SİNAN TARTANOĞLU
Dikkat! Burada çok fazla isim, çok fazla makam-mevki okuyacaksınız. “Aynı zamanda” sözcüklerini yan yana ve sık sık göreceksiniz. Tıpkı Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı, Başdanışman, Bakan Yardımcısı gibi… Şirketler, yönetim kurulu üyelikleri havada uçuşacak. Yeteneği hissedecek, başarı merdivenlerini üçer beşer atlayanları öğreneceksiniz…
Ama… Gözleriniz biraz olsun liyakat arayacak… Hak edenin haklı hikayesini duymak isteyeceksiniz.
Bakalım istediğinize ulaşabilecek misiniz?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, teşkilat sisteminde 1949 kurum var. Bunlara bağlı 345 binden fazla birim… Buralarda; bakan yardımcıları var… Genel müdürler var… Daire başkanları var… Şube müdürleri var… Özel kalem müdürleri var… Müdür yardımcıları var… Başkan yardımcıları var… İstisnai kadrolar var… Bankamatik memuru gibi bir odada onlarca kişi birlikte çalıştıkları varsayılan sürgünler var… Kimin danışan kimin danışman olduğunun belli olmadığı müşavirlik sistemi var…
Hatta Başdanışmanlar var… Hele Cumhurbaşkanlığı başdanışmanları… Kaç kişi biliyor, kaç kişi olduklarını?
Bazılarının maaş almadığı belirtiliyor, ama niye almıyor sorusunun yanıtı verilmiyor, onlar da Cumhurbaşkanlığı Politika Kurullarının üyeleri…
Türkiye Varlık Fonu’nun devasa şirketlerinin yöneticileri… Cumhurbaşkanlığı’na bağlı askeri şirketlerin üst düzey isimleri… TMSF’nin el koyduğu şirketlerin kayyum bürokratları…
Hepsi bir isim. Aileleri var… Çocukları, gelinleri-damatları, torunları… Bu sistem sayesinde kurdukları dünyalıkları…
CHP Milletvekili Ali Öztunç bu yüzlerce kişiden sadece biri için şunları söyledi:
“Savunma Sanayi Başkanlığı'nda bir bürokrat 90 ayrı şirketi yönetiyor. Bir değil, üç değil, beş değil, 10 değil, 40 değil, 90 ayrı şirket bir bürokrata bağlı, eski bir bakanın oğlu olan bir bürokrata bağlı. Denetimini o yapıyor, yönetim kurulu atamasını, şirketlerin ihalelerini, her şeyini o yapıyor. Memlekette kimse kalmadı, başka çalışabilecek hiç kimse yok, bu işi becerebilecek kimse yok, bir tek bürokrat bütün bu şirketlerin başında duruyor. Savunma Sanayi Başkanlığı'na Haluk Görgün geldikten sonra bu beyefendinin önü açıldı ve bu beyefendi 90 ayrı şirketi neredeyse tek başına yönetiyor.”
Sahiden bir bürokratın 90 şirketin yöneticisi olması mümkün mü?
Devlet Memurları Kanunu’nun 28. Maddesi, buna izin de vermiyor, yasaklamıyor da… Buna göre bir kamu görevlisi, görevli olduğu kurumun iştirakinde, görevli olduğu kurumu temsil edebiliyor.
Yani tam da CHP’li Ali Öztunç’un işaret ettiği gibi 90 şirkette, aynı anda, kamuyu temsil mümkün…
Bakan yardımcısı, genel müdür, daire başkanı olarak atanan bir bürokrat atandığı günden birkaç gün sora o bakanlık ile ilgili bir iktisadi kuruluşun yönetim kurulu oluyor, otomatik olarak…
Yani bu, mesela bakan yardımcısı olarak atanmanın kazandırdığı bir hak…
Buna müktesep hak deniyor.
Ve Erdoğan, sorun yıllardır devam ettirilirken ve 12 Mart 2021’de ekonomi reform paketini açıklarken, şunları söylüyor:
“Kamu yönetimine olan güveni en üst seviyeye çekmek ve alınan kararların kalitesini artırmak için üst düzey kamu görevlerine atanmada aranan mesleki tecrübe şartlarını güçlendiriyoruz. Kamu görevlileri, kadrolarına bağlı pozisyonları dışında, en fazla bir kurumun yönetim veya denetim kurullarında görev alabileceklerdir.”
