Kısa Dalga - Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), “gelirde adalet, vergide adalet” talebiyle İstanbul Saraçhane’de işçi buluşması düzenledi. Buluşmada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, şunları söyledi:
“Bu meydan Türkiye işçi sınıfının bundan 63 yıl önce ayağa kalktığı meydan. Bu meydan Türkiye işçi sınıfının görev hakkı başta olmak üzere sendikal haklarına emeğine, ekmeğine sahip çıktığı meydan. İşte 63 yıl önceki kararlılığı. O mücadele coşkusunu bugün bu yürüyüşümüzde devam ettiriyoruz. Yoksuldan alıp zengine veren bu düzenden hesap sormak için yan yanayız. Bizi asgari yaşama, asgari ücrete en düşük emekli aylığına mahkum edenlerden hesap sormak için buradayız. Sendikal haklarımızı yok sayanlardan hesap sormak için bir aradayız. Sermayeden vergi almayan, onların vergilerini gece yarısı iptal eden sermaye zihniyetine karşı vergide adalet için yan yanayız. Ocakta aldığımız ücreti eylülde, ekimde, kasımda, aralıkta da olabilmek için yan yanayız. Emeğimiz için, ekmeğimiz için, eşitlik, özgürlük, adalet için bugün bu meydanda yan yana omuz omuzayız”
Bu yoksulluk, bu işsizlik tesadüf değil
“Bu yaşadığımız kara tablo, bu işsizlik, bu yoksulluk, bu hayat pahalılığı, bunların hiçbiri tesadüf değil. Ülkeyi yöneten iktidarın o sürekli değişen Maliye Bakanlarının beceriksizliği de değil. Bu yaşadığımız kara tablonun nedeni bu ülkeye 22 yıldır yöneten AKP hükümetlerinin tercihlerinin sonucudur. Bu kara tablo 22 yıldır ülkeyi yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarlarının sınıfsal ve siyasal tercihlerinin sonucudur.Her gün bizi daha fazla yoksullaştıran sürekli yoksuldan alıp zengine, işçiden alıp patrona veren bu düzenin çarklarını daha hızlı çevirmek için uğraşıyorlar. İşte geçtiğimiz günlerde orta vadeli programı açıkladılar. Ne var orta vadeli programda? Daha yüksek enflasyon var. Daha düşük büyüme var. Çocuklarımızın daha fazla işsiz kalması var. Yüksek enflasyon karşısında daha da düşen ücretler var.”
Enflasyonun nedeni üretimden kopuş
“Enflasyonun nedeni ücretler diye koca bir yalan arkadaşlar koca bir yalan. Bu ülkede enflasyonun nedeni üretimden kopmuş olmak. Enflasyonun nedeni dolarizasyon, enflasyonun nedeni aşırı karlar. Enflasyon, ücretler artarsa enflasyon artar dediler. Temmuz'da asgari ücreti arttırmadılar. Bir Ocak'tan beri ücretlerimiz artmadı. Enflasyon düştü mü arkadaşlar? Çarşıda, pazarda, enflasyonun düştüğünü gören var mı?
“Başka ne var orta vadeli programda? Güvencesiz çalışma kullan at işçiliği var. Başka ne var orta vadeli programda sosyal güvenliği ayrılan payın azaltılması var. Yani emekli olmak daha da zorlaşacak. Emeklilikteki bütün mağduriyetler devam edecek. Emekli aylıkları, ucube sistem uydurdular ya hazineden tamamlama diye o ucube sistemle 12,500 liraya milyonlarca emekliyi mahkum edeceğiz diyorlar orta vadeli programda”
Orta vadeli programda büyük tuzak var
Büyük bir tuzak var. Orta vadeli programda emekli aylıkları o kadar düştü ki ikinci emekli aylığı aldatmacası adı altında tamamlayıcı emeklilik sigortası var. Bu ne demek bunu çok iyi biliyoruz. Bu tuzağı ilk defa koymadılar önümüze. Biz tanıyoruz bu tuzağı. Tamamlayıcı emeklilik sistemleri adı altında Türkiye işçi sınıfının 90 yıllık kazanılmış hakkını kırmızı çizgimizi, son kalemizi yani kıdem tazminatımızı ortadan kaldırmak var. Buradan Saraçhane Meydanından bir kez daha sesleniyoruz. Asla aklınızdan bile geçirmeyin diyoruz. Daha önce kıdem tazminatını gasp etmek için yaptığınız her türlü girişim Türkiye işçi sınıfının ve DİSK'in duvarlarına nasıl çarpıp geri döndüyse bugün de bu konudaki kararlılığımızı sürdürüyoruz. Çok bakanlar gördük, çok başbakanlar gördük bu ülkede kıdem tazminatını fona devredeceğim diyen. Hepsi geldi geçti. Ama biz burdayız. Bugün burada bir kez daha sesleniyoruz. Ölmek var, dönmek yok, tazminatı vermek yok”
