Kısa Dalga - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisince Sivas'ta bir otelde düzenlenen "İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı"nda konuştu.
Sivas Kongresi hakkında bilgi veren Özel, o kongrede 8 gün süren tartışmaların, fikir alışverişlerinin sonunda hem Kurtuluş Savaşı'nın örgütlendiğini hem de Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'ndan sonraki kuruluşuna yönelik idealler ve yol haritasının ana hatlarıyla belirlendiğini ifade etti.
Sivas Kongresi'nin, önce son Osmanlı Mebusan Meclisi'nin toplanmasını, ardından kurtuluş mücadelesini de yönetecek Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasını kolaylaştırdığını ve teşvik ettiğini belirten Özel, bağımsızlık ve özgürlüğe giden yolun en güçlü kolunun Sivas Kongresi'nde inşa edildiğini belirtti.
Özel, Atatürk'ün, ilk kurultaylarını Sivas Kongresi olarak tanımladığına dikkati çekti.
Kurucularının ifade ettiği gibi Sivas Kongresi'ndeki yapı korunarak, 1923 yılında siyasi fırkaya dönüşen partinin, ulusal bağımsızlık mücadelelerini yöneten iradenin de kendisi olduğunu belirten Özel, "Kurucu kadrolarımız, 4 Eylül 1919'da Sivas'ta üstlenilen sorumluluğu taşırken ülkenin çıkarı için cesur adımlar atmakta bir an için bile tereddüt etmemişlerdir. İşte bu nedenle 2. Cumhurbaşkanımız, Lozan fatihi İsmet Paşa, 14 Mayıs 1950 akşamı seçimleri kaybettiğimizde, bu yenilgiyi demokrasinin en büyük zaferi olarak nitelendirmekte bir an için tereddüt etmemiştir." diye konuştu.
"47 yıl sonra birinci parti olduk"
Ülkeyi kurtaran, bağımsızlığı mümkün kılan partilerinin ülkeyi önce demokrasiyle sonra sosyal demokrasiyle tanıştırdığını vurgulayan Özel, şunları kaydetti:
"Ne yazık ki partimiz son yarım asırda tek başına iktidar olma imkanından mahrum kalmış, bunu başaramamıştır. Ülkeyi yönetecek sorumluluğu elinde bulunduramamıştır. Ancak bugün Sivas'ta kurucu kadrolarımıza armağan etmek isteriz ki bugün kuruluş felsefesinden sapmayan Cumhuriyet Halk Partisi, yapılan son seçimlerin ve Türkiye'nin birinci partisidir. Partimize ömrünü adayanlara armağan ederiz ki 4 Eylül 1919'da Sivas Kongresi'nde kurulan partimiz, o kongreden tam 105 yıl sonra yapılan seçimleri kazanarak 47 yıl aradan sonra Türkiye'nin birinci partisi olmuştur. Cumhuriyet Halk Partisi, bugün öz güvenli siyasetiyle iktidarın tek ve en güçlü seçeneğidir. Atatürk'ün hatırasına armağan ederiz ki partimiz Cumhuriyet'i korumaya, yüceltmeye ant içmiş gençlerin ve kadınların daha çok söz sahibi olduğu bizatihi milletin partisi olarak yapılacak ilk seçimlerde Ata'mızın partisini iktidar yapacak kararlılıktadır.
"CHP değişecek, Türkiye değişecek"
Geçen yıl bugünlerde 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden mağlup çıkan partimiz son derece üzgün, yaralı, umutsuz seçmenlerimiz vardı. Sokakta karşılaştığımız gençlerin gözündeki fer sönmüş, büyüklerimizin omzu yere düşmüştü. Toplumda büyük bir hayal kırıklığı ve umutsuzluk hakimdi ve bu tüm ölçümlere yansıyordu. O günderde hepimizin önünde yeni bir sorumluluk vardı. Yeni bir sayfa açmak için şunu söyledik; artık hiçbir şey olmamış gibi davranamayız. CHP değişecek, Türkiye değişecek.
İşte 5 Kasım kurultayında delegelerimizin ortaya koyduğu irade 31 Mart seçimlerinde partimizi Türkiye'nin birinci partisi yapan iradenin ta kendisiydi. 5 Kasım kurultayımızın sloganı değişimdi. Ancak bu değişimi sadece kişilere indirgemek bir haksızlık, vefasızlık yapmak olur.
