Amerikalı asker ailelerine karşı Halkbank hissedarları

Kayıplar bankanın piyasa değerindeki düşüşü gösteriyor. Milyarlarca liralık değer kaybı oluşmuş, hala ABD'den ne ceza gelecek diye endişe ediliyor.

İddia; ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımları delmek.

Dava 8 yıldır bitmiyor.

Halkbank yönetimi "Biz devlet kuruluşuyuz. Bizi ABD'de yargılayamazsınız" diye itiraz etti.

Temyiz mahkemesi geçen hafta "Seni yargılamama engel bir durum yok" diye özetlenebilecek bir kararla itirazı reddetti.

Şimdi ne olacak?

Ceza davası devam edecek ve banka ya yüklü bir tazminata mahkum olacak, ya da beraat edecek.

XXX

Halkbank mahkum olursa...

Ardından yeni davalar gelecek.

Çünkü...

Suriye ve Afganistan'daki saldırılarda ölen ya da yaralanan 151 Amerikalı askerin aileleri, "çocuklarını öldürenlere İran'ın destek verdiğini, Halkbank'ın da İran'a yönelik ambargoyu delerek maddi kaynak sağlayıp buna katkıda bulunduğunu" öne sürüyor.

Bu kadar dolaylı, bir ilişkilendirme ile bankadan tazminat istenmesi ilginç ve de komik.

Normalde reddedilmesi gerekir.

Ancak...

Amerikan mahkemesi başvuruları kabul etti. Sadece Halkbank'ın ceza davası sonuçlanana kadar yargılamanın bekletilmesini kararlaştırdı.

Halkbank ceza alırsa tazminat davaları işleme konulacak.

Banka böylesine inanılmaz, zoraki bir ilişkilendirmeden ötürü asker ailelerine para ödemek zorunda kalırsa şaşırmamak lazım.

XXX

Madem bu kadar dolaylı yoldan zarar gördüğünü öne sürenler dava açabiliyor.

O halde..

Yıllardır elinde Halkbank hissesi bulundurup zarara uğrayan binlerce kişi de davayı sürüncemede bırakıp "siyasi şantaj" aleti haline getiren Amerika'daki Mahkeme ve davacı Amerikan Hazinesi aleyhine dava açabilmeli.

Halkbank yönetimi ve hisse sahipleri bu konuda ne yapılabileceğini araştırsa iyi olur.

Çünkü...

Halkbank hissedarlarının uğradığı zararla davanın "doğrudan" ilgisi var.

Mahkeme davayı sürüncemede bıraktığı için Halkbank hissesi satın alanlar 2016 yılından bu yana çok büyük kayba uğradılar.

Bankanın piyasa değeri de düştü.

Bizde 6 yılı aşan yargılamalarda "hak ihlali" gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine başvurulabiliyor.

Aynı hakkın Amerika'da da kullanılması gerekir.

XXX

Halkbank hissedarlarının uğradığı kayıp açık, net, hesaplanabilir.

Bakın...

Son 5 yılda diğer bankalarla Halkbank hisselerindeki artışı karşılaştırınca, hissedarların ve bankanın nasıl zarara uğradığı "çarpıcı" biçimde ortaya çıkıyor:

Salı akşamı Halkbank'ın itirazının reddedildiği haberi geldi.

Zaten düşük seyreden banka hissesi Çarşamba günü yaklaşık yüzde 5 kayıpla 14 lira 87 kuruşa düştü. Haftayı 14 lira 68 kuruştan kapadı.

Halkbank son 1 yılda sadece yüzde 10 yükselebildi.

Bankanın son 5 yıldaki getirisi ise yüzde 165'te kaldı.

XXX

Oysa...

Garanti Bankası hissesinin 1 yıllık getirisi yüzde 144. Neredeyse Halkbank'ın 5 yıllık kazancı kadar.

Garanti'nin 5 yıllık getirisi ise yüzde 1066.

İş Bankası son 1 yılda yüzde 33, son 5 yılda yüzde 995 arttı.

Yapı Kredi de son 1 yılda yüzde 40, 5 yılda yüzde 933 değer kazandı.

Akbank 1 yılda yüzde 68, son 5 yılda yüzde 600 yükseldi.

Vakıfbank da "kamu bankası" olduğu için adeta Halkbank'la birlikte cezalandırılıyor:

Son 1 yıllık getirisi yüz de 28, son 5 yıllık getirisi yüzde 353'de kalmış.

XXX

Son 5 yıla baktığınızda en çok artan Garanti'ye göre yüzde 600 civarında kaybı var Halkbank'ın.

Diğer bankalara göre yüzde 570 ile yüzde 400 arasında geride kalmış Halkbank hisselerinin değerlenme hızı.

Bu yeterli bir ceza değil mi?

Dava daha ne kadar uzayacak?

Sekiz yıldır toplanamayan hangi delil kaldı?

XXX

Bu kayıplar bankanın piyasa değerindeki düşüşü gösteriyor. Milyarlarca liralık değer kaybı oluşmuş, hala ABD'den ne ceza gelecek diye endişe ediliyor.

Banka ile ilgili karar verilmediği sürece cezalandırma ve kayıp devam ediyor demektir.

Halkbank'ın bu davada bir an önce ceza alması bile daha iyi bir seçenek olabilir.

Çünkü...

Bugün en az 50-60 liralarda olması gereken hisse hala 15 lira civarında patinaj yapıyor.

Bankayla birlikte on binlerce hissedar da cezalandırılıyor.

Halka açık bir şirketi yıllarca bıçak sırtında tutup kayba uğratmanın bir yaptırımı olması gerekmez mi?

Köşe Yazıları Haberleri