Kısa Dalga - Narin Güran'ın öldürülmesiyle ilgili olarak açılan davanın ilk duruşması başladı.
Tutuklu sanıklar Nevzat Bahtiyar, amca Salim Güran, ağabey Enes Güran ve anne Yüksel Güran, duruşma salonunda hazır bulundu.
Mahkemeye Güran ailesi ile yakınları, Yüksel ve Enes Güran'ın 8 avukatı, Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar'ın da 1'er avukatı ile baba Arif Güran, Diyarbakır Barosu'ndan 30 avukat ve Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Abdülkadir Güleç ile önceki başkan Avukat Nahit Eren, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilleri, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, AK Parti Milletvekili Suna Kepolu Ataman, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Asu Kaya, Türkan Elçi, DEM Parti milletvekilleri Adalet Kaya, Meral Danış Beştaş, Ceylan Akça Cupolo da katıldı.
Duruşmada Salim Güran solda önde, arkasında sırayla da Yüksel Güran ve Enes Güran oturdu. Nevzat Bahtiyar ise salonun sağ taraftaki kendisi için ayrılan yere oturdu. Duruşmada 6'sı tutuklu 26 tanık dinlenecek.
Diyarbakır Baro Başkanı Güleç: Bütün bulgular ve DNA bulguları karartıldı
Diyarbakır Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, "Narin Güran cinayeti vahşice işlenmiş cinayet, toplumun adalet duygusunu örseleyen vahim bir durum" dedi. Güleç, "Bizim toplum olarak Narin gibi çocukların ya da kadınların katledilmemesi için ne yapabilirizi tartışmamız gerekiyor" diye konuştu.
Güleç, "Kamera kayıtlarına göre, Narin’in daraltılmış baz istasyonu çalışmasında, huzurda bulunan sanıkların 4’ü Narin Güran'ın evinde. Bu soruşturmada belli eksiklikler var. Bunu şuna bağlıyorum; adli kolluk yok, idari kolluk var. Olayın başından itibaren Narin’in kaybolma ihtimali üzerinde duruldu. Son görülme anı 15.15. İhbar yapılan saat akşam 20.00. Yani 5 saat sonra ihbar yapılıyor. 8 yaşında kız çocuğunun 5 saat bulunmaması akıllara başka şeyler getiriyor. Ben hukukçu olarak ilk duyduğumda Narin’in katledildiğini düşündüm. ‘Köyde herkes akraba ve kız çocuğu 5 saat bulunmuyorsa katledilmiştir’ dedim. 19 gün boyunca Narin’in bedenine ulaşılamadı. Narin’in cenazesinin saklandığı için, bütün bulgular ve DNA bulguları karartıldı. Bu bağlamda iddianamenin o tespitini önemsiyoruz. Baz istasyonu çalışmaları bizce de çok önemli. Toplumda bu tespitten kaynaklı siz ve mahkeme heyetinden toplumun vicdanını belirleyen hakkaniyetle karar beklemektedir” ifadelerini kullandı.
Sanık avukatları: Katılma taleplerine karşı esnek davranılsın
Sanık avukatları, cinayetin aydınlatılması için kendilerinin de çaba sarf ettiklerini söyledi. Katılma taleplerine karşı mahkemenin esnek davranmasını istediklerini belirten avukatlar, "Biz şu dengenin korunmasını istiyoruz. Sanığın AİHS 6’ncı madde kapsamında adil yargılanma hakkı vardır. Sanığın yeterli imkânı elde edebilmesi ve bu kolaylığın sağlanması gerektiği kuşkusuzdur. Bu denge de gözetilerek biz baronun ve hukuk örgütlerinin katılma talebinin daha esnek yapılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Baroların taleplerini değerlendiren mahkeme başkanı, Diyarbakır Barosu'nun katılma talebini kabul etti. Diğer baroların katılma talebi reddedildi.
Nevzat Bahtiyar: ‘Susma hakkım da var mı?’
