İmamoğlu'na İnsan Hakları ödülü... Özel: Sandığa uzanan elleri püskürtmek için size ihtiyacımız var

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na Sosyal Demokrasi Derneği tarafından verilen ödül için düzenlenen törende konuştu.

Kısa Dalga - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sosyal Demokrasi Derneği'nce düzenlenen İnsan Hakları Günü Ödül Töreni'ne katıldı.

Törene Sosyal Demokrasi Derneği Başkanı Sami Doğan, CHP'nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu da katıldı.

Özel, şunları kaydetti:

"Türkiye siyasi tarihinin darbe dönemlerinin belli acılarını, işkencelerini, belli muhtıra süreçlerinden sonraki idamları, 1960 darbesinin idamlarını bir kenara koyacak olursak; Türkiye siyasi tarihinin en fazla hak ihlali yapılan dönemindeyiz. Geçmiş dönemlerde HDP’ye, Eş Genel Başkanlarının eş zamanlı olarak farklı farklı savcıların bir gece bir yerden onlarca savcının koordinesi ile yapılan operasyonları ve o günden bugüne Sayın Demirtaş ile Yüksekdağ’ın neredeyse dokuz yıldır cezaevinde olduklarını not edelim. Onu görmezden gelmeyelim. Şu anda haklarında dünya kadar iddia olan, ama o iddiaların hepsi dokuz aydır konuşulan ama iddianameye önemli bir kısmı konulamamış bir büyük itibar suikastı ile karşı karşıyayız. 15 belediye başkanımız içeride, arkadaşlarımızla ilgili söylenen bütün yalanlar ortada ve Türkiye’de bir ikili hukuk sistemi var. Tamamının yalan çıktığını kendileri de kabul ediyor. Kimi gazeteci ‘İnsan bazen yalan atar’ diyor. Kimi gazeteci ‘Beni de kandırdılar’ diyor. Ama iddianamede hiçbir somut delille karşı karşıya değiliz.

"Haksızlık var diyorsan evden çıkmalısın"

Bütün bu tehditler, baskılar, zorlamalar, yalancı tanıklar… 700 yılla yargılanan adam serbest, yatarı yedi ay olan suçtan altı - yedi aydır içeride olan arkadaşlarımız var. Bir kere seçilmişe görevini yapması gerektiği sürede hapiste olduğu için insan hakları ödülü veriyoruz. O da bu ödülü alamıyor kendi üstüne. Bakın ‘Ben mağduriyete uğradım, ödülü alıyorum’ diyemiyor. ‘Ben bu ödülü şunun, şunun yerine de alıyorum’ diyor. O yüzden tarihin en zor dönemlerinden birinden geçiyoruz. Burada dayanışma gösteren herkese ihtiyaç var. Bugün bunun adı, Sosyal Demokrasi Derneği. Şunu söylüyorum arkadaş: ‘Bu işler doğru, küfr ile abad olunmaz ama zulm ile abad olunur’ diyorsanız, ‘Bu kadar zulüm iyidir, beterini hak ettiniz’ diyorsanız bunu diyene benim sözüm yok. Bunu diyen otursun bizim bu mücadeleyi kazanmamızı beklesin. Ona söyleyecek sözüm yok. Benim sözüm şunu diyene: ‘Bu kadar da olmaz. Haksızlık yapılıyor ve gerçekten büyük haksızlık. Ekrem Başkan çıkmalı.’ Böyle diyorsan sen evinden çıkmalısın. Evde oturarak bu iş olmuyor. Evde oturarak Ekrem Başkan çıkarılacak olsa ben de partide oturacağım. Ama partide oturarak, evde oturarak, risk almayarak, meydan okumayarak bu iş başarılamayacak.

"Sözle, elle sevme dönemi bitti. Kimse beni öyle sevmesin"

Eninde sonunda başaracağız. Bu başarıldığında bizimle birlikte, Sami Doğan’dan demokrasi ve mücadele madalyası hak edenlerden mi olacaksın? Yoksa ‘O pijamayla evde oturuyordu’ diyeceklerimizden mi olacaksın? Bunun için herkesi, bu zulme ortak olmak istemeyen herkesi her türlü direnişe davet ediyorum. Biz kimseyi gelip de polisle, askerle çatışmaya davet etmiyoruz zaten. Biz meşru meydanlarda kalabalık olmaya davet ediyoruz, çok olmaya devam ediyoruz. 10 bin kişi başka bir şey, 100 bin kişi başka bir şey, 1 milyon kişi bambaşka bir şey. Gitgide güçlenmek, kalabalıklaşmak, günü geldiğinde toplanmak, günü geldiğinde sandığa el uzatan olursa o sandığa uzanan elleri hep birlikte geri püskürtmek için size ihtiyacımız var. ‘Özgür Başkanım seni çok seviyorum. Selam söyle, Ekrem Başkan’a. Onu çok seviyorum.’ Öyle sözle, elle sevme dönemi bitti. Kimse beni öyle sevmesin. Bizi seven arkamızdan gelsin."

