Günümüz dünyasında “sağlıklı yaşam” çok önemseniyor. Beslenme ve egzersiz düzeninin, temiz hava ve suyun önemini herkes biliyor. Ancak aynı önemi kişisel ilişkilere vermiyoruz.
Oysa araştırmalar, sağlıksız bir ilişkinin hazır gıda ve zehirli bir çevre kadar zararlı olabileceğini ortaya koydu. Sağlıksız bir ilişki, depresyon, anksiyete, hatta kalp hastalıkları gibi fiziksel rahatsızlıklara da yol açabiliyor.
14 Şubat vesilesiyle bu hafta “aşk, ilişkiler, sevgililik, evlilik” üzerine haber ve önerilerle dolu geçti.
Ancak gerçek hayatta o kadar çok sorunlu, sağlıksız ilişki var ki! Herşeyden evvel, romantik ilişkilerde şiddet çok büyük bir sorun. Türkiye, OECD ülkeleri arasında kadına şiddetin en yüksek olduğu ülke.
Ev İçi şiddet konusunda kamuoyuyla paylaşılan son kapsamlı, resmi araştırma 2014 tarihli.
2020 tarihli NG araştırmasına göreyse Türkiye’de her 5 kadından en az biri fiziksel şiddet görürken psikolojik şiddet gören kadınlar, erkeklerin üç katı.
Peki ilişkilerde, ailelerde şiddet bu kadar yaygınken, gerçekten sağlıklı, mutlu bir toplumdan bahsedebilir miyiz? Sağlıklı ilişki nedir, sağlıksız bir ilişkiyi nasıl tanımlarız?
Bu hafta Arka Plan’da klinik psikolog, terapist ve yazar Tuğçe Isıyel ile romantik ilişkileri masaya yatırdık.
“Aile” en sorunlu halleriyle kutsanırken neden sağlıklı, mutlu ilişkiler kurmaya aynı önem atfedilmiyor?
Aile kutsallaştırıldığı kadar ilişkinin saadeti kutsallaştırılsa. Bizim sorunları çözme biçimimiz daha çok “kol kırılır yen içinde kalır” şeklinde. Aman duygularımızı paylaşmayalım, sorunları halının altına süpürelim, toplumsal bir baş etme mekanizması sanki. Böyle olunca sorunlar çözülemiyor, çocuklar böyle yetişiyor, kuşaktan kuşağa aktarılıyor. Toplumların saadeti için öncelikle bireylere bakmak gerekiyor. Kişi ne istiyor? Toplumun dayatması ne? Bunlar hiç sorgulanmıyor.
- Bir yandan da aşk, sevgililik, devamında evlilik ve aile kutsanıyor. Bu bir çelişki değil mi? “Sağlıklı ilişki”den ne anlıyoruz?
Sağlıklı bir ilişkide sevgiyi, aşkı iktidar aracı olarak kullanmamayı anlıyorum. “Aşk” adı altında kıskançlık, psikolojik veya fiziksel şiddete de kılıf uyduruluyor: Seviyordum, yaptım… Burada sevgi, aşk, sağlıklı ilişki denince bir kişinin bireysellik ve birliktelik ihtiyacına yanıt veren bir ilişkiyi kast ediyorum. Birliktelik derken iç içe geçmekten, çiftlerin birbirinin uzantısı olmasından bahsetmiyorum. Bireysellikten de kopuk, ya da “takılıyoruz işte” denen ilişkilerden de bahsetmiyorum… “Kendi kendime yetebilirim, hayatla okeyim, ama seninle olmayı tercih ediyorum” dediğimiz ilişkileri sağlıklı görüyorum. Peki ilişki niye yaşanır? Birinin merkez ya da amaç olmaması önemli. Veya ilişkinin kendisi merkez haline gelince, bir bağımlılık geliştiriliyor. Karşımdaki benim bir uzvum gibi olunca bu, ilişkiyi çoraklaştırıyor. İlişki dediğiniz, nefes alıp verebilmeli; keten, organik bir kumaş gibi. Sağlıklı ilişkide kişilerin hem birbirinden, hem hayattan beslenmesini anlıyorum.
Kendi kendine yetmek, kendi başına kalabilmek neden önemli?