Bu, çift maaş sorununda atılmış ilk adım değil. Daha önce 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de yapılan değişiklikle kamu görevlilerinin; ikinci, üçüncü, dördüncü yöneticilikleri dolayısıyla sadece bir yöneticiliği için ücret alması sağlandı. 666 sayılı KHK ile “1+1 maaş formülü” biraz daha genişletildi.
İçinde “kamu görevlisi” kavramının kullanıldığı bu yasa metinlerinin kapsamı, sınırları belirsizdi. Tüm bu kuralların kimin için geçerli olduğu net değildi. Bu yüzden kimse için geçerli olmadı.
Bugüne gelindiğinde…
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile birlikte hükümet, yani Erdoğan; bir tasarruf hedefi koydu. Buna göre atılacak adımlarla 3 milyar dolar tasarruf edilebileceği hayal edildi.
Önce Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile kamu kurum ve kuruluşlarında atılması gereken adımlar belirlendi. Bugüne kadar yayınlanan benzer genelgelerde olduğu gibi, çok umut vermedi.
Ancak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, tasarruf paketini açıklarken kamudaki çifte maaş sorununa çözüm önerisini şöyle anlatmıştı:
“Kamu çalışanlarının aldığı yönetim kurulu ücretlerine sınırlama getiriyoruz. Mevcut mevzuata göre kamuda çalışanlar sadece bir yerden yönetim kurulu ücreti alabiliyor, burada bir değişikliğe gitmiyoruz. Yapılacak düzenlemeyle yönetim kurulu ücretlerine üst sınır getireceğiz. Münferit olarak, devletin bazı özel kuruluşlardaki payına binaen alınan ücretlerin, sınırı aşan kısımlarını bütçeye gelir olarak kaydedeceğiz. Bu hususlar yasal düzenleme gerektiriyor, bunlar Yüce Meclis'imizin takdirinde olan hususlardır, biz bu çerçevede adımlar atmayı planlıyoruz.”
Şimşek’in, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Saray’da anlattığı bu adım, yasal bir düzenleme gerektiriyordu.
O yasa teklifi, geçtiğimiz hafta Meclis’e sunuldu.
Teklifin 30. maddesi, çifte maaş sorununu çözmeyi amaçlıyordu.
Düzenleme 1 maaş + 1 ödeme olarak özetlenebilirdi. Kamu görevlisi, görevlisi olduğu kamu kurumundan aldığı maaşın yanı sıra yönetim kurulu üyesi olduğu kuruluştan da “huzur hakkı” gibi bir ödeme alabilecek.
Yani sık sık anlatıldığı gibi, çoklu maaş tek maaşa düşmeyecek.
Maaş bir kenarda duracak. Ancak ikinci maaşın sınırı da 98 bin 42 lirayı geçmeyecek. Geçerse, fazla kalan kısım Hazineye aktarılacak.
Bu düzenleme de yine sorunlu. Çünkü yine kimi kapsadığı belli değil.
TMSF’nin kayyum sıfatıyla yönettiği şirketlerin bürokratları mesela, yine sınırsız bir maaş ile ödüllendirilecek mi, yoksa 1+1 düzenlemesinin sınırları içinde mi kalacak?
Veya Varlık Fonu portföyündeki şirketler…
Peki ya bakanlar, bakan yardımcıları, Cumhurbaşkanlığı ofisleri, politika kurulu üyeleri. Saray’dakiler yani…
Bazı üst düzey bürokratlar, diğer bazılarından daha mı üstte olacak?
“Herkesi kapsayacak” derken…
Bazı bakanlık bürokratlarının çifte maaş aldığı ile ilgili bir habere karşı açıklama yaparken Hazine ve Maliye Bakanlığı, “Çifte maaş çifte sorumluluk, çifte görev kaynaklıdır” gibi veciz bir ifade kullandı. Yani bu son düzenlemenin de yine kimseyi kapsamama riski var.