Daha önce itirafçı olan ve çelişkili ifadeler veren sanık Nevzat Bahtiyar, "Olay günü Salim’i (amca) su için aradım. Suyumuz kesilmişti” dedi. Bahtiyar, “Susma hakkım da var mı?” diye sordu. Mahkeme başkanı, “Var” dedi. Bahtiyar, mahkeme başkanının olayı anlatıp anlatmak istemediğine dair soruya "Yok” yanıtı verdi. Mahkeme başkanı, Bahtiyar’ın verdiği iki ifade olduğuna işaret ederek, hangi beyanının doğru olduğunu sordu. Bahtiyar, “Son verdiğim beyanım doğrudur” dedi.
Baba Güran fenalaştı
Nevzat Bahtiyar’ın ifadesi başladığı sırada salonda bulunan baba Arif Güran ağlamaya başladı. Duruşma salonunda fenalaşan baba Güran, dışarı çıkarıldı.
‘Salim dışında kimseyi orada görmedim’
Ardından Nevzat Bahtiyar'ın ikinci ifadesi okunmaya başlandı. Bahtiyar, mahkeme başkanının ifade hakkındaki sorularının çoğuna "yok" diye yanıt verdi.
"Narin Güran’ın evine yaya olarak çıktım. Arabam aşağıdaydı. Salim Güran da o zaman yukarıdaydı, bizim evimizin üstündeydi. Burası ahırın orasıydı. Salim ve ben tek vardım. Salim dışında kimseyi orada görmedim. Salim Güran yukarıdaydı, ben aşağıda sulama yapıyordum. Salim Güran açıkta bekliyordu, arabası yoktu” şeklindeki beyanı okundu.
‘O zaman ben korkmuştum. Beni silahla tehdit ettiler’
Mahkeme başkanı, daha önce Salim Güran’ın “Bana hemen arabaya bin ve beni takip et“ dediği yönündeki beyanlarını sordu. Bahtiyar, "Böyle bir şey yok” diye kaydetti. Mahkeme başkanı, "Peki savcılıkta niye böyle bir beyanda bulundun” diye sordu. Bahtiyar, “O zaman ben korkmuştum. Beni silahla tehdit ettiler” diye kaydetti.
‘Bana ‘Ben ilişkideydim, Narin gördü, öldürdük' dediler’
Bahtiyar, “Salim sana gel işin var dedi, sen oraya gittin. Sen o esnada evin içinde bağrış, çağrış, çocuğun ölümüne dair ses duydun mu?” sorusunu “Yok” şeklinde yanıtladı. Bahtiyar, “Eve girdim. Bir odaya gittim baktım Narin yatıyordu. Bana söyledi böyle bir olay var. Annesi ile ilişkim olduğu için. 'Ben ilişkideydim, Narin gördü, öldürdük' dediler bana” diye konuştu.
Bahtiyar, evde Narin’in cansız bedenini gördükten yaşananlara dair “Bana bunu götürüp kaybettireceksin. Bunu götür bir yere at dedi Salim” dedi.
‘Bu soğukkanlılık nereden geliyor?’
AmidaHaber'in aktardığına göre, mahkeme başkanının sorularına Nevzat Bahtiyar'ın yanıtları şöyle:
-Eve gittin Narin’in cesedini gördün, Salim ile ne konuştun?
-Bana Narin’i götür bir yere at.
-Nasıl bir plan yaptınız, sana kim akıl verdi?
-Salim söyledi. Salim bana dere kenarına götür, parça parça halinde suya at, kaybolsun dedi. İlk defa bir ceset gördüm.
-Bu soğukkanlılık nereden geliyor?
-Tehdit ettikten sonra mecbur kaldım, beni silahla tehdit etti. Oğlun Muhammed’in kafasına sonra senin kafana sıkarım dedi.
-Bu planı yaptıktan sonra Narin battaniyeye sarılı mıydı?
-Battaniyeye sarılı değildi, Salim başka yerden battaniye getirdi. O sırada Narin yerde yatıyordu. Evin içinde kimseyi görmedim, bir ses duymadım. Eve götürdüm, ahırda torbaya koydum. Arabası ile arabamın yanına geldi Salim. Bu sırada hiç kimse görmedi. Battaniyenin içerisine koyup kırmızı renkli kendi arabamın yanına götürdüm. Narin’in annesi Yüksel Güran o sırada tepedeydi ağlıyordu. Ben Narin’i götürürken. Ben battaniye ile çıktıktan sonra Salim de arabasıyla çıktı.
