Cumhuriyet’in ilanı ile “sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” yaklaşımı, modern Türkiye ideali ile çağdaş bireyin yetiştirilmesinde millet davası olarak ele alınmıştır. Yurttaşların bedensel gelişim ile birlikte zihinsel ve ahlaki gelişim, eğitimin bir parçası olarak değerlendirilirken, spor dalları genişletilerek yaygınlaştırılarak spor gündelik yaşamın içerisinde yer almıştır. Spor dergilerinin çıkartılması, kulüplerin açılması,1925 yılında kurulan Atatürk Orman Çiftliği alanlarında yapılan Marmara ve Karadeniz Havuzu, 1932 yılında kurulan Halkevleri’nin müfredatına sporun girmesi Cumhuriyet’in beden terbiyesi ile sağlıklı toplumun yetiştirilmesinin ideolojisi olarak yaşama geçirilmiştir. Bu bakış açısıyla tüm ülkeye örnek olacak uygulamalar ülkenin Başkenti Ankara’da bir laboratuvar gibi tesis edilerek tüm kentlere örnek olmuştur. Cumhuriyetin spor politikası imar planları içerisinde önemli bir yer tutmuş, kentlerde stadyumlar, okullarda spor salonları, jimnastik salonları, fabrika yerleşkelerinde spor tesisleri planlanarak inşa edilmiştir. Bugün endüstrileşen ticarileşen futbolun körüklendiği ortama karşın Cumhuriyet’in ilk yıllarında Modern Türkiye inşasında, tenis, eskrim, golf, yüzme, dağcılık, bisiklete binme, jimnastik gibi spor dalları Anadolu’nun her yerine yaygınlaştırılmıştır.
Cumhuriyet’in spor ideolojisinin mekânsal kurgusunu oluşturan spor alanları ve yapıları da özgün olarak tasarlandı. İtalyan mimar Paolo Vietti Violi 1930’lu yıllarda Ankara, Trabzon, Erzurum, Afyon, Samsun, İstanbul, Adana, Aydın, Edirne, İsparta, Kütahya, Tekirdağ, Bursa ve Manisa’da avan projeler hazırlamıştır. O dönemde stadyum inşası denildiğinde kastedilen tek yapı değildir. Türk İdman Cemiyetleri tarafından tercüme ettirilen rehber kitaba göre stadyumlar birbiri ile ilişkili spor yapı ve alanlarından oluşan spor parkı olarak ifade edilmektedir. Bu kapsamda Violi’nin hazırladığı planlarda kentin ihtiyacına göre stadyum, futbol sahası, koşu yolu, jimnastik alanları, tenis kortları, yüzme havuzları, basketbol, voleybol sahaları ve çocuk oyun alanları bütünlüklü şekilde ele alınmıştır. Ankara’da Violi imzasını taşıyan 19 Mayıs Stadyumu’da 1936 yılında projeleri Uluslararası yarışma ile elde edilerek inşa edilmiş Cumhuriyetin ilk stadyumu’dur. Hipodrom, Stadyum ve tenis kortlarının birlikte ele alındığı şehir merkezinde inşa edilen 19 Mayıs spor yerleşkesinde Hipodrom stadyum 1936 yılında inşa edilmiş, ertelenen iki adet tenis kortu 1938 yılında, 1947 yılında kurulan Ankara Tenis Kulübü’nün binası ise mimar Reha Ortaçlı tasarımı ile 1954 yılında inşa edilmiştir.
“19 Mayıs Stadyumu yıkıldı. Yerleşke içerisinde bulunan Ankara Tenis Kulübü yıkıma direniyor.”