"İlk adımı atmak üzere yine Sivas'tayız"
İhtiyacımız olan, bu değişimi başta partinin yazılı belgelerine yansıtarak, sürdürmek, devam ettirmek ve bu değişimin sonunda başararak sonuç almaktır.
İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı'nda bu değişim talebinin altını doldurarak tüzüğümüzü daha da demokratikleştirecek, ardından partimizin iktidar programına evrilecek olan parti programımızı değiştirme aşamasına güçlü bir adım atacağız.
Önümüzdeki günlerde, 6'sında tüzüğümüzü değiştirdikten sonra 7 ve 8'inde 25 farklı masada, dört ana temada çok farklı fikirlerin, görüşlerin tartışıldığı ve değişim kurultayının en önemli bileşeni olan program değişikliğini nasıl yapacağımızı, 81 ilde nasıl yürüteceğimizi, ilçelere nasıl taşıyacağımızı, kamuoyunun taleplerini nasıl alacağımızı, toplumun beklentilerini nasıl duyacağımızı, var olan çözümleri nasıl anlatacağımızı, yeni çözümleri nasıl üreteceğimizi hep birlikte tartışacağımız çok kıymetli iki günü hep birlikte gerçekleştireceğiz. Ardından 9 Eylül'de hep birlikte bugün olduğu gibi önemli bir tarihsel sahipleniş ve vurguyla Türkiye'yi kurulurken de birinci partisi, son seçimlerin de birinci partisi, bugünün de birinci partisi, yapılacak olan ilk seçimlerin de birinci partisi olan CHP'nin birlik, beraberlik içinde bu süreci tamamladığını, dostlara büyük bir kıvançla dost olmayanlara da duyacakları derin kaygıyla hissettireceğiz. Bunun için bugün buradayız. Hep birlikteyiz. Başarmak için ilk adımı atmak üzere yine Sivas'tayız, yeniden Sivas'tayız.
"Artık Türkiye eski Türkiye değildir"
Türkiye’nin birinci partisinin rakibi, artık diğer partiler değildir. Hedefimiz, yerel seçimlerde aldığımız yüzde 38 oyu yüzde 50’nin üzerine çıkarmak için milletle daha güçlü bağlar kurmaktır. Diğer partilerin hedefi bize ulaşmak, bizim hedefimiz ise kendi başarı çıtamızı daha da yukarıya çıkarmaktır. Artık Türkiye eski Türkiye değildir. Olmayacaktır.
Milleti bölerek, ayrıştırarak iktidarda kalma dönemi kapanmak üzeredir. Çünkü onların karşısında artık, milletin hakkının yegâne savunucusu olan bir CHP, tüm renkleriyle Türkiye İttifakı vardır. Bugün Türkiye, artık gitmekte olan bir hükümetin neden olduğu ağır sıkıntılar içindedir. Emekliler, asgari ücretliler, üreticiler geçinemiyoruz diye feryat etmekte, sokakta, meydanda ses yükseltmektedir. Ancak biz, 'İktidar başarısız olursa biz iktidar oluruz' diye beklemiyoruz, beklemeyeceğiz. Biz iktidara milletin güvenini kazanarak, milletin rızasını alarak yürüyeceğiz. Bizim her soruna doğru bir tespitimiz ve doğru bir çözüm önerimiz mevcuttur. Bizlere düşen, partimizin her alandaki tutumunu, önerisini, 81 ilde 86 milyon vatandaşımıza ulaştırmaktır.
"Avrupa Birliği'ne tam üyelik hedefi"
Bugün CHP tüm mikro sorunların yanı sıra Türkiye’nin önüne makro bir hedef koymaktadır. O hedef, Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefidir.
Hedefimiz Balkan coğrafyasıyla ve Türki cumhuriyetlerle en iyi ilişkileri kuran, KKTC ile Azerbaycan ile üstenci, buyurgan bir dille değil dost ve kardeş ülke bağı oluşturan, diğer yandan da Rusya ve Çin gibi devletlerle diplomatik ilişkilerini geliştiren bir dış politikayı oluşturabilmektir.
Bugün 32’si Avrupa’da toplamda 77 partinin bulunduğu Sosyalist Enternasyonal, partimizin AB mücadelesine tam destek vereceğini açıklamıştır. Pusulası millet olan CHP'nin hedefi, güçlü, zengin, dünyayla yarışan Avrupa Birliği üyesi olmuş Türkiye’dir." (Haber Merkezi)