2022 yılında iki önemli kültür sanat kurumunun yıldönümleri kutlandı. İstanbul Kültür Sanat Vakfı 50. Yılını, Anadolu Kültür ise 20. Yıllarını kutladılar. İlki, rakamın etkileyiciliğine uygun biçimde büyük davetler, müzayedeler ve konserlerle diğeri ise içinde bulunduğumuz şartların da bir sonucu olarak belki, daha sessiz sedasız birkaç röportaj ve küçük etkinliklerle… Yılın son günlerinde bir başka önemli sanat kurumu, Baksı Vakfı, geleneksel hale getirdiği Anadolu Ödülleri’ni bir törenle sahiplerine verdi.
Türkiye’de kurumsallaşmanın zorlukları, hele sanat kurumlarını sürdürmenin uzun yıllar hayatta tutmanın imkansızlıkları herkesin malumu. O nedenle etkileyici birer başarı olan, hayatımıza yaptıkları katkılarla her tür övgüyü hak eden bu kurumlardan söz etmek gerektiğini düşünüyorum. Bu haftadan itibaren üç yazıda bu üç kurumu anlatacağım. Önce 13 Aralık Çarşamba günü sahiplerini bulan Anadolu Ödülleri’ni veren Baksı Kültür Sanat Vakfı’ndan ve kurucusu Hüsamettin Koçan’dan söz edeceğim.
Prof. Hüsamettin Koçan Türkiye kültür sanat hayatının en etkili sanatçılarından biridir. Sanat dünyası onu sadece başarılı, iyi bir ressam, sanatçı olarak tanımaz, aynı zamanda ‘kurucu’ özellikleri olan bir eylem insanıdır Hüsamettin Koçan. Sanatçı bugün Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi adını taşıyan Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu Resim Bölümünden 1970 yılında mezun olmuş. Yıllar sonra mezun olduğu bu okulun dekanlığını da yaptı (1997-2005). Onun döneminde Marmara Güzel Sanatlar daha da etkili bir okul haline geldi. Okulun içinde yaptığı sergiler, dışa dönük etkinlikleri kadar eğitimde de sıçramalar gerçekleştirmiş olmalı ki bugün bu okuldan mezun pek çok başarılı genç sanatçı var. Ben onun adını 90’larda çok etkili olan sanatçı örgütü AIAP (Uluslararası Sanat Derneği) ile duymuştum. Derneğin başkanlığını yaptığı sırada sergiler düzenler, açıklamalar yapar, etkinlikler gerçekleştirirlerdi. AIAP etkili bir sanatçı örgütüydü ve bunu tabii ki başkanı Hüsamettin Koçan’a borçluydu. Tam da bu dönemde Türkiye’nin ilk sanat fuarının da düzenlenmesini sağladı. TÜYAP’la işbiriği içinde Tepebaşı’ndaki alanda sanatçı örgütleri, galericiler hep birlikte sanat fuarları düzenlemeye başladılar. Bu fuar TÜYAP’ın Beylikdüzü’ndeki merkezinde yakın zamana kadar Kitap Fuarı’yla aynı zamanda düzenlenmeye devam etti. (Pandemide ara verilmişti bu yıl da yapılmadı…) Koçan’ın katkı verdiği organizasyonlar arasında günümüzün çağdaş sanat enerjisinin kendini ilk gösterdiği etkinliklerden biri olarak yine aynı mekanda düzenlenen Genç Etkinlik’leri de anmak gerek.