Ekrem İmamoğlu: Yargılanmıyor, peşinen cezalandırılıyoruz.

Dilek Kaya İmamoğlu da Ekrem İmamoğlu'nun gönderdiği mesajı okudu. İmamoğlu şunları kaydetti:

"Bu değerli ödülü; siyasi nedenlerle özgürlüklerinden mahrum bırakılmış belediye başkanlarımız, meclis üyelerimiz ve bürokratlarımız; gerçekleri cesurca dile getirdikleri için gözaltına alınan, tutuklanan medya mensupları; haksızlık karşısında susmadığı için cezalandırılmak istenen gençler; baskıyla, tehditle, şafak operasyonlarıyla sindirilmek istenen milletimiz adına almaktan onur duyuyorum. Bugün bizler en temel haklarımızdan olan adil yargılanma hakkından mahrum bırakılmış durumdayız. Yargılanmıyor, peşinen cezalandırılıyoruz. Masumiyet karinesi ayaklar altına alınmış durumda. Lekelenmeme hakkımız her gün asılsız, dayanaksız ithamlarla ihlal ediliyor. Tarafsız mahkemeler tarafından şeffaf ve tutuksuz şekilde yargılanma taleplerimiz göz ardı ediliyor. Tüm bu yapılanlar sadece bizim haklarımızın değil milletin iradesinin, seçme ve seçilme hakkının çiğnenmesidir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin insan hakları ihlalleri açısından en acı günlerini yaşıyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyulmuyor. Siyasi parti başkanları, milletvekilleri, iş insanları, bürokratlar AİHM kararlarına rağmen özgürlüklerinden mahrum bırakılıyor. Haber yapmaktan, gerçekleri dile getirmekten başka gayesi olmayan basın mensupları bugün tutuklu durumda. Tutuklanan her basın mensubuyla birlikte milletin doğru bilgi alma hakkına da kilit vuruluyor. Susturulmak, sindirilmek istenen her genç, her sanatçı, her yayıncı, her yurttaş ile düşünce ve ifade özgürlüğüne ket vuruluyor.

"Hak ihlalleri toplumun her kademesine ulaştı"

Eğitim hakkına ulaşamayan, okul sıralarında olması gereken yaşta çalışmak durumunda kalan çocuklarımız var. Okula gidenler arasında ise gıdaya erişim haklarından mahrum olan, derste açlıktan baygınlık geçiren çocuklarımız var. Mülakatlarla, torpille, adam kayırmayla gençlerimizin çalışma hakları ellerinden alınıyor, gelecekleri çalınıyor. Gençler umutsuzluğa, geleceksizliğe terk ediliyor. Hayal kurma hakları yok ediliyor. En güç koşullarda, sigortasız, güvencesiz çalışan milyonlarca emekçinin hakları ihlal ediliyor. Her gün işçilerimiz, önlenebilecek olan iş kazaları nedeniyle hayatlarını kaybediyor. Enflasyon karşısında beli bükülen emeklilerimizin insanca yaşama hakkına saygı duyulmuyor, talepleri kulak ardı ediliyor. Bu ülkede kadınlar sokakta dolaşmaktan korkar hale getirildi. Kadına yönelik şiddetin önü alınamıyor, alınmıyor. Kadınların yaşama hakkı, sosyal yaşama katılma hakkı gasp ediliyor. Yükselen fiyatlar nedeniyle büyük bir barınma kriziyle karşı karşıyayız. Milletin barınma hakkı tehlike altında. Milletin arazisine, evine, şirketine bir gecede el koyuluyor. Mülk edinme hakkı ayaklar altında. Bugün hak ihlalleri toplumun her kademesine ulaşmış durumda. İşte biz bu yüzden "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz" diyoruz.

Bir grup azınlığın her şeyi kendine hak gördüğü, milletin geri kalanının en temel haklarına ulaşamadığı günler yaşıyoruz. Biz bu eşitsizliğe, bu haksızlığa, hep birlikte dur diyeceğiz. Her zaman söylüyorum "Hak yemem, hakkımı da yedirmem." Hiç kimsenin hakkını yemeyeceğiz, yedirmeyeceğiz. Bu ülkeye eşitliği, adaleti, huzuru ve barışı yeniden getireceğiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini sosyal demokrasinin ışığıyla aydınlatacağız. Bizim iktidarımızda hiç kimse haklarından mahrum bırakılmayacak. Hiç kimse kendini yalnız, desteksiz, ümitsiz hissetmeyecek. Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit ve özgür bireyleri olarak hep birlikte güzel günlere yürüyeceğiz. Önce adalet, önce hürriyet."

Ardından SDD Başkanı Sami Doğan ödülü Özel ve Dilek Kaya İmamoğlu’na takdim etti. Özel ödülü yarın Silivri ziyaretinde Ekrem İmamoğlu’na teslim edecek. Ödül takdiminin ardından Doç. Dr. Kerem Altıparmak “İnsan Hakları için Hukuk Devleti” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.

Gündem Haberleri