“Mandacı” ekonomistlerin dediğine geldiler

Hükümet KKM’den kurtulmaya çalışıyor. Sürkeli önlem üstüne önlem, kısıt üstüne kısıt geliyor. Ancak KKM’de çözülme çok yavaş. 3.3 trilyonluk bakiyenin kur farkı yükü kamunun üzerinde olduğu için, kur artışları haliyle maliyeti çok artırıyor.

Ekonomide geçen haftanın en önemli olayı MB Para Politikası Kurulu’nun (PPK) politika faizini 5 puan artırarak yüzde 30’e çekmesi oldu. Beklentilerde “Yüzde 25’te de bırakabilir, yüzde 40’a kadar da çekebilir” gibi 15 puan aralığında tahmin – toto vardı. Bu tabi, bize, bizim merkez bankasına özgü bir durum. Bu kadar geniş bir tahmin aralığı öngörülemezliğin göstergesi. İki yönden öngürülemezlik var:

Birincisi, faiz artışının Erdoğan’ın iznine bağlı olması nedeniyle... Dolayısıyla her PPK takvimi geldiğinde “acaba faiz artışına izin verdi mi? Verdiyse kaç puanlık artışa ikna edildi” merakı doğuyor. Kimse ekonominin gereklerinden, enflasyon düzeyinden söz açmıyor. Hafızalarımız taze. Erdoğan’ın sözleri şunlar: “Faizi savunanlar kusura bakmasınlar bu yolda beraber olmam.” “Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz artamaz, artmayacak.”

Ama artıyor! Bu içinde bulunduğumuz dönem, “3. Rasyonalite dönemi” çünkü. Aşağıdaki grafiğe bakıldığında, bu dönemi muhtemelen yeni bir Nas dönemi, “4. Nas dönemi” izleyecek gibi görünüyor. Ama o dönem ne zaman başlayacak, onu Erdoğan ve Erdoğan’ın siyaseten ihtiyaçları belirleyecek. Ne olacağını bilemiyoruz. Faizi yüzde 19’a çeken başkanı (Ağbal) görevden aldı. Şimdi yüzde 30’a çekilmesine izin veriyor. TÜİK rakamıyla enflasyon yüzde 85’lere vurmuşken yüzde 10’un altında politika faiziyle, dünyada negatif faiz şampiyonuyduk. Şimdi de 3 – 4 ay içinde politika faizini 21.5 puan artırarak şampiyon olduk.

İkincisi, yine birinci nedenden kaynaklı olarak artırım oranlarının tutarsızlığı... Tablosu aşağıda. Yeni MB yönetimi işe başladığında ilk PPK toplantısında 6.5 puan artış yapıyor. Bir sonrakinde artırım -genel iktisadi koşullar, enflasyon gelişmeleri aynı kaldığı halde – 2,5 puana düşüyor. Sonra biden coşku izliyoruz ve 3. PPK toplantısında 7.5 puanlık sürpriz artış geliyor. Şimdi de 5 puanlık artış yapılıyor. İktisadi koşullar yönünden bu zikzakı açıklayan değişiklikler olmayınca, faiz kararlarının yine izinle, müsaadeyle alındığı ortaya çıkmış oluyor.

Daha dikkat çekici olanı... Erdoğan’ın son açıklamalarıdır. Enflasyonun 2024’ün ilk yarısında düşmeye başlayacağını belirtti. Bu yine aynı döneme rastlayan yerel seçimleri gözeten bir söylem değilse, yanlış bilgi... Çünkü MB’nin son Enflasyon Raporu’na göre 2024’ün birinci çeyreğinde enflasyon zirveyi görecek. Rapordaki grafiğe göre yüzde 70’e yaklaşacak. Sonra düşüş izlenecek.

Ekonomist Tunç Şatıroğlu yazmıştı: “Yüzde 19 faizi beğenmediler, 1050 baz puan indirerek yüzde 8,5'e getirdiler. Şimdi indirdiklerinin hepsini geri verdikleri gibi üzerine de ekliyorlar. ‘Ezbere konuşan, mandacı’ denilen ekonomistlerin sözüne geliniyor. Geliniyor da ne oluyor? Onlardan bir özür var mı? Yok! Hadi özrü geçtik, “bizim önceki politikamız yanlıştı” diyorlar mı? Demiyorlar!