‘Planlamaları ben yaptım’
-Ahıra niye götürdün?
-Torbaya koydum orada.
-Sen mi düşündün, Salim mi?
-Ben düşündüm, planlamaları ben yaptım.
-Narin’in üzerinde kıyafetleri var mıydı?
-Kıyafetleri vardı, siyah tişört vardı üzerinde. Çantasını hatırlamıyorum. Salim’in söylemesi üzerine terlikleri alıp çuvala koydum. Ben Narin’i arabaya koyduktan sonra Salim arabasıyla geldi, battaniyeyi benden aldı, nereye götürdü bilmiyorum.
-Battaniye ıslak mıydı?
-Ben fark etmedim.
-Eşiniz, çocuklarınız neredeydi bu sırada?
-İçerideydi, Narin’in cesedinin olduğu çuvalı arka tarafa paspas kısmına koydum. Salim arabadayken yanıma geldi bana dedi ki: “Oraya götür, parça parça haline getir, kimse görmesin” bende oraya götürdüm. Hiç karışmadım cesede. Salim cesedi götürdüğüm yeri gördü, yukarıdan izliyordu. Cesedi gömdükten sonra hiç konuşmadık.
-Salim gece cesedi defnettiğin yere neden gitti? Kontrol etmek için mi?
-Bilmiyorum neden gittiğini. Olaydan sonra hiç konuşmadık. Bir kere, evimin avlusuna geldi jandarma ile birlikte orada yüz yüze geldik.
-Neden konuşmadınız ceset bulunmadan önce?
-Salim’den çok korktum.
-O köy Güranların köyü mü sizin köyünüz mü?
‘Eve geldiğimde Narin öldürülmüştü’
-Güranların köyü, ben sonradan dışarıdan geldim. Narin’i arabadan içine koydum, kapıyı kapattım. Narin’in evine baktım, annesi Yüksel Güran ağlıyordu. Onu tepede gördüm. Evde değil, ahırın yanındaki tepede gördüm.
-Narin’in nasıl öldürüldüğünü biliyor musun?
-Yok bilmiyorum. Eve geldiğimde Narin öldürülmüştü.
-Sence nasıl öldürüldü?
-Boğularak öldürüldüğünü düşünüyorum. Narin’de herhangi bir kan, bıçak izi yoktu.
-Enes bu işin neresinde?
-Onu bilmiyorum.
‘Cesedi oraya bıraktıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyorsun’
-Neden cesedi parçalamadın?
-Sadece bir taş bırakmıştım. Üzerine taş koydum. Bunu kendi inisiyatifimle yaptım.
-Olaydan sonra Yüksel ya da Enes ile görüştün mü?
-Hayır. Salim ve Yüksel dışında kimse cesedi götürdüğümü bilmiyordu. Salim’in bu olaydan sonra ne yaptığını bilmiyorum. Narin’i gömdükten sonra baldızımın evine gittim. Peynir almıştı, peyniri alıp eve geldim.
-Cesedi oraya bıraktıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyorsun. Bu husus kafama oturmadı. Daha önce birini öldürdün mü?
-Hayır kimseyi öldürmedim, hayatımda ilk kez ceset görüyorum. İtirafta bulunana kadar kimseyle görüşmedim.
‘Vicdanım kabul etmediği için bu durumu itiraf ettim’
-Neden itiraf etmeye karar verdin?
-Vicdanım kabul etmediği için bu durumu itiraf ettim.
-Cezaevinde sana beyanını değiştir diyen oldu mu?
-Bana talep geldi cezaevindeyken. Kardeşim ziyarete geldiği zaman öyle bir şey söyledi. Bana değil, ama kardeşime söylemişler. Sana bir şeyler verelim, suçu üzerine al. Böyle bir teklif var dedi, ama ben kabul etmedim. Kardeşim geçen hafta ziyaretime gelmişti.
-Güran ailesine bir iftira atıyor musun?
-Hayır.
-Olay günü Narin’e para verdiğin iddia ediliyor?