Çünkü bürokrasi dipsiz bir kuyu. Binlerce bürokrat, çifte maaşlı. Onlar “aynı zamanda” pek çok işi yapabilenler…
TİKA Başkanı Serkan Kayalar ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren; aynı zamanda Yunus Emre Vakfı Yönetim Kurulu üyeliği yapıyor.
Vakıflar Genel Müdürü Sinan Aksu… Aksu'nun üstlendiği görevlere satırlar yetmiyor. Genel Müdür, “aynı zamanda” Vakıf Katılım Bankası Yönetim Kurulu Başkanvekili. “Aynı zamanda” Kuveyt Türk Katılım Bankası Yönetim Kurulu üyesi. Anıtlar Yüksek Kurulu üyesi…
Sinan Aksu'nun, Vakıflar Genel Müdürlüğü'ndeki yardımcılarından Erkan Ömeroğlu da “aynı zamanda” Körfez Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı'nın yönetim kurulu üyesi. Bu banka, Kuveyt Türk Katılım Bankası'nın iştiraki. Yani Sinan Aksu'nun yöneticilerinden biri olduğu bankanın…
Yani aynı zamanda pek çok “sorumluluğu” olan bürokratlar, “aynı zamanda” aynı yönetim masalarının etrafında…
TOKİ Başkanı Ömer Bulut, "aynı zamanda" Vakıf İnşaat, Restorasyon ve Ticaret Anonim Şirketi'nin yönetim kurulu başkanı. Bu görevi, TOKİ'nin resmi internet sitesindeki özgeçmiş bölümünde yazmıyor.
Dışişleri Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Tufan Büyükuzun, "aynı zamanda" İller Bankası Anonim Şirketi Yönetim Kurulu üyesi.
Hazine şirketlerinden Elektrik Üretim Anonim Şirketi. Genel Müdürü Zafer Benli, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu'nun iştiraki olan Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin de yönetim kurulu başkanı "aynı zamanda…"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın bağlı kuruluşlarından Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürü Arslan Narin, "aynı zamanda" Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Yönetim Kurulu üyesi.
TEDAŞ yöneticilerinden Abdullah Buğrahan Karaveli, "aynı zamanda" Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu yürütme kurulu üyesi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı Ekonomik Programlar ve Araştırmalar Genel Müdür Yardımcısı Ali İbrahim Gür, "aynı zamanda" ÇAYKUR Yönetim Kurulu üyesi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüten Selçuk Erdal Günal, "aynı zamanda" Devlet Malzeme Ofisi Yönetim Kurulu üyesi.
Hazine Vergi Denetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cebrail Yılmazer, "aynı zamanda" SGK Yönetim Kurulu üyesi.
* *
Üç yıl önce yayınlanmış bir haberin anonsunu dinleyelim… Habere göre, bir bürokrat 11 ayrı maaş alıyordu.
Bugün bazı bürokratların çifte maaş aldığı yönündeki haberlere karşı açıklama yapan Hazine ve Maliye Bakanlığı’na göre ise bu haberler “vatandaşların kafasını karıştırmak” amacıyla yapılıyordu. “Ciddiyet dışıydı”, “günlük sansasyon maksatlıydı” ve hatta itibar edilmemesi gerekiyordu.
Peki ya bakan yardımcıları… Parlamenter sistemin müsteşarları kadar güçlüydüler.
Erdoğan sistemin kurulması ile birlikte, 17 bakanlığa, 68 bakan yardımcısı birden atamıştı. Her bakana dört yardımcı belirlenmişti.
Cumhurbaşkanı’nın Başdanışmanlarından Mehme t Uçum’un “16 Nisan” başlıklı kitabında, o dönem çok tartışılan ancak daha sonra kanıksanan çok önemli bir tanımlama vardı:
Uçum’a göre, “Cumhurbaşkanı, siyasi kararları verme konusunda tek yetkiliydi…” “Bakanların hiçbir siyasi yetkisi yoktu.” Sadece “Cumhurbaşkanının teknik çalışma ekibiydi” onlar.
Bakan yardımcıları da sadece teknik birer elemandı bu mantıkla. Tüm bürokratlar gibi…
Meclis’e karşı hiçbir sorumlulukları olmayan bakan yardımcılarının cebine kaç çeşit maaş gireceğine mecburen Meclis karar verecek.
