Kısa Dalga - Yaz tatili bitiyor… Okullar 9 Eylül’de açılacak… Evlerde okul telaşı başladı bile… Okul öncesinin kendine has dediğim gibi bir heyecanı ve telaşı olur… Madalyonun öbür yüzünde eğitime erişimde sorun yaşayan dezavantajlı çocuklar, özel eğitim gerektiren çocuklar var… Bu evlerdeki heyecan ve telaşa korku, kaygı ve endişe de ekleniyor…Özel gereksinimli çocuklarla ilgili durum giderek kötüleşiyor… Kedi Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu’nun oğlu Kıvanç da bu yıl liseye başlayacak.. Serap Dikmen Ahmetoğlu madalyonun öbür yüzünü anlatıyor:
Dinlemek için Play'e tıklayınız...
Müfredata alınması gereken ders…
“Uygun okulu bulmak biraz zor. Biraz değil aslında oldukça zor. Baktığımız şeylerden bir tanesi akran zorbalığı.. Birkaç okulla görüştük, açıkça sorduk; “Okulunuzda akran zorbalığı durumu nedir? Öğrenciler kaynaştırma öğrencilerine nasıl yaklaşıyor?” Diye…
Şu cevabı aldık ve şaşkınlık içinde dinledik: Bunlar oluyor ve biz bunları çok önleyemiyoruz. En başta yapılması gereken şey şu; çocukların farklı gelişen çocuklarla nasıl iletişimde olacakları nasıl onlarla birlikte yaşayabilecekleri anlatılmalı… Belki de müfredata alınabilecek bir ders olabilir. Farklılıklarla birlikte yaşama kültürünün çocuk yaşlarda öğretilmesi gerekiyor.
Herkes kendi çözümünü üretmek zorunda kalıyor
Açıkçası böyle bir sistemde kendi çözümünü üretmek zorunda kalıyor. Kaynaştırmaya yönelik düzenlemenin eksiklikleri çocuğun derslere yoğunlaşmasını engelliyor. En büyük yaşadığı sorun yalnızlık. Kıvanç’tan şu cümleyi çok duyuyorum; ‘Biz yedi yıldır birlikteyiz, niye beni aramıyorlar…’ Öğretmen de çocuğu örneğin en arka sıraya veriyor… Evet kaynaştırma öğrencisi olarak çocuk sınıfta gözüküyor fakat gerekli eğitimi alamıyor. Yani okula hazırlık dönemi bizim için heyecanı değil, stres dolu bir dönem oluyor.
Yasalar, yönetmelikler mükemmel görünüyor. Uygulamada büyük sorunlar var. Bunun nedenlerinden biri sahada çalışan öğretmenlerin, müdürlerin, idarecilerin bu konuda çok istekli ve bilinçli olmamaları.
Derneğimize bir veli ulaştı. Öğretmen, 29 Ekim töreni için çocuklardan davul alınmasını istemiş. Ama bir tek bizim çocuğumuzu işaret ederek ‘Almasın’ demiş. Yani ayrımcılığın daha farklı anlatımı olabilir mi bilmiyorum.
Kaynaştırma öğrencisi sayısı azalıyor
İlkokuldan sonra kaynaştırma öğrencisi sayısı azalıyor. Çok sıkıntı var ve bu çocuklarımıza daha fazla zarar veriyor. Velilerin çoğu çocukları ortaokuldan başlayarak sistemin içinden çekmeye ve maalesef eve doğru itmeye başlıyor. Kaynaştırmayla liseyi bitiren çocuklarımızın bile bu eğitimden ayrıldıktan sonra eve kapandıklarını görüyoruz. Çünkü gidecekleri bir yer yok. Çalışma imkanı yok. Üniversiteyi bitirdiklerinde bile durum böyle… Evde problem davranış dediğimiz şeyleri çok fazla sergilemeye başlıyor çocuklar ve bu nedenle bakım merkezlerine gönderilen çocuklar oluyor. Çok ciddi boyutta sorun var.
Engellilerin engelleri bir birey ve yurttaşlık hakları olan insanlar olarak görmüyor. Toplum daha çok sadaka ve acıma türü var. Eğitim sisteminde altyapı yok. Tüm eksiklikler bundan kaynaklanıyor. Özel eğitim sınıflarını kalorifer dairesinden bozma yerlerde açıyorlardı. Bununla ilgili büyük bir tepki gelince biraz daha işte kalorifer dairesinden vazgeçtiler… Mevzuatın okullarda uygulanıp uygulanmadığına dair denetim yok…”
Atina örneği…
Kısa Dalga’dan Dilek Gedik, THY uçuşlarında otizmli çocuklardan rapor istenmesi uygulamasını gündeme getirmişti. Tepki çeken uygulama haberden sonra kaldırılmıştı. Dikmen Ahmetoğlu, Türkiye’de bu örnek yaşanırken, Atina’daki havalimanında “Otizm ile birlikte uçuyorum” broşürlerinin dağıtıldığını anlatıyor.
Kedi Otizm Derneği olarak okullara gidip otizmi anlattıklarını söyleyen Dikmen Ahmetoğlu, bunun Milli Eğitim Bakanlığı eliyle sadece okullarda değil tüm kurumlarda yapılması gerektiğini söylüyor.
Kedi Otizm Derneği’ne tıklayarak ulaşabilirsiniz…