Tek olunmadan çift olunmuyor… Kendimizle sıkılıyorsak, kendimize yetemiyorsak, kendimizle iyi değilsek… Kendimizle ilişki daha tatminsizlikler veya tüketim üzerine kuruluysa karşımızdakiyle de pek farklı bir ilişki kuramıyoruz. Psikoanalist Winnicott’ın dediği gibi tek başına kalabilme becerisini geliştirebilmemiz gerekiyor ki ötekiyle de bağımlı olmadan, bağlı olunan bir ilişkide konumlandırabilelim. Sağlıklı ilişki üretebilen, yaratıcı bir ilişki demek. Kişilerin belli toplumsal normlara sıkıştığı ilişkiler bana kasvetli geliyor, mahkum hissedersiniz. Depresyona da girersiniz, işinizle de uyumsuz olursunuz, çocuklarınıza da mutsuzluğunuzu yansıtırsınız… Kişiyi dönüştürebilen, kendini gerçekleştirmesine olanak sağlayan her türlü ilişki çok kıymetli.
Sağlıksız ilişkilerin başlıca özellikleri neler? Kişi, sağlıksız bir ilişkide olduğunu nasıl ayırt eder?
Bedenimize sağlıksız gelen şeyleri düşünelim: Midemize iyi gelmeyen bir şey yemek gibi. Acaba o ilişki sürekli kendinizden şüphe mi ettiriyor? Arkadaşlarınızdan, sevdiğiniz şeylerden kopartıldığınız bir ilişki mi? Kendinizi değersiz mi hissettiriyor? Özgüveninize, kişiliğinize saldırılan bir ilişki mi? Manipülasyona mu uğruyorsunuz? Bazı ilişkilerde mesela aptala dönebilirsiniz, beyninizle oynanıyor gibi hissedersiniz. Bu böyle mi oldu gerçekten? Diye sorarsınız kendinize. İletişim kanallarının kapalı olduğu, kişilerin birbirlerinin duygularını dinlemeye gönüllü olmadığı ilişkileri sağlıksız görüyorum. Karşınızdakine sürekli kendinizi açıklama gereği mi duyuyorsunuz? Mesela ilişkide küsen, alınan biri mi var? Küsmek çok korkunç, son derecede heves kıran, duvar ören, kişileri çaresizliğe sürükleyen bir davranış. Veya bir güç dengesizliği varsa… Biri, diğerinin üzerinde aşkı, sevgiyi de kullanarak iktidar kuruyorsa bunlar sağlıksız ilişki çağrışımı yapıyor.İlişkide bağımlılık konusunu biraz açar mısınız?
Tüm işaretleri fark etmemize rağmen, o ilişkiden çıkamıyorsak, kendimizi özşefkatsiz bir yerde konumlandırıyorsak. Bu bağımlı bir ilişki. Yalnız kalma korkusu yoğun, hayatla nasıl baş edeceğimizi bilemiyoruz… O ilişkiden çıkmak kolay olmuyor. Bağımlılık biraz güvensiz bağlanmayla ortaya çıkan bişey. Anne karnından doğduğumuzda aslında bir ilişkiye doğuyoruz. Ve anneyle babanın, veya ilk bakıcıların ilişkisine doğuyoruz. O ilk bakıcımızla ilişkinin nasıl şekillendiği, güvenli bir bağ kurup kuramadığımız, sonraki ilişkilerimizi de etkiliyor. Hep o ilk ilişki deneyimi belirleyici oluyor.
Son zamanlarda “toksik ilişki” terimi de kullanılıyor. Toksik ilişki, sağlıksız ilişki aynı şey mi?
Kişiye iyi gelmeyen, ama bir şekilde oradan çıkamadığımız ilişkiler, toksik ilişkiler. Evet, sağlıksız ilişkiler aynı zamanda toksik ilişkilerdir. Kendinizle, çevrenizle ilişkiniz bozuluyor, hayatta umutlu bir yerde duramıyorsunuz, yorgun, cansız hissediyorsunuz… Sağlıklı veya sağlıksız ilişki, gökten zembille inmiyor. İnsan doğduğu günden itibaren bir ilişkiler tarihi yazıyor. O ilişkiler tarihinde çok sayıda yaralar alıyoruz, iyileştirici deneyimler de yaşıyoruz. Bunların üzerine düşünmek, kayıpların yasını tutabilmek, bizi daha konforlu hissettiğimiz ilişkilere de sürüklüyor.
- Anne ve babayla kurduğumuz ilişkiler, yetişkinlikte kurduğumuz ilişkileri nasıl etkiliyor?
- Masallarda, filmlerde gösterilen aşk ve çatışma: İnişli çıkışlı haller aşk mı sanılıyor?
- Narsisistik ilişkilerin temelinde ne var?
- Sağlıksız (toksik) bir ilişkiyi, sağlıklı bir hale getirmenin yolu, yöntemi var mı?