Hedeflerinde kıdem tazminatı var
“Bütün bunlar sermayenin talebi arkadaşlar. Hedeflerinde kıdem tazminatı var. Hedeflerini de işten çıkarma tazminatı var. Sendikal tazminat var. Hedeflerinde işsizlik sigortası var. Sermaye istiyor ki ben işçiyi istediğim kadar çalıştırayım, istediğim zaman kapının önüne koyayım. Sendikaya üye oldu diye işten atayım. Bir kuruş tazminat ödemeyeyim diyorlar. Yine onların hedeflerinde işçiler alacak davası bile açamasın diyorlar. İş yerlerimize SGK denetime gelecekse randevu alın öyle gelin diyorlar. O MESEM projesinde çocuklarımızın tezgah başlarında hayatını kaybettiği MESEN projesinde devam edin diyorlar. Yani 85 milyon çalışıyor. 85 milyon üretiyor. Bir avuç insanı zengin ediyor. Ama yine de doymuyorlar. Bu nasıl bir açgözlülüktür? İşte onun için adalet istiyoruz sevgili arkadaşlar. İşte bu yüzden gelir da, vergide adalet, ülkede adalet diyoruz."
Türkiye'nin bir asgari ücret ülkesi olmaktan kurtulmasını istiyoruz
"Taleplerimiz son derece açık ve net. Gelirde adalet istiyoruz. Ürettiğimiz değerden payımızı hakça almak istiyoruz. İnsanca yaşayacak bir ücret istiyoruz. Türkiye'nin bir asgari ücret ülkesi olmaktan kurtulmasını istiyoruz. Vergide adalet istiyoruz. "Anayasa’nın 73. maddesinde yazdığı gibi az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınan adil bir vergi sistemi istiyoruz. Bununla ilgili kanun teklifini de Meclis’e verdik. Meclis’ten oy birliğiyle geçsin istiyoruz. Bir de kalkıyor bu ülkenin Maliye Bakanı, belki de adaleti sağlayacağız diyor. Buradan Saraçhane Meydanı'ndan sesleniyoruz. Vergide adaleti sağlamak, daha çok vergi toplamak istiyorsanız, etrafınıza bakın, etrafınıza. O kar rekorları kıran şirketlere bakın. Bankalara bakın. Kur korumalı mevduatlar milyonlar kazananlara bakın. Çekin elinizi soframızdan. Çekin elinizi cebimizden. Çekin elinizi çoluğumuzun çocuğumuzun geleceğinden.”
Seçim bu meydanda
“Nasıl olsa seçim yok. Asgari ücrete zam yapmam, nasıl olsa seçim yok emeklileri 12,500 yüz liraya mahkum ederim.. Sermayenin istediği her şeyi tıkır tıkır hayata geçirelim diyenlere buradan sesleniyoruz. Seçim burada arkadaşlar, seçim burada arkadaşlar. Seçim bu meydanda. Seçim her gün daha gün ağarmadan evinden çıkıp işe giden, gece gündüz çalışan, yaşama, şansı bile olmadan çalışan milyonların evine ekmek götürememesinde seçim. Seçim evlerimizde kaynamayan tencerede işçi sınıfının seçimin tercihini net emek olarak emekçiler olarak biz eşitlik, adalet, barış ve kardeşlikten yana gerçek bir demokrasi için mücadele veriyoruz. Biz haklarımızı öyle seçimden seçime değil her gün yan yana, omuz omuza mücadeleyi büyüterek alacağız. Ve sevgili arkadaşlar evet ülkede adalet istiyoruz. Demokrasi istiyoruz. Demokrasi işçinin ekmeğidir diyoruz. DİSK olarak ve biliyoruz ki demokrasinin olmadığı yerde emeğin hakları olmaz. Ve demokrasi dediğimiz şey 5 yılda bir gidip sandıkta oy vermek demek değil. Demokrasi işçi sınıfının hayatın her anında söz ve karar sahibi olması demek.”