Kısa Dalga - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye cevap verden Dervişoğlu, süreç tartışamlarına ve partisinden istifalara yönelik de konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin grup toplantısındaki "Bizim dava ve vatan sevdamızı tartıya çıkaracak, bununla da kalmayıp tartışmaya açacak, ülke ve ülkü heyecanımızı kurcalayıp aşındıracak bir siyasi fırıldağı henüz hiçbir kundak sarmamıştır" demişti.
Bahçeli'ye yanıt: Topaç gibi
Dervişoğlu "Şahsına bu zamana kadar gösterdiğim saygıyı, o koltuğun gerçek sahibine duyduğum vefanın sadakası saymanı da temenni ediyorum. Fazlasını hak ediyorsun ama benden şimdi kadarı sana yeter, fazlası da zaten bana yakışmaz. Adana tabiriyle kirişteğe dönmüş, İYİ Parti'ye fırıldak diyor. Beyefendiye bakar mısın? Biz seni topaç gibi kimlerin çevirdiğini bilmiyor muyuz zannediyorsun" diye yanıt verdi.
İstifalara yanıt: Şerefi üç gram olanlar lazım değildir
Dervişoğlu, “Bize, cesareti ve şerefi üç gram olanlar lazım değildir” diyerek partisinde yaşanan istifalara dönük şunları söyledi: “Vatandaşlarımıza olduğu kadar, seçmenimize karşı da bir sorumluluğumuz olduğu unutulmamalıdır. Bunun hilafına bir hareket planı olan, başka türlü hesapları olan veya İYİ Parti seçmeni dışında hesap verdiği başka bir makamı olan varsa bilsin ki, aramızda yeri yoktur. Çünkü, büyük bir milli mücadele veriyoruz. Milli mücadele zamanı ihanete merhamet olmaz. Seçildiği oyların ne manaya geldiğini hala bilmeyen varsa, o seçmenlerin verdiği meclis vazifesinin neyi gerektiğini anlamayan, yahut bu mücadeleyi vermek yerine, bundan kaçmayı tercih edenler varsa, size açık olan kapıların nereler olduğu malumdur. O kapılarda, yakasında taşıdığı milletvekili rozetinin ağırlığını, kuyumcu tartısındaki rakamdan ibaret görenlere, aynı tartıyla gramajı yüksek rozetler takmak isteyenler de vardır. Bize, cesareti ve şerefi üç gram olanlar lazım değildir. Bu parti siyasetçiyim diye poz kesmeye çalışanların fotoğraf stüdyosu sayılmamalıdır. Biz, milletinden ve seçmeninden başka hiç kimseye bir borcu olmayanların, kafasına da bu memleketten başka hiçbir şeyi takmayanların partisiyiz. Bizi kuran ahlak ve vicdan budur”
Süreç tartışmaları: Susmayacağız
Dervişoğlu, konuşmasında şunları söyledi:
“Bu kifayetsiz muhterislerin beceriksizliğine bel bağlayıp susacak mıyız? Hayır, susmayacağız. 22 yıldır deniyorlar ve denemekten asla vazgeçmiyorlar. Hiçbir denemelerinde Cumhuriyeti yıkmaya tam olarak muktedir olamadılar. Ama her denemelerinde Türk devletinde büyük hasar bıraktılar. Bugünkü cüretleri dünden daha yüksektir. Çünkü dün, terör örgütünün elinde Suriye’deki teröristan yoktu, bugün vardır. Dün, terör örgütü elebaşını AKP’ye rağmen halen bebek katili olarak isimlendiren bir Cumhuriyet devleti vardı, bugünse 'İmralı bilgesi' diye paketleyen bir Cumhur ittifakı devleti vardır. Dün, halen işleyen bir parlamenter sistem ve Türkiye Büyük Millet Meclisi vardı. Bugünse tüm devlet organlarını iğfal ve işgal eden bir saray rejimi vardır. Dün 'demokrasi istemiyor musunuz, barışa karşı mısınız' diyorlardı. Bugün de aynı aşağılık sözde ikna yöntemlerini daha da iğrençleştirerek 'Siz terörün bitmesine karşı mısınız, Misak-ı Milli’ye taraf değil misiniz' diyorlar”
"Diyorlar ki, süreç Meclisten yürütülecekmiş. Millet Meclisinin hangi yetkisiyle hangi süreç yönetilecektir? Türkiye'yi iki tane adam büyük belalara sürüklüyor. Bugün Meclis’in yetkisi mi kalmış. Diyorlar ki barış olsun, bugün barışın b’si yoktur. İktidar, vatandaşlarına savaş açmıştır. Milletimiz, yoksullukla, işsizlikle, hayat şartlarıyla savaştadır. Adaletsizlikle, ahlaksızlıkla savaştadır."
Bu ihanet ortaklığına dahi millilik atfetmekten çekinmeyen cüret edenler emin olun ki o mızrağı saplarken de cüretinden taviz vermeyecektir. Bu alçaklığı meşrulaştırmak için kendilerini bu hayasızlığa paspas edenler yahut sessiz kalarak, başını öte yana çevirenler, yahut kameralara sırıtarak el sıkışma pozları verenler bilsinler ki keser döner sap döner, gün gelir hesap döner. Devlet, devleti yönetenlerce yıkılmaktadır. Bunların devlet aklı dedikleri şey, Mondros’u mütareke edenlerle, Sevr-i imza edenlerle aynı akıldır. Onlar da vatanı işgalcilere teslim ederken 'devlet aklıyla' hareket etmekteydiler.
Meclis görüşmeleri: Müzakere yapmayacağız
Buradan bir kez daha ilan ediyorum, elde ettikleri sayısal çoğunlukla Milli Mücadele’nin karargahı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesini yok sayan, bundan aldığı güçle, Türkiye Cumhuriyeti devletini saraya peşkeş çeken, son olarak da üniter bütünlüğümüzü, milli bilincimizi ve millet kimliğimizi, etnik ve bölgesel parçalara ayırmak yolunda olan bu iktidar ve ortaklarıyla, onların gönüllü, gönülsüz, bilinçli ya da şaşkın işbirlikçileriyle bir arada olmayacağız. Adına ne derlerse desinler, açılım, demokrasi veya anayasa bizim için hiç fark etmez. İhanet şebekeleriyle, millet ve cumhuriyet düşmanlarıyla, kapalı kapılar ardında hiç bir görüşme ya da müzakere yapmayacağız. Bizim bu büyük milletten saklayacak bir planımız yok. Her şey bu milletin bilgisi dahilinde ve kamuoyuna açık bir biçimde yaşanacaktır. Bu nesebi gayrı sahih planı, Mondros gibi, Sevr gibi yırtıp atmak için sokaklarda, meydanlarda, Mecliste, nerede ve nasıl gerekiyorsa her yerde mücadele dönemi başlamıştır. Parolamız bellidir, 'Türkiye’yi Türksüzleştirmeyeceğiz.' Türk milletini böldürmeyeceğiz, cumhuriyetin niteliklerini değiştirtmeyeceğiz.
(Haber Merkezi)