Kısa Dalga - 146 Polonez gıda fabrikası işçisi, 146 gündür hakları için mücadele ediyor. Fabrika önünde haftalar süren eylem sonrası işçiler, seslerini duyurmak için Ankara’ya yürümek istemiş, Ankara’ya hareket etmelerine izin verilmeyince Çatalca Adliyesi adliye önünde kefenli açlık nöbetine başlamışlardı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, kefenli açlık grevi sürdüren işçilere destek için direniş çadırını ziyaret etti.
"Sendikalılık suç değildir"
Ziyaret sırasında TEK GIDA-İŞ Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu ile birlikte bir açıklama yapan Taşcıer şunları söyledi:
"Bugün sizin yaşadığınız bu dram karşısında birilerinin utanması gerekiyor. Çünkü sizin talebiniz güvenceli bir çalışma. Sizin talebiniz hakkınız olanı alma. Anayasanın size verdiği sendikalılaşma hakkı ve insan onuruna yaraşır bir ücret ve çalışma koşulları. Ne yaptılar? Önce 13 arkadaşınızı sendikalı olduğu için işten attılar. Sonra siz bu mücadelenizi büyüttünüz. 140 gündür bu haksızlığa karşı direndiniz. Ve az önce başkanımızın da ifade ettiği gibi bana 116 saattir açlık grevindesiniz. Buradan duymayan kulaklara bir kez daha seslenelim. Sendikalılık suç değildir. Siz suç işlemediniz. Siz hak yemediniz. Tam tersi hakkı olanı almak için tam 116 saattir aç susuz bu mücadelenizi sürdürüyorsunuz. Ve biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Sayın Genel Başkanımızın da ifade ettiği gibi. Sermayeyle, emek karşı karşıya gelirse, biz emeğin yanındayız, onun için bugün buradayız, onun için sizin yanınızdayız. Ve haklı mücadelenizde de her zaman yanınızda olacağız.
"Tam beş gündür İçişleri Bakanına ulaşamıyorum"
Anayasal hakkınızı almak için Ankara'ya yürümek istiyorsunuz ve biliyoruz ki altı gündür polis barikatlarıyla engelleniyorsunuz. Benzer bir olayı biz Soma faciası sonrası da yaşamıştık. Bağımsız maden işçileri Ankara'ya yürümek istediklerinde polis barikatlarıyla karşı karşıya kaldılar. Sonra dava açtıklarında Anayasa Mahkemesi dedi ki hayır toplantı ve yürüyüş yapma özgürlüğünüz var sizin. Bakın sizin bugün aynı zamanda başka anayasal haklarınız evet şirket tarafından sendikal haklarınız engellenmeye çalışıyor ama bu ülkeyi yönetenler sizin başka anayasal haklarınıza da engel olmaya çalışıyor. Tam beş gündür İçişleri Bakanına ulaşamıyorum. Dönmüyor telefonlarımıza. Niye? Dönemez. Dönemez çünkü yaptığının anayasal suç olduğunu o da çok iyi biliyor. Ne diyecek bana? Sayın Bakan "niye bu işçilerin Ankara'ya yürümesine izin vermiyorsunuz" dediğimde ne diyecek. Elimizde Anayasa Mahkemesi kararı var daha önce yaşanmış. Ama biz yine de haklarımızı aramak için mücadele edeceğiz. Yine Sayın Bakandan bu hakkınızı vermesi için talepte bulunacağız. Ve siz hakkınızı kuruşu kuruşuna alana kadar omuz başında olacağız. Yaşasın örgütlü mücadeleniz, yaşasın sendikacılık ve sonunda bütün bu emeklerin zafere ulaşacağı güne kadar mücadeleye devam." (Haber Merkezi)