İkinci maaşını dolarla alan “etik” bürokrat
Meclis gündemindeki kanun teklifinden etkilenip etkilenmeyeceği belli olamayan bakan yardımcılarından hangileri hangi şirketlerde?
CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, daha önce açıklamıştı. Mesela Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alparslan, Kuveyt Türk Katılım Bankası’nın yönetim kurulu üyesi. Alparslan’ın bankadaki görevlerinden biri de Etik Bankacılık ve Etik Yönetim Komitesi’nin üyesi olmak…
Etik bankacılık, Etik yönetim… İronik değil mi? Neden ironik… Yanıtını CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, hem de TBMM Genel Kurulu’nda veriyor:
“AK Partili Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, aynı zamanda Kuveyt Türk Katılım Bankasının Yönetim Kurulu Üyesi. Bakan Yardımcılığı aylık maaşı 85.401 lira, bankadan aldığı aylık huzur hakkı 18.796 dolar, güncel kurla 528 bin lira. İşte burada da belgesi mevcut, Kuveyt Türk Katılım Bankasının Genel Kurul toplantı tutanağı. Toplam aylık geliri 613 bin lira yani 53 asgari ücrete denk geliyor.”
Devam edelim…
Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, NETAŞ Telekomünikasyon şirketinin yönetim kurulunda hem de Başkanvekili pozisyonunda.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Ahmet Berat Çonkar, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı yönetim kurulu üyelerinden. Bu ikinci makamına ilişkin bilgi, bakanlık internet sitesinde kendisi ile ilgili sayfada yer almıyor.
İsmail İlhan Hatipoğlu… Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı… Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı. Hazine ve Maliye Bakanlığı Finansal Piyasalar ve Kambiyo Genel Müdürü Deniz Yılmaz da Türk Telekom'un Yönetim Kurulu üyesi.
Deniz Yılmaz bir de İhracatı Geliştirme Anonim Şirketi'nin de yöneticilerinden. Yani üç tane makamı var, Genel Müdür Yılmaz’ın.
Konunun Türk Telekom açısından devamı da var. Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, aynı şirketin Başkan Yardımcısı…
Türk Telekom'un yönetim kurulu üyelerinden, bir diğer Ulaştırma Bakan Yardımcısı Enver İskurt, aynı zamanda bir de TTNET Yönetim Kurulu başkanı. Yani üç kurumun sorumluluğu, tırnak içinde "kendisinin sırtında…"
Erdoğan’ın altın bürokratlarının deyim yerindeyse şampiyonlar ligi gibi Türk Telekom. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut. Aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu üyesi… Türk Telekom'un Yönetim Kurulu üyesi… Şirketin Denetim Komitesi Başkanı. Şirketin, Risklerin Erken Saptanması ve Yönetimi Komitesi'nin Başkanı. Şirketin yayın platformu Tivibu ile ilgili komitenin de başkanı… Aynı şirkette birkaç başkanlığı daha var…. Ellerindeki parmakların sayısı kadar maaşı…
Meclis’te görüşülen kanun teklifi, Yiğit Bulut’un kaç maaşından kaçını elinden alacak? Bilmiyoruz, bakan yardımcılarından devam edelim.
Yavuz Selim Kıran… Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı… Büyükelçi unvanı var. Aynı zamanda Türkiye Triatlon Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi. Federasyon yönetim kurulunun, bir kere Kıran'ın makamında toplanmışlığı bile var. Kendisi daha önce, 2018-2022 yılları arasında Dışişleri Bakan Yardımcılığı görevini sürdürdü. Bu görevi sırasında Yunus Emre Vakfı Yönetim Kurulu üyeliği ve Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu üyeliği görevlerinde bulundu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Adnan Ertem… Vakıfbank Yönetim Kurulu üyesi. Diğer bir Bakan Yardımcısı Lutfihak Alpkan, Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu üyesi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu ve Vedad Gürgen, Emlak Konut Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapıyor. Tuzcuoğlu, aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu üyesi.
Bakan Yardımcıları Mahmut Gürcan ve Hasan Suver, Türkiye Katılım Bankası'nın yöneticileri.
Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak, Halk Bankası'nın yönetim kurulu üyesi. Bankanın yöneticilerinden biri de RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin.
“Niye hiç sesiniz çıkmıyor?”
