CHP'li Nazlıaka: Bakanlığın kreş kararı kadına yönelik şiddettir

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, belediyelerin kreşlerini kapatma kararının çocukları, kadınları ve ekonomiyi etkileyeceğine dikkat çekti.

Kısa Dalga - CHP Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, belediyelere ait kreşlerin kapatılması yönünde bakanlık yazısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Belediyelerin açtığı kreşlerin üç boyutta topluma büyük etkisi ve katkısı olduğunu belirten Nazlıaka, şunları söyledi:

"Dezavantajlı ailelerin çocukları hayata 1-0 yenik başlamıyor"

“Bu etki ve katkılardan birincisi çocuklar için olan katkı. Çocukların gelişme kapasitesinin en yüksek olduğu yaş grubunda kreşe gitmesi hem sosyal hem eğitsel hem de zihinsel gelişimine müthiş bir katkı sunuyor. Çocuklar çok hızlı, sosyal ve eğitsel olarak gelişiyorlar. Ve kreşlerde akranlarıyla iletişim kurmayı, empati kurmayı, gruplar halinde çalışmayı, oyuncaklarını toplarken disipline girmeyi, belli bir rutine sahip olmayı öğreniyorlar. Kreşler aynı zamanda çocuklara güvenli bir ortam sunuyor ve rehberlik hizmetleri sayesinde anne-babayla çocuk arasında daha sağlıklı bir iletişim kurulmasını teminat altına alıyor. Ve bizim kreşlerimiz ağırlıklı olarak yoksul ailelere hizmet veriyor, böylelikle dezavantajlı ailelerin çocuklarının hayata bir sıfır yenik başlamasının önüne geçiliyor ve yoksulluğun ebeveynden çocuğa miras kalması kreşler sayesinde engelleniyor. Çocuğu eğitim hayatına hazırlarken sosyal ve zihinsel gelişimini sağlarken eşitlikçi bir ortam sunarak kızlı erkekli bir atmosferde çocukların birlikte öğrenme yetisini de geliştiriyor. Ve çocukların mutlu bir ortamda, huzur içerisinde, güvenli bir ortamda hayata hazırlanmasını sağlıyor.

“Kreşler kadınları özgürleştiriyor"

İkincisi etki kadınlar için olan katkı. Hiç şüphesiz kreşler kadınları özgürleştiriyor. CHP’li belediyeler şu anda gece kreşleri de açmaya başladı. Gece vardiyasında çalışan kadınlar için de bu inanılmaz büyük bir imkan. 653 kreşimiz var, yaklaşık 58 bin çocuğa imkan sağlanıyor. Bu kreşler sayesinde kadın hem istihdama katılabiliyor özgürleşiyor, hayatın içine katılabiliyor. Kreşlerde çalışan kadınlar istihdam sahibi olabiliyor. Böylelikle de ekonomik olarak güçlenmiş oluyor. Bugün Türkiye'deki her üç kadından sadece birisi çalışma hayatının içerisinde. 33 milyon çalışabilir nüfustaki kadının sadece 10,7 milyonu çalışma hayatının içerisinde. Her beş kadından da sadece birisi kayıtlı ve tam zamanlı çalışabiliyor. Dolayısıyla bu kadar eşitsizlik varken, kadınlar kayıt dışı çalışmaya, istihdamın dışına itilirken, eşit işe eşit ücret almazken hiç şüphesiz kreşler kadınların ekonomik olarak güçlenmesinin yanı sıra, toplumsal statüsünü de güçlendiriyor.

"Ekonomiye katkı"

Üçüncü boyut ise ekonomiye olan katkısı. Bu konuda bazı akademisyenlerin yapmış olduğu çalışmalar var. Bir bina inşa ettiğimiz zaman o binanın inşaatı esnasında işçiler çalışıyor, inşaat tamamlanınca işçiler işsiz kalıyor. Ama bir kreş inşa ettiğimizde orası aynı zamanda ekonomiye sürekli olarak katkı sunan bir yere dönüşüyor. Hem kadınlar, yani çalışma hayatının dışına itilmiş olan bir kesim ekonominin içine çekiliyor hem orada çalışan kadınlar istihdam sahibi oluyor hem de orada hayata daha iyi hazırlanan çocuklar ilerleyen yaşlarda da daha iyi bir eğitim alıp daha nitelikli bir meslek sahibi olup sonra da ekonomiye daha büyük katkı sağlayabilecek bir gelecek inşa edebiliyor. Dolayısıyla hem kadınlar hem çocuklar hem ekonomi boyutundan bakacak olursak kreşlerin topluma inanılmaz büyük etkisi ve katkısı var.

“Kadınları evin içerisine hapsetmek isteyen anlayış"

Peki AKP ne yapmak istiyor? AKP, CHP’li belediyelerin verdiği hizmetlerden, özellikle yoksul yurttaşlarımızın hayatına dokunan hizmetlerden rahatsız. Çünkü bu AKP'nin yapamadıklarının görünür olmasını sağlıyor ve yoksul vatandaşlarımızın CHP’ye olan inancını, güvenini arttırıyor. Çok kişi biliyorum ki CHP'li belediyelerin yönettiği yerlere taşınmayı düşünüyor. O yüzden bu başarının ve insanların birebir hayatına dokunulmasının sağladığı siyasal sonuçların farkında AKP. O yüzden kendisini düzeltmek, kendi yanlışlarını gidermek, doğru politikaları hayata geçirip çocukları ve kadınları güçlendirmek yerine kadınları evin içerisine hapsetmek isteyen, kadınları geleneksel roller içerisine hapseden bir anlayışı topluma yaymayı tercih ediyor.

“Bu karar kadına yönelik bir şiddettir”

Dün, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’ydü. Bu karar da aslında kadına yönelik bir şiddettir. Yani bugün çocuğunu CHP’li bir kreşe vermiş olan bir aile kara kara düşünüyordur, ‘Ne olacak? Acaba bizim kreşimiz kapanacak mı’ diye. Hayır, biz her koşulda yoksul yurttaşlarımızın hayatına dokunmaya, onlara hizmet götürmeye, çocukları hayata hazırlamaya, kadınları güçlendirmeye projelerimizle, politikalarımızla, söylemlerimizle devam edeceğiz. Eşitliği ancak kimseyi geride bırakmayarak sağlayabiliriz. AKP'nin bakış açısı ne yazık ki bizimki gibi bir kişi yere düştüğünde koluna girip onu ayağa kaldırmak değil, onun yerde yatarak sürekli kendisine bağımlı bir şekilde tedaviye muhtaç hale gelmesini sağlamak şeklinde. Biz böyle yaklaşmıyoruz. Bireyleri güçlendirmek istiyoruz. Bunun için de öncelikle kadınları ve çocukları güçlendirmek gerekiyor. Özetle bizler kadının hayatın her alanında var olmasını, çocukların da eğitim hayatına iyi bir hazırlıkla başlangıç yapmasını istiyoruz.” (Haber Merkezi)

Gündem Haberleri