HENÜZ TAŞLAR YERİNE OTURMUŞ DEĞİL

MB politika faizini %30 yaptı ama 12 ay sonrası için enflasyon beklentisi %45 düzeyinde. Arada 2024 1. Çeyrek’te yüzde 70’i bulacağı beklentisini de dikkate alırsak, yüzde 30 seviyesinin yavaşlatıcı etkisi zayıf kalıyor. Bundan hareketle bazı iktisatçılar önümüzdeki iki toplantıda da artırım bekliyor. Bu haliyle henüz taşlar yerine oturmuş değil. Politika faizi enflasyonun arkasından koşmaya devam ediyor. 12 ay sonrası için %45 enflasyon beklentisi dikkate alındığında mevduat faizinin bu oranın biraz üzerinde, %50-%55 olması, ticari kredi faizinin bunun biraz üzerinde oralara gelmesi gerekiyor.

VATANDAŞIN FAİZİ ÇOK ARTACAK

Vatandaşın faizi ihtiyaç kredisinde aslında yüzde 80’i geçti. Tüm kredi türleri içinde en yüksek faizi ihtiyaç kredisi alan vatandaş ödüyor. Bazı bankaların internet sitelerine girildiğinde ihtiyaç kredisini (masraf vs ile birlikte) yüzde 80’e gelen faizle verenler olduğu görülüyor.

Son politika faizi değişikliği, her değişiklikte olduğu gibi kredi kartı ve nakit çekim faizlerini de değiştiriyor. Politika faizinin yüzde 30’a çekilmesiyle birlikte, 1 Ekim itibarıyla:

  • Referans faiz oranı aylıkta yüzde 2,71'e yükseldi.

  • Kredi kartı aylık faiz 3,26’ya çıktı. Gecikme faizi % 3.56 oldu.

  • Nakit çekim faizi aylıkta yüzde 3,57’den yüzde 4,02’ye yükseldi. Gecikme faiz oranı yüzde 4.32 oldu.

BORSA GEL GEL EDİYOR AMA...

Son bir iki not.... Borsa’ya dikkat diyorum sürekli. 10 yılda yatırımcı sayısı 1 milyondan 7.3 milyona geldi. En hızlı artış bu son bir iki yıl içinde oldu. Halka arz furyası var. Vatandaş aldığı hissenin değeri sanki sürekli yükselecek o hep kazanacak beklentisine düşebiliyor. Haziran Seçim sonrası endeks 4400’dü. 7 Eylül’de 8.337’yi gördü. 20 Eylül itibariyle 7719’da. Son 13 günde kar satışları ile geriledi. Bu yüksek oynaklık hayra alamet değildir. Şirket değeri afaki noktalara çıkmış görünüyor. Bir balon ihtimaline karşı regülatörün dikkatli olması gerekir ama ne yazık ki piyasada bir AKP neşesi izleniyor. Geçen gün, iktisatçı Ege Cansen söyledi: “Firmaların karlılığı patladıktan sonra değerleri ne oldu? 70 – 80 milyon dolar borsa değeri olan firmanın değeri 1.110 milyon dolara çıktı. Böyle 50 tane firma sayabilirim”

Bu tablo ne gösteriyor?

KKM’DEN KURTULMA ADIMLARI

Hükümet KKM’den kurtulmaya çalışıyor. Sürkeli önlem üstüne önlem, kısıt üstüne kısıt geliyor. Ancak KKM’de çözülme çok yavaş. 3.3 trilyonluk bakiyenin kur farkı yükü kamunun üzerinde olduğu için, kur artışları haliyle maliyeti çok artırıyor. Son tablo aşağıda: Hesaba göre 1.5 trilyon TL. Kuru tutacak, dolayısıyla enflasyonu da düşürecek diye getirilen bir enstrüman (KKM), sonuçta para basılarak karşılanan bir açık kalemine, dolayısıyla kendisi enflasyon yaratan bir araca dönüşmüş oluyor.

Podcast Haberleri