Saray’daki Başdanışman sayısını, danışanları Erdoğan biliyor mu, bilmiyoruz?
Meclis’te onların aldıkları çok çok maaşı sınırlamak için görüşülen kanun teklifini hazırlayanlar da bilmiyor, onların kaç kişi olduğunu…
Kanun teklifini hazırlayanlar, milletvekillerine sundukları etki analizi raporunda, ceplerine girecek parayı sınırlandırmak için hazırladıkları kanun teklifinin kaç bürokratı kapsadığını bile bilmiyor. Belki biliyorlar ama bu bilgi vekillerin önüne konan raporda yer almıyor.
Ekim 2023’te TBMM Genel Kurulu’nda da tartışıldı, bu çifter çifter maaş sorunu. Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Allah’tan korkan yok mu aranızda”, “haramdır bu” dedi, “niye hiç sesiniz çıkmıyor” dedi. Gerçekten de AKP milletvekillerinden hiç ses çıkmadı, cılız bir “şov yapma, otur yerine”nin dışında… Gergerlioğlu da bu konuşmasında saymıştı, elindeki koca listeyi göstererek…
Saray’ın bürokratlarından kimler var, özel sektörde veya kamu şirketlerinde yönetici olan?
Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı, bir de Borsa İstanbul Anonim Şirketi Yönetim Kurulu üyesi. Borsa İstanbul A.Ş. yönetiminde; Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Erişah Arıcan ile birlikte, kendisi
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel… Vakıf Katılım Bankası Anonim Şirketi'nin Yönetim Kurulu Başkanı… Aynı zamanda YÖK üyesi. Bir de Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Konsey Üyesi, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi… Bol koltuklu altın bürokratların başında geliyor.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarından Cemil Ragıp Ertem ise Vakıflar Bankası'nın yöneticilerinden…
Halk Bankası'nın Yönetim Kurulu üyelerinden biri, Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarından Meltem Taylan Aydın. Kendisi Aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu üyesi
Cumhurbaşkanlığı'nda başdanışman ve Hukuk Politikaları Kurulu üyeliği görevlerini sürdürürken Türkcell Yönetim Kurulu üyeliğine "seçilen" eski TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı… Şirketin entegre faaliyet raporunda yer alan bilgiye göre, Bahçekapılı'nın şirket yönetimine seçilince Cumhurbaşkanlığı'ndaki görevleri sona erdi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Bilim Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu üyesi Mehmet Çelik, ASELSAN Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı.
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu üyesi, Avukat Ayşe Türkmenoğlu, Türkiye Sigorta Anonim Şirketi'nin yönetim kurulu üyelerinden.
Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu üyesi Hakan Yurdakul, bu görevinin yanı sıra bir süre Teknopark İstanbul Yüksek Teknoloji Girişim Sermayesi Yatırım Fonu'nda Fon Yatırım Komitesi üyesi de oldu.
Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu üyesi Servet Bayındır… Kendisi öncelikle Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu üyesi. Aynı zamanda da Vakıf Katılım Bankası'nın yöneticisi.
Ama tabii ki kendisi bir bankacı değil, ilahiyatçı. Geçmişte öğretmenlik de yapmış. Tüm görevlerinin yanı sıra, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde, İslam Hukuku ve İslam İktisadı ve Finansı alanında öğretim üyesi olarak görev yapıyor.
Katılım Bankacılığı ile ilgili çalışmaları ile yükselen Bayındır, Katılım Sigortacılığı alanında da uzman. Bu yüzden Türkiye Katılım Sigorta adlı şirketin yönetim kurulu başkanı, Bereket Sigorta adlı şirketin de danışma kurulu üyesi.
Servet Bayındır… Kariyeri, altın bürokrat kavramının tanımı gibi…
**
Erdoğan'ın bürokratları açısından, tırnak içinde "görev" hiç bitmiyor, hizmet için yollar hiç tükenmiyor.
CHP Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz açıkladı, kısa bir süre önce:
Eski Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan, Kuzey Marmara Otoyolu İşletmesi'nin CEO'luğuna atandı
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı'nın eski başkanı İsmail Demir. Demir'in Kardemir Demir Çelik Fabrikaları'ndaki yönetim kurulu başkanlığı görevi devam ediyor.