-Bu doğru değil, Narin’e para vermedim.
Günlerce arandı, neler yaşandı?
Narin Güran, Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kaybolmuştu. Günler süren aramaların ardından cansız bedeni 8 Eylül günü Eğertutmaz Deresi’nde bulunmuştu.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince hazırlanan tensip zaptında 4 sanığın yargılanacağı davanın ilk duruşmasına, baba Arif Güran'ın "müşteki", aralarında tutuklu şüphelilerin de bulunduğu 21 kişinin ise "tanık" sıfatıyla katılması için "zorla getirme" kararı çıkarıldı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Diyarbakır Barosu da "müşteki kurum" sıfatıyla duruşmaya davet edildi.
Duruşma öncesi adliye çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı.
CHP'li Kaya: Narin'in aile fertlerinden hiçbirisinin şikayetçi olmadığını tespit ettik
Duruşma öncesinde Diyarbakır Adliyesi önünde açıklama yapan CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, şunları kaydetti:
"CHP olarak Diyarbakır Adliyesi'ndeyiz. CHP Kadın Kolları olarak Narin'in kaybolduğu ilk günden itibaren yetkin avukatlarımızla süreci Diyarbakır'da takip ediyoruz. Soruşturma dosyasını hukukçu MYK üyelerimizle incelediğimizde, süreci başından bu yana etkin bir soruşturma süreci yürütülmediğini maalesef tespit etmiş bulunmaktayız. Bunun sonucu olarak da iddianamede kamuoyunun bildiğiden hariç hiçbir bilgi olmadığını da üzülerek gördük. Savcıların hazırladığı iddianameyi incelediğimizde, şikayetçi olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve sadece Diyarbakır Baro Başkanlığı haricinde Narin'in aile fertlerinden hiçbirinin şikayetçi olmadığını tespit ettik.
Buradan anlıyoruz ki, Narin'in haklarını cesurca arayacak hiçbir aile ferdi maalesef yok. Zaten bu anda bu dosya nedeniyle aile fertlerinden üç kişinin tutuklu olması da bize bunu net bir şekilde gösteriyor. Narin'in annesi yok, babası yok, kardeşi yok, ailesi yok. Ama nedenini halen bilmediğimiz bir cinayete Narin kurban gitmiş durumda. Narin'imiz sahipsiz değil. CHP, en yakınları tarafından şiddete maruz kalan, katledilen, istismara uğrayan tüm çocukların haklarını korumak için bugün burada olduğu gibi her zaman onların haklarının teminatı olacaktır.
'Bu halkın vicdanı susmayacak'
Biliyorsunuz bütün bir köy sustu. Ama biliniz ki CHP susmayacak. Bu halkın vicdanı susmayacak. Halkın vicdanı susmadığı için bugün Narin cinayeti Türkiye kamuoyu tarafından dikkatle, hassasiyetle takip ediliyor. Birazdan duruşma başlayacak. Biz Narin için "adalet" diyeceğiz, demeye devam edeceğiz. Bu vahşetin tüm sorumlularının sonuna kadar, en ağır cezalarla cezalandırılana kadar, en önemlisi de kamu vicdanı rahatlatılana kadar, Türkiye kamuoyunun vicdanı rahatlatılana kadar bu davanın takipçisi olmaya devam edeceğiz, Diyarbakır'da olmaya devam edeceğiz.
'Buradan çıkacak kararlar, Narinlerimizi koruyacak'
Buradan çıkacak kararların, Narinlerimizi koruyacak, çocuğa şiddet vakalarını önleyecek emsal bir karar olması için çabalayacağız. Biz, çocuklarımızın isimlerinin mahkeme salonlarında anılmasını istemiyoruz artık. Tüm çocuklarımızın sağlıklı büyüyebildikleri, güvenle sokaklarda oynayabildikleri bir Türkiye hayalimiz var olana kadar mücadelemiz devam edecek. Adalete güvenmek istiyoruz. Çocuklar için, kadınlar için, kendini zayıf hissedenler için, toplumun tüm kesimleri için adaleti biz burada görmek, güvenmek, halen var olduğu görmek istiyoruz." (Haber Merkezi)