Neoliberalizm ile Siyasal İslam kıskacı altında olan Başkent’in yoksunlaştırılması sürecinde yine bir yıkım dalgası ile karşı karşıyayız. Yıkım tehdidi altında olan Ankara Tenis Kulübü’nün korunması sürecinin ardından bir başka mekânın yıkımı başladı bile. AKP iktidarı giderayak üst üste bellek mekânları ve özgünlüğü ile öne çıkmış, anı değeri, simge değeri olan yapıları korumak gelecek kuşaklara aktarmak yerine, yıkmayı tercih ediyor. Böylece bir taşla iki kuş vurma kurnazlığı ile hem yeniden yapım ve ihale süreciyle kamudan sermaye aktarımını koordine ediyor, hem de belleklerimize format atarak kolektif hafızamızda yer eden Cumhuriyet ideolojisinin modern mimarlık yapılarının yıkımı ile “güç” gösterisi yapıyor.
Cumhuriyet’in ilanı ile su varlıklarımızın geliştirilmesi, suya erişim, su biriktirme, sulama, taşkın koruma, barajların yapımı gibi tüm ülkeye yayılan girişimler yapılmıştır. Ankara’da içme suyu sağlayan Çubuk 1 Barajı 1936 yılından inşa edilerek Cumhuriyet’in ilk barajı olarak tarihe geçerken su yapılarının inşası, tarım alanlarının suyla buluşması, taşkınların önlenmesi, su enerjisi üretimi, toprak ve su koruma hamlelerinin planlı şekilde yürütülmeye çalışılması için 1925 yılında önce “Umur-u Nafıa Müdüriyet-i Umumiyesi”ne bağlı Sular Fen Heyeti Müdürlüğü,1939 yılında Bayındırlık Bakanlığı’na bağlı Su İşleri Başkanlığı kurulur.
"DSİ Binası Demirel’in fikri”
'Çeltik Ekimi Kanunu’, ‘Taşkın Sulara ve Su Baskınlarına Karşı Koruma Kanunu’, Bataklıkların Kurutulması ve Buralardan Elde Edilecek Topraklar Kanunu’ ardından DSİ Genel Müdürlüğü 6200 Sayılı Kanun’la 18 Aralık 1953 tarihinde kurulur ve 1954 yılında teşkilatlandırılır. DSİ’nin ilk genel müdürü İnşaat Mühendisi Hikmet Turat, DSİ’ye bağlı Barajlar Dairesi Başkanı ise sonrasında barajlar kralı unvanını alacak, başbakan ve Cumhurbaşkanı olacak Süleyman Demirel’dir. Demirel 1955’te DSİ Genel Müdürü olur ve 1960 yılında kadar görevde kalır. Süleyman Demirel’in DSİ Genel Müdürü olduğu 1957 yılında Demirel’in genel müdürlük binası, konferans salonu, kafeterya kütüphane ihtiyacını dile getirmesi ile DSİ Genel Müdürlüğü hizmet binası mimari proje yarışması ilan edilir. Yarışmayı, mimar Enver Tokay, Behruz Çinici ve Teoman Duruk tarafından tasarlanan bina kazanır. DSİ Genel Müdürlüğü Binası’nın inşaatı 1959 yılında başlar ve 1970 yılında hizmete sunulur. Demirel’in fikri temelini attığı DSİ Genel Müdürlüğü Binası bittiğinde Demirel artık başbakandır. DSİ Binası başbakanlığı döneminde birçok proje ile birlikte Keban Barajı yapım sürecinin her aşamasında Demirel’in izlerine mekânsal tanıklık etmiş 63 yaşında modern bir mekândır.
"Kolektif Bellek Mekânı”
1950’li yılların en önemli eserlerinden birisi olarak mimarlık tarihinde yerini alan DSİ Binası Eskişehir yolu üzerinde, Karayolları Genel Müdürlüğü yanında, cephesinde gridal sistem uygulanan, on dört katlı dikdörtgen bir blok ve yanında iki katlı oditoryum bloğu ve arkasında dört katlı bir blok olarak projelendirilmiştir. On dört katlı ofis bloğunda ortada çekirdek ve çift koridor sistemiyle dört cephede çalışma ofisleri yer almaktadır. Ana ulaşım hattı olan Eskişehir yolundan binaya giriş yapacak olan kişilerin geniş rampayla binaya yaklaşımları ve bu sırada açık olan kattan arkadaki Anıtkabir manzarasını görmeleri hedeflenmiştir. Yüksek bloğa bitişik olan kütüphane bir platformun üzerinde yer almakta ve Ankara manzarasına hâkim olarak konumlandırılmış ve bloklar arası ilişki tünel geçişlerle bağlanmıştır. 2 Kattan oluşan Oditoryum bloğunun birinci katında toplanma ve sergi alanı, ikinci katında 1500 kişi kapasiteli konferans salonu bulunmaktadır. DSİ Binası ve Konferans Salonu kolektif belleğimizde yere ait bir iz bırakmıştır. Yere ait olma bireyin toplumsallaşmasının en önemli duygusudur. Partilerin, derneklerin, sendikaların, insan hakları örgütlerinin, tabiplerin, TMMOB’un, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin tarihsel kongrelerine ev sahipliği yapmış, başbakanları, bakanları, cumhurbaşkanlarını ağırlamış, barajlardan sulamaya, taşkınlardan, bataklık kurutmaya kadar bir dönemin su politikaları kararlarının verildiği, DSİ Binası hukuksal süreçler devam ederken, belleklerimizden silinmek üzere, yıkımına başlandı.
"Yıkım İktidarı”
DSİ Genel Müdürlüğü, nehir gibi akışkan mekânsal bağlantıları ile bir içim su gibi özgün tarihsel hizmet binasını terk edip, kent suçu Togo İkiz Kuleleri’nin hemen yanında, "gıcır” hizmet binasına taşındı. Tarihsel binasının olduğu 16 bin 450 metrekare alan artık Nükleer Düzenleme Kurumu adına kayıtlı. Nükleer Düzenleme Kurumu emsal 2 ve kat yüksekliği zemin artı 12 kat olmak üzere yeni bina yapmak üzere tarihi DSİ Binasının yıkımına başladı.
AKP iktidarı dönemi birçok tahribatla birlikte aynı zamanda Cumhuriyet’in modern mimarlık eserleri ile hesaplaşan yıkıcı, değer harcayan, belleklerimize müdahale eden “yıkım iktidarı” olarak da tarihe geçecek.