Veya Devlet Denetleme Kurulu Başkanı Yunus Arıncı… Bu görevini dokuz yıl sürdürdü. Ancak 7 Haziran 2024'te, görevini Erdoğan'ın atadığı bir başka isme devretti.
Ancak Arıncı'nın diğer görevlerini de bıraktığına dair bir bilgi yok.
Mesela Arıncı, aynı zamanda Borsa İstanbul bünyesinde faaliyet gösteren TAKAS Bank'ın Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu üyesi.
Arıncı'nın Türk Telekom Yönetim Kurulu üyeliği de devam ediyor.
Ya da mesela…
Talat Aydın… Kendisi parlamenter sistemin son bürokratlarından. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nda müsteşar yardımcılığı görevini yürütüyordu. Bu göreve 2009 yılında Lütfi Elvan'ın bakanlığı döneminde getirilmişti. Ancak Binali Yıldırım'ın bakanlığı döneminde, 2016'da görevden alınan ilk bürokratlardan biri olmuştu.
Kendisi şu anda Göknur Gıda'nın yönetim kurulu üyelerinden biri. Şirketin yönetim kurulu üyelerinin Ortadoğu'dan geldiği, sitesinde hemen görülebiliyor.
Talat Aydın'ın ismi Çorlu Tren faciası ile ilgili yargılamada sorumlu bürokratlar arasında gösterildi. Ancak ifadesine bile başvurulmadığı belirtildi.
Bir örnek daha…
Parlamenter sistemin son Hazine ve Maliye Bakan yardımcısı…. Başkanlık sisteminin de ilk… Cengiz Yavilioğlu. Berat Albayrak'ın bakan olmasının ardından görevinden ayrılan bu bürokrat, Erdoğan'ın damadının bakanlıktan ayrılmasının ardından bakan yardımcılığı görevine geri döndü.
Daha sonra tekrar bu görevinden alındı. Ancak, Yavilioğlu'nun Türkiye Sinai Kalkınma Bankası Anonim Şirketi'ndeki yöneticilik görevi sürüyor.
Erdoğan’ın çevresinde, makam mevki koltuk sayısı azalsa da yollar hiç ayrılmıyor…
Nasıl? Eskisi-yenisi, asili-vekili; kademe kademe tüm bürokrasi ilmek ilmek işlenmiş gibi değil mi?
Çünkü onlar bürokrasinin altın çocukları…
Devlet bürokrasisinin… AKP bürokrasisinin… Erdoğan bürokrasisinin yıldızları…
Bir kamu kurumunda maaşı karşılığında çalışırken, kamuya bağlı başka birimlerde aldıkları görevler karşılığında ikinci, üçüncü maaşları “hak edenler…”
Bu “hakları”, kurdukları rejimin gücüyle hiç sorgulanmasın isteyenler… 3-5 maaşları gibi… Sorgulanmamayı da kendilerinde hak görenler…
Onlar dipsiz bir kuyunun en karanlık noktasında, bu çarkı işleten bürokratlar… Erdoğan'ın altın bürokratları…
Masa tamam, ya kasa?
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, çok maaş alanlar bu kadar çok maaş almazlarsa kamunun zarara uğrayacağını söylüyor:
“Diyelim ki bir tane kamu görevlisi, kamunun iştiraki olan bir bankada görev yapıyor. Kamu ortak olduğu için kamuya belli bir yönetim hakkı oluşuyor. Bunu hiç almayalım dediğinizde kamuyu bu sefer zarara uğratmış oluyorsunuz. Yani bankada kalmış oluyor.”
Para bir bakan yardımcısının, Cumhurbaşkanı Yardımcısının, bir bürokratın cebine girmeyince kamu neden zarar ediyor…
Masa zaten belli de Yılmaz’ın bu söylediklerini düşünürsek kasa kim?
Acaba bu iki-üç-beş maaşlar gerçekten ama gerçekten bu altın bürokratların cebinde kalıyor mu?
Yoksa bir kasada mı toplanıyor, Hazine’nin dışında… Birikiyorsa kamudan alınan para, nereye harcanıyor, neyi bekliyor?
Dava arkadaşı da olsalar, “reis”lerine tam bağlı da olsalar; bu kadar parayı kim kime verir bu devirde