Ekonomide kritik haftanın yankıları

Gazeteci İbrahim Ekinci, bir haftanın ekonomi gündemini yorumluyor.

Ekonomide geçtiğimiz haftanın en önemli olayı, Merkez Bankası’nın politika faizini artırması, yüzde 8.5’ten yüzde 15’e çekmesiydi.

Piyasanın ağırlıklı beklentisi yüzde 20 – 25 civarıydı. Yüzde 15’e çekilmesi beklentileri karşılamadı. Enflasyon ve politika faizi arasındaki 31.5 puanlık negatiflik, 25 puana indi ama hala çok yüksek.

Piyasa tepkisi borsanın yükselmesi, kurun yükselmesi şeklinde oldu.

Dolar kuru, 23,5 TL seviyelerinden 25 TL’nin üzerine çıktı.

PODCASTİMİZİ DİNLEMEK İÇİN PLAY’E TIKLAYINIZ

Yüzde 15 politika faizi teknik olarak yetersiz bulunmasının yanı sıra ekonominin yeni patronlarının o kadar da rahat olmadığı, yine izin ala ala iş gördükleri yorumlarına yolaçtı. Para Politikası Kurulu’nda hiç değişiklik olmaması, Şimşek’in yardımcılıklarına yapılan atamaların liyakati, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın bir çeşit Şimşek’e nezaret ediyormuş havası da bu yorumları destekledi.

YABANCILARI MEMNUN ETMEZ

Bu faiz artışı yabancı gelişini teşvik edecek bir düzey değil. Seçimler öncesi ve sonrası Türkiye raporu açıklayanların beklentileri yüzde 40’a kadar çıkıyordu. Elbette ki ekonomi yönetiminin politika faizlerini yüzde 40’a kadar çekmesi ve ekonomide bir çeşit sudden stop (sert duruş) riskini göze alması beklenemezdiyse de yaptığı artış da düşük kaldı. Yabancıların Türkiye’de portföy yatırımları için faizlerin biraz daha yükselmesini, kurda bir seviyeden çok oynaklığın azalmasını bekleyecekleri anlaşılıyor. Mehmet Şimşek de bu teşhiste olmalı ki ilk yurtdışı gezisini batıya değil, BAE’ne yaptı. Muhtemelen bu ara dönem için döviz ihtiyacının karşılanması çareleri masada.

seçimlerden sonra TL’deki değer kaybı yüzde 30

AKP hükümeti ekonomiyi, seçim – siyasi avantaj odaklı yönetiyor. Bu yüzden de seçimlere kadar yüzlerce milyar dolar harcayarak kuru 19.5 TL civarında tuttu. Seçim baskısı bitince kur baskısı kısmen azaltıldı ve seçimlerden sonraki 20 gün içinde TL'nin değer kaybı %30’u aştı.

Ticari ve ihtiyaç kredisi faizleri arttı

Politika faizi artışı sonrası temmuz ayı ile birlikte geçerli olacak şekilde Merkez Bankası yıllık bileşik referans faiz oranını internet sitesinde yüzde 17,89 açıkladı. Böylece kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarındaki faizlerin yanı sıra bankaların menkul kıymet tutma zorunluluğundan kaçınabilecekleri ticari ve ihtiyaç kredisi faiz oranları da yeniden belirlenmiş oldu. Bankacıların yaptığı hesaplamalara göre temmuz ayından itibaren ticari kredide yüzde 25 yüzde 32,2, ihtiyaç kredi faizinde ise yüzde 32,20 yüzde 35,72 oranları aşıldığında menkul kıymet tutma zorunluluğu devreye girecek.

Referans faiz oranıyla ihtiyaç ve ticari kredi faizlerinde limitler belirleniyor. Politika faizi artırımı öncesinde referans faiz oranı yüzde 0,81 ve yıllık bileşik referans faiz oranı da yüzde 10,31 idi. Ve ticari kredi faizi için referans faiz oranının 1.4 katı aşılması durumunda yüzde 20, 1.8 katı aşılması durumunda ise yüzde 90 oranında menkul kıymet tesis zorunluluğu var.

Referans faiz oranı ihtiyaç kredilerinde 70 bin liranın üstündeki kredileri kapsıyor. Diğer kışında piyasada ihtiyaç kredisi faizleri yüzde 40’ı aşmış durumda.

Kredi kartı azami faizi aylık 1,36’dan 1.81’e geldi. Gecikme faizi 1.81’den 2.11’e yükseldi.

Merkez Bankası’nın politika faizini artırması; döviz talebini sınırlaması, TL mevduat gibi alternatif enstrümanları daha cazip hale getirmesi, enflasyonist çalışan yüksek iç talebi frenlemesi, buna bağlı olarak şirketlerin mal ve hizmet arzını hem talep yönünden hem de finansman maliyetlerinin artışı yönünden frenlenmesi gibi çok yönlü sonuçlar elde edilmesi beklentisine odaklıdır. Politika faizinin yüzde 15’e çekilmesi, bütün bu konularda etkili sonuçlar verebilecek bir düzey değil.

Bu faiz artışı sonrası sorunları çözmek için faiz artışının yeterli olup olamayacağı tartışması da başladı. Prof. Dr. Hakan Kara, Arjantin örneğini hatırlattı. Arjantin’de politika faizi yüzde yakın seviyelere yükseltildiği halde enflasyon durdurulamadı ve yüzde 115 seviyelerine çıktı.

Önümüzdeki kritik aylar

Mayıs ayı dış ticaret rakamları alarm verici düzeyde, aylık 12,5 milyar dolar açıkla geldi. İlk 5 aylık açık 60 milyar dolara yakın. Yılın geri kalanında kurun yükselmesi nedeniyle ithalatın bir miktar yavaşlaması beklenir. Aynı şekilde turizm mevsimine de girildi. Bu aylarda yüksek turist dövizi girişi olacak. Ekonomi yönetiminin faiz – döviz – kur yönünden eli bir miktar rahatlayacak. Ancak yılın son ayları ile birlikte hem turist dövizi girişinin azalması hem de kış mevsimi – enerji ithalatı dolayısıyla zorluklar yeniden artacak. Bu birkaç aylık dönemde yabancı dövizi girişi beklendiği ölçüde gerçekleşmezse, bugünkü tablo esas itibariyle devam edecek gibi görünüyor.

Podcast Haberleri