyabilirdi. Ama pazarda şöyle oluyor, satılmayan mallar en son, özellikle de kağıtlar çerçöp gibi görülüp atılıyor. Öyle olabilir diye düşününce bir ‘Acaba şimdiye kadar neler gitti’ diye aklımdan geçti. Bulduğum şey, bulamadığımız bir sürü şeyi de düşündürdü. Böyle bir şeyi bulmuş olmak, o dönemin sadece politik atmosferi itibariyle değil aslında giyiminden insanların bir aradalığına kadar, her anlamda o sokaklar… Elbette günümüzdeki 1 Mayıslarla karşılaştırdım, çok daha canlı. Dövizlerde yazılanları okuyunca gerçekten bir bayram havasında olduğunu hissettim.”
Biraz daha detaylara indiğimizdeyse dövizlerde yazılan kimi ifadelerin kendisi için ilgi çekici olduğunu belirtiyor: “Temizlikçi Kadınlara Sigorta' dövizi örneğin. Daha yeni halledilebilen bir mesele ama işçilerin o dönemde nasıl yılmadan mücadele yürüttüklerini gösteriyordu. Ya da altı tane kadının İlerici Gençler Derneği (İGD) yazılı asfalt üzerinde tuttuğu bir ‘1 Mayıs’ yazısı var.”
Peki bu fotoğrafların akıbeti ne olacak? Saklama, paylaşma ya da arşivleme gibi bir düşüncesi var mı diye sorduğumuz Başer, meseleyi bir ‘tarihsel sorumluluk’ olarak gördüğünü ifade ediyor: “Bunları ben bulmuş olabilirim ama bunlar tarihin açığa çıkması için herkese açılması gereken dokümanlar. Ben sadece vesile olmuş olacağım. Onun dışında tabii ki de tarihsel bir sorumluluk olarak görüyorum bunu, isteyenlere vereceğim fotoğrafları. Benim tekelimde olacak bir şey değil bunlar.”