Prof. Hüsamettin Koçan’ın tükenmeyen enerjisi belki de en büyük meyvesini 2000’lerin başında verdi. Doğduğu köyde bir müze yapmak üzere işe koyuldu. Bayburt’un Bayraktar Köyü’nde geniş bir arazi üstünde farklı mimarisiyle bir yapı yükselmeye başladı. Adını köyün eski adından alan Baksı Müzesi, 2010 yılında açıldı. Neredeyse yolun bittiği yerde, Çoruh Nehri’nin kıyısında kurulan müze, Koçan’ın yaşam birikimi doğduğu topraklara taşıma isteğinin bir sonucu. Nitekim Baksı o günden beri Türkiye kültür sanat ortamının tanıdığı, pek çok sanatçının, sanatseverin gidip gördüğü, sergilerine ve koleksiyonuna katkıda bulunduğu bir yer. Sergi alanları, kütüphanesi, atölyeleri ve konuk eviyle Anadolu’nun derinliklerinde bir kültür sanat merkezi. Orta Asya dillerinde ‘şaman’ anlamına geldiği bilinen ‘baksı’ sözcüğü, köyün geçmişi ve Hüsamettin Koçan’ın yapmak istedikleri hakkında da ipucu veriyor. Sanatçı, kendi köyünün artık yok olan dokuma ve çanak çömlek işçiliğini, mimarisini yaşatmak, eski kültürel birikimden aldığı ilhamla yeni üretimler gerçekleştirmek ve bölgedeki insanların yaşamını olumlu anlamda etkileyecek bir hareketlilik yaratmak istiyor. Geçen sürede bütün bunları önemli ölçüde başardığı söylenebilir. Koçan’ın sanatında da söylenceleriyle, zanaatıyla Anadolu kültürünün etkilidir. Bu birikimi kendine özgü bir üslupla çağdaş bir resme dönüştüren Hüsamettin Koçan sanatının arkasındaki düşünsel temeli Baksı’da bir kuruma dönüştürmüş oldu.
Baksı Kültür Sanat Vakfı, son yıllarda Anadolu’da bu alanda etkili olan başka kurum ve kişileri cesaretlendirecek bir ödül vermeye başladı. “Üretim sürecinde Anadolu’nun kültürel zenginliğini kucaklayan, ondan ilham alan, yenileyen ve dönüştüren kurum ve projeleri’ hedefleyen Anadolu Ödülleri, çift yıllarda kurumlara tek yıllarda kişilere veriliyor. Doğan Holding ana sponsorluğundaki ödüllere pek çok başka kurum destek veriyor. Hüsamettin Koçan birleştirici ve harekete geçirici özelliklerini bu kez çok farklı kişi ve kurumları, iş insanlarını, sanatçıları, koleksiyoncuları, sanat tarihçilerini bir araya getirdiği bir ekiple başarıyor ve ilgi çeken bir ödülle hem Baksı’ya hem de Anadolu’nun üretken kurum ve kişilerine dikkatleri çekmeyi başarıyor.
Baksı Müzesi, gerçekten de ödül verdiği kurum ve kişiler gibi imkansızı başarmış bir yer. Anadolu’nun kıraç coğrafyasında binasıyla, içeriğiyle görenleri şaşırtıyor. Orada geçirdiğiniz birkaç saat bile o uzun yolu anlamlı kılıyor. Ama sanıyorum ki Türkiye kültür ve sanatına yaptığı en önemli katkı, ‘bunun olabilirliğini’ ispat etmesi.
Elbette varlığını ve bugüne kadarki tüm etkinliğini Hüsamettin Koçan’ın benzersiz kişiliğine borçlu. Baksı Kültür Sanat Vakfı’nın kurum olarak çok daha uzun yıllar etkili olması ve bu yolda ilerlemesi de mümkün. Yazının başında da değindiğim gibi uzun soluklu başka kurumların varlığı da bu konuda bize umut veren bir durum.
2022 YILI ANADOLU ÖDÜLLERİ:
Anadolu Ödülleri Edebiyat kategorisinde Yapı Kredi Yayınları, Görsel Sanatlar kategorisinde Arkas Sanat Merkezi, Müzik kategorisinde Hisarlı Ahmet Sempozyumu, Sinema kategorisinde ise İzmir Sinema Kültür ve Eğitim Derneği oldu. Edebiyat Alana Katkı Ödülü Varlık Yayınları, Müzik Alana Katkı Ödülü Afyonkarahisar Klasik Müzik ve Caz Derneği, Sinema Alana Katkı Ödülü Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, Mutfak (Gastronomi) Alana Katkı Ödülü ise Temiz Hasat Tüketim Kooperatifi’ne verildi. Doğan Değer Ödülü ‘Topraktan Toprağa Biyobozunur Atık Yönetim Projesi’ne verilirken, Onur Ödülü ise İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın oldu.
Meraklısına Not: Hüsamettin Koçan’ın kendisini anlattığı, Aslıhan Lodi’nin söyleşi kitabı ‘Bir Dağda Mucize Yaratan Adam: Hüsamettin Koçan’ın genişletilmiş yeni baskısı yakında çıkıyor.