Kısa Dalga- Kısa Dalga Podcast’te Berna Can’ın konuğu olan gazeteci, yazar ve televizyoncu İpek Özbey, yeni kitabı “Dragos: Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü” hakkında şok edici detayları paylaştı. Özbey’in anlattıkları, Adnan Oktar’ın korkunç suç ve seks köleliği imparatorluğunun karanlık yüzünü gözler önüne seriyor.
'Dragos: Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü' kitabı, yalnızca bir kitap değil, bir suç örgütünün karanlık dehlizlerinde kaybolanların öyküsü. Adnan Oktar’ın karanlık dünyasına adım atarken, neyle karşılaşacağınızı bilmiyorsunuz. Ancak, Özbey’in kaleme alarak anlattıkları, okuyucu ve dinleyicileri tüyler ürperten bir yolculuğa çıkarıyor.
Örgütün iç yüzü ve seks köleliği sistemi
İpek Özbey, Adnan Oktar’ın suç örgütünü adım adım ifşa ettiği yeni kitabı “Dragos” ile suç imparatorluğunun dehşet verici yüzünü ortaya çıkarıyor. Berna Can’la yaptığı söyleşide, örgütün iç yüzünü ve seks köleliği sistemini tüm çıplaklığıyla anlatıyor.
'Turnike Sistemi': Genç kızların kabusu
Özbey’in kitabında detaylandırdığı “Turnike Sistemi”, Adnan Oktar suç örgütünün genç kızları nasıl tuzağa düşürdüğünü ve onları nasıl seks kölesi haline getirdiğini gözler önüne seriyor. Yakışıklı ve zengin görünümlü adamlar tarafından kandırılan genç kızlar, aşk vaatleriyle tuzağa düşürülüyor ve cinsel ilişki sonrası görüntüleri kaydedilerek şantajla esir ediliyor. Özbey, bu durumu “seks köleliği” olarak tanımlıyor ve bu korkunç sistemin nasıl işlediğini ayrıntılarıyla açıklıyor.
Kölelik mi seks ticareti mi?
Berna Can’ın, “Bu durum seks köleliği mi, ticareti mi?” sorusuna Özbey, “Kesinlikle kölelik. Ticaret değil ama bir çeşit kölelik. Kızlar kameralarla izleniyor ve kayıtları şantaj amacıyla kullanılıyor” yanıtını veriyor. Kitapta yer alan ifadeler, örgütün kadınlara nasıl sistematik olarak işkence yaptığını ve onları nasıl kontrol altında tuttuğunu gözler önüne seriyor.
'İstismarın en kötü hali'
Gazeteci İpek Özbey 'Turnike Sistemine' maruz bırakılan Adnan Oktar'ın kurbanlarının yaşadıklarını şöyle ifade ediyor:
"Bir kadın olarak yorumladığım zaman gerçekten, bu istismarın dibi. Gerçekten istismarın dibi. En çok şuna üzüldüm: İnsan hayatta çok zengin bir aileye doğabilir, çok iyi bir eğitim alabilir, çok güzel bir hayat yaşıyor olabilir. 'Senin neyin eksik?' derler ya, hani niye böyle? Neyin eksik? Daha ne istiyorsun? İşte o eksik olduğu o küçücük yerden insanları yakalayıp, bütün mal varlıklarına el koymalar, ailelerini tehdit etmeler, onları toplum içine çıkamaz duruma getirmeler. Her yerde davalar açmalar ve o kadınları artık başka bir hayat yaşayamayacaklarına inandırarak bir ömür köleliğe mahkum eden bir örgütten bahsediyoruz. Daha acı hiçbir şey olamaz. Kendi iradenle oradan çıkman mümkün değil."
Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü
Özbey, örgütün aynı zamanda silahlı bir suç örgütü olduğunu belirtiyor. Kitapta, operasyon sırasında ele geçirilen silahlar ve örgütün silahlı yapısı detaylı bir şekilde anlatılıyor. “Adnan Oktar operasyonunda polisler vuruldu. Kadınlar ve erkekler, örgütün silahlı yapısının bir parçasıydı” diyor Özbey.
Korku ve tehdit altında kaybolan hayatlar
İpek Özbey, bu kadar tehlikeli bir örgütü araştırırken hiç tehdit almadığını söylüyor. Ancak, örgütle ilişkisi olan birçok kişinin tehdit edildiğini ve korku içinde yaşadığını belirtiyor. “Bu örgütün gücü çok fazla. Bugün burada Türkiye'de bütün mal varlıklarına el konmuş olabilir. Ama hala dünyanın her yerinde mal varlığı olduğunu söylüyor Özkan Mamati” diyor.
Ailelere çağrı: Dikkatli olun
İpek Özbey, ailelere de sesleniyor. Çocukları ve gençleri bu tür tehlikeli yapılardan korumak için dikkatli olmaları gerektiğini vurguluyor. Özbey, “Her şey sevgi ve ilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Aileler çocuklarına daha çok ilgi göstermeli” diyor.
Gazeteci İpek Özbey’in “Dragos: Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü” kitabı, Kırmızı Kedi yayınlarından çıktı ve ikinci baskısını yaptı.
Kitabı, Adnan Oktar suç örgütünün iç yüzünü merak edenler için “Dragos: Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü” nü İpek Özbey Kısa Dalga Parantez'de anlatıyor. (Haber Merkezi)