Hipodrom ve 19 Mayıs Stadyumu, AKP iktidarı döneminde, rejimle hesaplaşmanın kurbanı olarak, korunması gerekli kültür varlığı kararı kaldırılarak yıkıldı. Hipodrom alanına, iktidarın ideolojik ve rant odaklı planlama ifadesi olan Millet Bahçesi inşa edilirken, Atatürk’ün tarihi tören pisti yıkılarak, altına bin yedi yüz araçlık otopark yapıldı. Cumhuriyet’in spora bakışının mekânsal ifadesi olan. Atatürk’ün ölümünden önce son 19 Mayıs törenlerini izlediği stadyum tüm hukuksal süreçlere rağmen yerle bir edildi. 19 Mayıs Stadyumu içerisinde yer alan Ankara Tenis Kulübü ise yıkım tehdidi altında faaliyetlerine devam etti.
Aydınların sanatçıların tenis oynadığı bir dönem…
Tenis sporu Cumhuriyetin ilk yıllarında Levantenler ve elçilik görevlileri arasında ilgi görüyordu. Cumhuriyet’in modernleşme hamleleri ile tenis sporu yaygınlaştı. 1925 yılında İzmir Karşıya Tenis Kulübü’nde tenis maçı seyreden Atatürk ve İsmet İnönü objektiflere yakalandı. Trabzon’da Ziyabey tenis sahasında tenis oynayan Bedri Rahmi Eyüboğlu raketiyle pozlar verdi. 1930’lu yıllarda hocaların hocası olarak bilinen tenis hocası Sarkis Harputluyan’dan kimler tenis dersi almamıştı ki: Melih Cevdet Anday, Yaşar Kemal, Sabahattin Eyüboğlu, Sait Faik Abasıyanık, Vehbi Koç, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Siyami Ersek, Avni Şasa, Ali İpar, Muammer Eriş, Mümtaz Taylan , Çetin Altan…
“Ankara Tenis Kulübü Binası bir Cumhuriyet değeri”
Ankara’nın ilk tenis kulübü 1928 yılında kuruldu. Kavaklıdere’de daha çok elçiliklerin görevlilerine, Ankara’da ikamet eden diplomatlara hizmet veren Kavaklıdere Tenis Kulübü’nü, gençlerin tenise ilgisinin artması ile 1947 yılında kurulan Ankara Tenis Kulübü izledi. Ankara Tenis Kulübü 1954 yılında 19 Mayıs Stadyumu içerisinde yapılan modern mimarinin özgün binalarından olan Ankara Tenis Kulübü Binası’nda çalışmalarını günümüze kadar yürüttü.
Ankara Tenis Kulübü Binası önündeki tenis kortlarına paralel şekilde, inşa edilen kırık çatısı , rampalı ulaşımı ve zengin iç mekanları ile iki katlı planlanan ve gören herkesi büyüleyen mimarisi ile Türk tenisinde isim yapmış sporcular yetiştirmiş bellek mekânlardan birisidir. Binlerce tenis sevdalısı için hem bir sosyal buluşma alanı hem de spor alanı haline gelen Ankara Tenis Kulübü binası 19 Mayıs Stadyumu’nun yıkılmasının ardından şimdi yıkım tehdidi altında. Geçtiğimiz günlerde Ankara Tenis Kulübü’nün binayı boşaltması istendi. O gün bugündür, bürokrasinin değişik kademelerinde görev alan tenis sevdalıları binanın boşaltılmasının ardından yapılacak yıkımın durdurulması için kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. Cumhuriyet’in modern mimarlık eserlerinden olan bellek bir mekanı yıkmak, yerine ne yapılırsa yapılsın telafi edilemeyecek bir tahribat yaratacaktır. Simge bir yapı olan Ankara Tenis Kulübü Binası yıkılmadan korunmak için Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmesi için başlattığı girişime Kültür Bakanlığı’nın ilgisini bekliyor.
27 Haziran’da en eski ve en prestijli Wimbledon Tenis Turnuvası’nın başlayacağı bir dönemde tenis sporu için özel olarak tasarlanmış Ankara Tenis Kulübü Binası’nın yıkım ile gündeme gelmesi, ülkemiz açısından üzüntü verici bir durum. Ankara’da bir Cumhuriyet değeri, bir özgün mimari bir bellek mekan daha yıkılmasın diye Ankara Tenis Kulübü Binası’na sahip çıkma sorumluluğu hepimizde.