Yendioğan çetesi: 6-7 aylık titiz bir araştırmanın sonucu

Dönemin İl Sağlık Müdürlüğü uzmanı Dr. Malik Türkay Esin, soruşturmanın nasıl başladığını anlattı. Esin, CİMER’e gelen şikayetle soruşturmanın başladığını ve Emniyet’in de dahil olmasıyla olayın ortaya çıktığını söyledi.

Kısa Dalga- Bebekleri doğumdan sonra anlaştıkları özel hastanelere sevk edip ölümlerine neden olan "Yenidoğan çetesi'ne ilişkin soruşturmanın başlamasını sağlayan ve iddianamede "bilgi sahibi" sıfatıyla ifadelerine yer verilen dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Özel Hastaneler Denetim Birimi'nde uzman olarak görev yapan Dr. Malik Türkay Esin, DHA’ya konuştu.

Esin, şunları söyledi:

Telefon dinlemeleri yapıldı

2023 yılının Mart ayında "SGK'nın dolandırıldığı" yönündeki bir ihbar üzerine dönemin İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu'na durumu bildirdik ve soruşturma bundan sonra başladı. İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde özel bir komisyon kuruldu ve derinlemesine araştırmalar yapıldı. Sonra da sürece İstanbul Emniyeti’de dahil edildi. Polisin yaptığı telefon dinlemeleri ile çete ortaya çıkartıldı.

Kayıtları dinlemesem, görmesem, bunun bir korku filmi kasıtlı olarak sağlık camiasını kirletmek amacıyla yapılabilecek bir iş olduğunu düşünürdüm. Bir insan olarak bunun yapılabilmesi hakikaten ciddi bir patoloji. Hele bir de bebeğe yapılmasını aklınız kabul etmiyor.

"İşin içinde olmasam, yapılan dinlemelerin kayıtlarını dinlemesem, bunun bir korku filmi ya da kasıtlı olarak sağlık camiasını kirletmek amacıyla yapılabilecek bir iş olduğunu düşünürdüm. Bir bebeğe bunun yapılabilmesini aklınız kabul etmiyor"

CİMER şikayeti

2023 yılı denetimleri başladığında biz, hastane ve dispanserlere ekiplerimizle denetimlere gitmeye başladık. Her sağlık kuruluşunu senede 2-3 defa, farklı sebeplerle denetliyoruz. Yılbaşı sonrası biz normal denetimlerimizi yaparken, üçüncü ayda gelen bir CİMER şikayetinde bir hastane ismi verilerek burada çalışan doktorun daha önce bir terör örgütü ile irtibatlı olması nedeniyle cezai işleminin olduğu ve bu kişinin bir organizasyonla yenidoğan bebeklerle ilgili yoğun bakımlarda organize bir şekilde SGK'yı dolandırmak amaçlı işlemler yaptığı yönünde bilgiler vardı. Hem hakkında ihbarda bulunan hastane, hem diğer hastaneleri bu gözle de denetlemeye başladık. Ayrıca o güne kadar tutanak tuttuğumuz, cezai işlem başlattığımız veya yasal işlemleri devam eden kurumlarla ilgili geriye dönük tekrar inceleme yaptık. İşin ciddiyetini öğrendiğimizde, o dönemki görevim gereği dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu'na çıkarak "Efendim böyle bir CİMER şikayeti var. Bizim yaptığımız denetim ve araştırmalar da bu ihbarı doğruluyor. Bununla ilgili özel bir çalışma yürütmek istiyoruz" dedik. Kendisi "Sonuna kadar gidin" diyerek destek oldu"

Emniyete müracat ettik

"SGK dolandırılıyordu ama bebeklerin de zarar görmesi söz konusuydu. Para için bebeklere zarar veren bir yapı, bazı bebeklerin daha fazla zarar görmeden bu işin önüne geçebilmek İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne müracaat ettik. Onlar da özel bir ekip kurdular. Hemen bizim isimlerini verdiğimiz, şüphelendiğimiz kişilerle ilgili bugüne kadar tuttuğumuz tutanakların incelemesini yaptılar ve belli kişilerin telefonlarını dinlemeye, takiplerini yapmaya, harcamalarını kontrol etmeye başladılar. Zaten olayın ondan sonraki kısmı tamamen emniyet ayağında devam etti"

6-7 aylık titiz bir araştırma

Olayın asıl vahameti emniyetin sürece dahil olmasıyla ortaya çıktı. Bir kişiyle başlanan dinlemeler sonucu, adı geçen diğer isim ve hastanelerin de emniyetin markajına girdiğini, soruşturmanın bugünkü aşamaya gelmesini sabırla ve gizlilikle sürdürüldü. Biz, bu aşamadan sonra emniyete sadece dinlemeler veya incelemelerinde danışmanlık hizmeti vererek süreçte yer aldık. Yani konuşma ya da yazışmalarda bazı teknik terimler ve tıbbi bilgiler konusunda polise yardımcı olduk. Yaklaşık 6-7 aylık titiz bir araştırma sonucunda 2024 yılına geldik. Emniyet bir gece vakti şüphelileri gözaltına almaya başladı. Olayda daha ağır olan kısım, aslında emniyetin aldığı ifadeler ve bu ifadelerde yapılan itiraflardı”

"Bizim yaptığımız daha çok, sağlık sisteminin yasal cezaları ile ilgili incelemeler, kurumsal cezalar, kapatma cezaları ya da hastanedeki ilgili servisin boşaltılması gibi cezaları içeriyordu.Öyle 50-100-500 gibi bir rakam değil söz konusu olan. Yenidoğan bebekleri sabahlara kadar bakıp kurtaran hekim ve sağlık çalışanlarını göz önüne alırsak, her sektörde çıkabilecek çürük elmalar gibi. Aynı kurumu senede 5-6 defa denetliyorsunuz, birinci denetimden kaçmayı başarsa bile, ikinciye üçüncüye mutlaka takılıyor. O yüzden ben bütün sağlık camiasının bu konuda bir kabahati ya da problemi olduğunu düşünmüyorum"

Tüm camiaya mal etmek doğru değil

"Kayıtları dinlemesem, görmesem, bunun bir korku filmi kasıtlı ya da olarak sağlık camiasını kirletmek amacıyla yapılabilecek bir iş olduğunu düşünürdüm. Bir insan olarak bunun yapılabilmesi hakikaten ciddi bir patoloji. Hele bir de bebeğe yapılmasını aklınız kabul etmiyor" sözleriyle yaşadığı dehşeti ifade eden Dr. Esin, sözlerini şöyle noktaladı: "Bu kişilerin sağlıkçı, doktor, yenidoğan camiasının içinden bile sayılmaması gerekiyor. Hele ki kurtardıkları bebekler göz önüne alındığında, bu olaydan dolayı birkaç iki kişinin yaptığını, bütün bir sağlık camiasına atfetmek, ciddi büyük bir haksızlık olur. İstanbul'da her gün yüzlerce bebek doğuyor ve bunlar kurtarılıyor. İçinden patolojik bir yapı çıktı diye bunu tüm camiaya mal etmek maalesef olabilecek en kötü şey" (Haber Merkezi)

Gündem Haberleri