Kısa Dalga - Lighthouse Reports’un El País, Der Spiegel, Politico, Etilaat Roz, SIRAJ, NRC, L'Espresso ve Le Monde ile işbirliği içinde yürüttüğü araştırma, bilgi edinme özgürlüğü talepleri yoluyla yüzlerce sayfalık AB iç belgesine ulaştı.
Araştırma kapsamında, daha önce geri gönderme merkezlerinde tutulan 37 kişinin de aralarında olduğu 100'den fazla kaynakla görüşme yapıldı. Araştırma sırasında zorla geri göndermeler ve geri gönderme merkezlerindeki koşullara ilişkin görsel kanıtlar da incelendi. Araştırma sonucunda şu bulgulara ulaşıldı:
213 milyon Euro aktarıldı
AB, 2007 yılından bu yana Türkiye'de 8 yeni geri gönderme merkezi inşa etmek, 11 kabul ve barınma merkezini geri gönderme merkezine dönüştürmek ve yaklaşık 30 merkezde ekipman, bakım veya personel maaşları için ödeme yapılması için 213 milyon Euro harcadı. Bu miktar, AB tarafından Türkiye'de sınır ve göç yönetimi için harcanan yaklaşık 1 milyar Euro’nun bir parçasıydı.
AB fonuyla kurulan ve işletilen bu geri gönderme merkezlerinde dayak, avukata erişimin olmaması, aşırı kalabalık ve sağlıksız koşullar yaygın ve sistematik bir biçimde yaşandı.
Yüz binlerce Suriyeli ve Afgan Türkiye'den geri gönderilirken, birçoğu “gönüllü geri dönüş formları” imzalamaya zorlandı ve savaşın parçaladığı Suriye ve Taliban kontrolündeki Afganistan'daki tehlikeli koşullara sınır dışı edildi.
Dayak, zorlama…
AB tarafından finanse edilen 22 farklı geri gönderme merkezinde tutulan 37 kişiyle yapılan görüşmelerde şu sonuçlar çıktı: Bu kişilerden 25'i gönüllü geri dönüş formlarını imzalamaya zorlandıklarını, baskı gördüklerini ya da rızaları olmadan kendi adlarına formlar imzalatıldığını anlattı. 30 kişi dövüldüklerini veya diğer alıkonulmuş kişilerin dövüldüğüne tanık olduklarını söyledi.
Geri gönderme merkezlerinde kendine zarar verme ve şiddet vakaları 2019'da 70 iken 2022'de 218'e yükseldi ve gözaltında tutulanların avukatlara erişimi 2019'da sadece yüzde 4 iken, 2022'de ancak yüzde 21’e yükselebildi.
“Koşullar cezaevlerinden daha kötü”
AB tarafından finanse edilen geri gönderme merkezlerinde çalışan bir Türk memur ve bir tercüman, gözaltında tutulanların gönüllü geri dönüş formlarını imzalamaya zorlandıklarını doğruladı. Her ikisi de koşulları “bir cezaevinden daha kötü” olarak tanımladı.
Türkiye ile Suriye arasındaki iki sınır kapısındaki Suriyeli yetkililer, Suriyelilerin zorla sınır dışı edildiğini doğruladı. Suriyeli yetkililer, Türk yetkililerin kendilerinden bu sayıları kaydetmemelerini istediğini çünkü “sınır dışı etme konusundaki gerçeği gizlemeye çalıştıklarını” ileri sürdü.
BM denetimi yetersiz
BMMYK (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği), 2016-2022 yılları arasında Türkiye'nin gönüllü olarak tanımladığı geri dönüşlerin yüzde 25'inden daha azını izledi. BMMYK'nın izlemesi 2023'te 2022'ye kıyasla yüzde 40 azaldı. BMMYK'yı tanıyan bir yardım görevlisi, örgütün “Suriye'ye sınır dışı edilmelerden giderek daha fazla endişe duyduğunu” söyledi.
Sınır dışı edilen 2 kişi öldürüldü
Araştırma, Türkiye'den sınır dışı edildikten sonra bildirilen iki ölümü belgeledi: Bunlardan ilki Ağustos 2023'te sınır dışı edildikten sonra Taliban tarafından öldürülen eski bir Afgan subayı idi. İkinci olay ise Haziran 2024'te rejimin kontrol noktasında tutuklanan Suriyeli bir erkeğin gözaltındayken öldürülmesi idi.
“Herkes biliyor, insanlar gözlerini kapatıyor”
Üç Avrupalı diplomat ve eski bir AB Komisyonu yetkilisi, AB fonlarının mültecilere yönelik sınır dışı ve suiistimalleri kolaylaştırmak için kullanıldığına dair endişelerini kendi içlerinde dile getirdiklerini, ancak endişelerinin görmezden gelindiğini ya da harekete geçilmediğini söyledi. “Herkes biliyor. İnsanlar gözlerini kapatıyor” dedi eski AB yetkilisi.
İçişleri Bakanlığı verilerine göre Türkiye, 2016'dan bu yana 2 milyondan fazla düzensiz göçmeni yakaladı. Bunların 700 binden fazlası Afgan ve 400 binden fazlası Suriyeli idi.
İçişleri Bakanlığı verilerine göre Türkiye 2022 yılında 120 bin, 2023 yılında ise 130 bin göçmeni sınır dışı etti. Bakanlık geçen ay yaptığı açıklamada 2016 yılından bu yana 715 bin Suriyelinin Türkiye'den gönüllü olarak geri döndüğünü bildirdi.
Göç İdaresi’nin savunması: Sıfır tolerans!
Türkiye Göç İdaresi Başkanlığı, araştırmayı yürütenlerin sorularına yazılı yanıt verdi. Göç İdaresi, tüm geri göndermelerin “geri göndermeme” ilkesine uygun olarak yapıldığını ve geri gönderme merkezlerinde tutulan tüm kişilerin yeterli yaşam koşullarına, sağlığa ve yasal erişime sahip olduğunu savundu ve kötü muameleye karşı sıfır tolerans politikası uygulandığını ileri sürdü.
Açıklamaya göre bakanlık, mültecilerin şikâyetlerini iletebilmeleri ve yetkililerin iddiaları takip edebilmeleri için online bir sistem üzerinde çalıştı ve bu sistem pilot proje olarak Ankara Akyurt geri gönderme merkezinde kullanılmaya başlandı. Geri gönderme merkezlerinin çoğunun, iddialara karşı güvenlik kamerası kayıtlarını saklama süresini 45 günden 6 aya çıkardığı belirtildi.
Açıklamada, Gönüllü Geri Dönüş Talep Formuna ek olarak, merkezlerin yakın zamanda Suriyelilerden gönüllü olarak Suriye'ye dönme isteklerini ifade eden video kayıtlarının yanı sıra el yazısıyla onay da almaya başladığı belirtildi.
Avrupa Komisyonu da sorulara verdiği yazılı yanıtta, Türkiye'ye sağlanan tüm fonların “AB ve uluslararası standartlara tamamen uygun” olduğunu öne sürdü. (Haber Merkezi)