Kısa Dalga - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık'ın sevk edildiği Adli Tıp tarafından tetkiklerin yeniden yapılması gerektiği gerekçesiyle yeniden hastaneye gönderilmesine sert tepki gösterdi. Mustafa Kemal'in Yunan işgal ordusu komutanı Trikopis'e yaklaşımını örnek vererek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen Özel "Ölse sen kazanmış mı olacaksın? Anacığı orada kalpten ölse, gitse sen kazanmış mı olacaksın? 12 yaşında evladını ağlatınca sen mi kazanmış oluyorsun?" dedi.
Trabzon'da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, Çalık'ın hastaneye sevkinin ardından paylaşılan görsel hakkında, şunları söyledi:
"Mehmet Murat Çalık, Trabzon'un evladıdır, Maçka'nın evladıdır. Mehmet Murat Çalık, geçmişinde geçirmiş olduğu iki kanser rahatsızlığını ilk Silivri sürecinde hepimizden, kamuoyundan gizlemiştir. Ama daha sonra Mehmet Murat Çalık İzmir'e doğru nakledilmeye kalkınca artık avukatları, onu da dinlemeden dediler ki: 'Yahu, kanser tedavisi gördü. Stresten uzak olması lazım. Yorulmaması lazım. İyi beslenmesi lazım'. Ailesine yakın bir cezaevinden, moralini en yükselten şey, annesi, babası, iki evladı, eşinin onu düzenli ziyaret ediyor olmasıydı. Ta İzmir Buca Cezaevi'ne koyduklarında, avukatları biraz da Murat Başkan'ı aşarak bu bilgiyi paylaştılar. Ben de öğrendiğimde Silivri Cezaevi'nin önündeydim. Sizin muhabir arkadaşınız sordu. O günden bugüne de bu sefer hem bu konudaki toplumsal duyarlılık arttı, hem Murat Çalık'ın sağlığıyla ilgili endişeler arttı.
84 yaşındaki ananın yakasından düşün artık
İzmir'de nakledildiği hastanede kemiğinden alınan bir örnek, daha önce geçirdiği kanserin nüksetmek üzere olduğunu, bazı değerlerin bozulduğunu gösterdi. O hastane "cezaevinde kalamaz" raporu verdi. Adli Tıp, İzmir Adli Tıp inisiyatif almadı, reddetti. İstanbul Adli Tıp’a gitmesinin önünü açtılar. İstanbul Adli Tıp’a götürüldü. Onlar da bu sefer İzmir Şehir Hastanesi’ne naklettiler. Şimdi bir daha kemiğinden bir şey alınacak falan. Tabii bu başta değerli anneciğini, babasını ve kız kardeşini, eşini çok üzüyor. Dün akşam, bütün gece... Ben buraya indiğimde öğrendim. Ayrılmıyorlar oradan. Ben eşini, 12 yaşında çocuğunu, anneyi eve davet ettim. Hatta eşim Didem aradı, eve davet etti. Manisa'ya. Çok yakınız biz. Yarım saat mesafedeyiz oraya. Ayrılmıyorlar. "Biz buradan ayrılmayız. Oğlum burada, ben nasıl gideyim başka yere?" diyor anne. Gerçekten yürekleri parçalayan bir şey.
Mustafa Kemal - Trikopis örneği
Ya, bu ülkenin son cumhurbaşkanına şunu tavsiye edeceğim: Bu ülkenin ilk cumhurbaşkanı, Türkiye’yi işgal eden Yunan ordularının komutanı Trikopis, ele geçirilmiş, çadırda titreyerek bekliyor. "Beni birazdan kurşuna dizecekler" diyor. "Mustafa Kemal geliyor" diyorlar. "Elleriyle öldürecek beni" diyor. Adam kendine bunu layık görüyor. Yani çünkü gelmiş, işgal etmiş, yakmış, yıkmış, neler yaşatmışlar. Diyor ki: "Elleriyle öldürmeye geliyor'. Mustafa Kemal oturtuyor, sigara ikram ediyor. Diyor ki: "Komutan, bir esir olarak muamele göreceksiniz. Kötü muameleden korkmayın. Canınızdan endişe etmeyin. İlk takasta sizi ordumuza teslim edeceğiz'. İlk esir takası. Sonra da diyor ki: "Şu manevrayı nasıl yaptınız? Burada bu hatayı nasıl yaptınız?'. Ya bir ülkenin cumhurbaşkanı, işgal orduları komutanına canını bağışlayıp, bir mevkidaşına esir düştükten sonra düşman hukuku değil de esir hukuku uygulayacak bir yüce gönüllülük varken... Şu öz güvene bakın. Ya sizin bu memlekete yaptığınız nedir ya? Mehmet Murat Çalık'ın bir o kemiğinden alınmış, bu kemiğinden de alınsın. Adam kan hastalığı geçirmiş, kanser geçirmiş. Tekrar etse, ölse sen kazanmış mı olacaksın? Anacığı orada kalpten ölse, gitse sen kazanmış mı olacaksın? 12 yaşında evladını ağlatınca sen mi kazanmış oluyorsun? Ne istiyorsan muhatapların bizleriz ya. Gel, bizden ne istiyorsan, gel hesaplaş. Gel, mücadele et. Ama 12 yaşındaki çocuğu, 84 yaşındaki ananın yakasından düşün artık. Daha ne diyeyim ben"