Kısa Dalga - Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Caddesi'ndeki 100. Yıl Gençlik Kütüphanesi'nin açılışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Anka Haber Ajanası’nın haberine göre Yavaş, Cumhurbaşkanı adaylığı tartışmaları hakkında şöyle konuştu:
Ülke gündemini ortadan kaldırdılar
"Açıklamalarımız gayet ortadadır. Sayın Genel Başkanımız günü geldiğinde parti olarak kimin aday olacağına karar vereceklerini açıkça söylüyorlar. Dolayısıyla henüz ortada böyle bir gündem yokken maalesef bu tartışmaları çok üzücü ve gereksiz buluyoruz. Çünkü bunu daha önce yaşadık. Altılı masa toplantıları daha devam ederken, ortada seçime birkaç yıl varken sürekli olarak aday kim olacak tartışmaları özellikle yaptırıldı. Yani arayı bozmak, insanların kafasında bir takım tereddütler uyandırmak için yapıldı. Ama aslında bunu yaparken aynı zamanda da ülke gündemini ortadan kaldırdılar. Şu anda yapılan da maalesef aynı.”
Partimiz aday gösterirse aday oluruz
“Sayın İmamoğlu'nun ya da benim ağzımdan hiçbir şey çıkmadığı halde kulis bilgisi adı altında hem hükümeti eleştirip hem de hükümete hizmet edecek bu kulis bilgileri adı altında gereksiz tartışmalar yaptırıyorlar ve gündemi unutturuyorlar. Şu anda ülkenin tek bir gündemi var. Emeklilerin durumu, yaklaşan kış şartları, insanların gıdaya erişimindeki zorluk, bir yandan üreticiler ürettiğini satamazken, bir yandan dar gelirli vatandaşlarımız alışveriş yapamıyorlar. Adeta aç yaşıyorlar. Ama bazı şahısların kişisel kariyerleri ya da kendilerini gündeme getirmek için bu şekildeki beyanları gerçekten anlamak mümkün değil. Neye hizmet ediyoruz? Biz her zaman söyledik. Partimiz aday gösterirse aday oluruz. Gündemde bunun haricinde konuşacak başka bir kelime yok. Türkçe konuşuyoruz ve gayet açık konuşuyoruz. Onun haricinde söylenen sözlerin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Söylediğim gibi bence muhalefet tüm gücüyle ülkede yaşanan sıkıntıların çözümü doğrultusunda ve halka duyurulması konusunda çalışmalıdır.”
Sonuna kadar İmamoğlu'nun yanındayız
Yavaş, bir gazetecinin "Sayın İmamoğlu bugün TBB toplantısı için Ankara da olacak, görüşecek misiniz" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Eğer uğrarsa görüşürüm. Ankara'daki 16 belediyemizin tamamı da bu siyasi kumpasa, yargı sopası gösterilerek siyaseti dizayn etmesi için çabalarına karşıyız. Bu konuda Ekrem Bey'in sonuna kadar yanında olacağımızı çeşitli açıklamalarımızda belirttik, aynı açıklamalara da devam ediyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu'na açılan davalarda siyasi davadır. Sayın İmamoğlu'na açılan davada siyasi davadır. Ben hukukçuyum. Hangi kelimeleri suç olup, hangi kelimeleri suç olmadığı, Yargıtay kararlarında açıkça bellidir. Kaldı ki biz bu konularda yapılan hakaretleri savcılığa verdiğimiz zaman "ifade hürriyeti" bağlamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları doğrultusunda tamamına takipsizlik kararı veriyor.
Bu davanın açılması bile yanlıştır. Umuyorum yanlış bir karar verilmez. Ve inşallah Sayın İmamoğlu'nun suçlu olmadığı, herhangi bir şekilde başka kasıtla konuşmadığı konusunda mahkeme karar verir. Ve ülke gerçek gündemine döner.”
Hepimiz görevi bırakıp dünyaya mesaj veririz
Yavaş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in ABD dönüşü "İmamoğlu ve Yavaş ile görüşeceğiz" açıklamasına ilişkin de değerlendirmede bulundu. Yavaş, şöyle konuştu:
"Birbirimizi karalamak gibi bir olayın içerisine giremeyiz. Çünkü biz daha önce de 11 büyükşehir belediye başkanı olarak kendi aramızda konuştuğumuzda bu tür davalar açıldığında eğer iktidar bu şekilde davranırsa gerekirse hepimiz görevi bırakıp dünyaya mesaj veririz. Birbirimize sahip çıkalım dedik. Çünkü görevimizin bilincindeydik. Yine Allah korusun böyle bir ceza çıkarsa ne yapacağımızı hep beraber kararlaştıracağız. Böyle bir karar çıkmaması gerektiğine inanıyorum. Olması gereken de budur. AİHM'in kararlarına baktığınız zaman bırakın bu sözleri çok daha ağırlarını dahi katlanılması gerektiği söyleniyor. İmamoğlu da bu sözleri Soylu'ya söylediğini ifade ediyor. Dolayısıyla yargılanacak bir husus yokken, takipsizlik kararı verilmesi gerekirken, maalesef kamuoyumuz günlerce bununla meşgul. Bu bizim utancımız. Çünkü siz siyasi olarak bir kişiye dava açıp, ceza verebilirsiniz. Ama siyasetin yargı yoluyla dizayn edildiği bir yerde hukuka olan güven gittikçe sona erer. Zaten hukuka güven sıralamasında en arka sıralardayız. Böyle olan bir ülkede ekonomi hiçbir zaman düzelmez. Kimse buraya yatırım yapmaya gelmez. Bunu herkes biliyor. Sadece siyasette bir kazanım elde etmek için hukukla oynarsanız, bunun cezasını 85 milyon çekiyor."