Türkiye’de yabancı sermayeli şirketlerde giriş çıkışlar, artış azalışlar, Türkiye’nin siyasi yönelimini birebir yansıtıyor. Aslında bu değişimi ekonomide birçok gösterge üzerinden görmek mümkün. Konut satışları bunun başında geliyor. Beş – on yıl öncesine kadar Türkiye’den en çok konut satın alanlar batılı ülkelerin vatandaşlarıydı. Antalya bölgesinde bazı ilçelerde yabancı nüfus yerli nüfusla kıyaslanabilir duruma gelmişti. Sonra Türkiye gemisinin doğuya doğru yol almaya başlamasıyla bu tablo değişti. Batılı ülke vatandaşlarının alımları yerini doğu ülkelerinden alımlara bıraktı. Suriye, Irak, İran ve şimdi de Rusya… En çok bu ülkelerin vatandaşları ev alıyor şimdi. Iraklılar konut alımında birinci sıradaydı. Ukrayna’nın işgali sonrası Rusya vatandaşları birinci sıraya yükseldi. Ukraynalılar da alıyor. Rus ve Ukraynalıların konut satın alan yabancı uyruklular içindeki payı geçen yıl yüzde 10 iken bu yıl bu oran yüzde 22’ye ulaşmış. Ruslarda artış yüzde 200!
Türkiye’ye batıdan sermaye gelirdi. Doğrudan yatırımların, portföy yatırımlarının kaynağı batıydı. Borçlanmalar oradan yapılırdı. Sendikasyonlar, yatırım kredileri… Şirket satın almalarını da en çok batılı şirketler yapardı. Sonra orası azaldı, kesildi. Çıkışlar başladı. Şimdilerde sık sık şirket satışlarını, çıkış haberlerini okumaya başladık. Portföy yatırımları tarihi düşük seviyelere geriledi. Doğrudan yatırımlar neredeyse kesildi. Şimdi Katar’dan, Emirlikler’den filan geliyor.
Batılı ülkelerin binlerce şirketi vardı. Alman’yadan sonra Fransa, İngiltere, Hollanda, İtalya… Sonra bu manzara da değişmeye başladı. En tepeye 14 bin şirketle Suriye yerleşti. Gerçi Suriye iç savaştaydı. Bir ölçüde normaldi bu kaçış – geliş ama manzaranın tamamı bu değildi. İran, Irak, Rusya, Ürdün’den de çok hızlı girişler oldu.
Yabancı şirket kuruluşları – girişleriyle ilgili veriler Sanayi Bakanlığı’nın tablosuna aynı değişim farkediliyor: Batılılar azalıyor, doğudan girişler artıyor. Sayfada yer alan tablonun kırmızılı bölgesine bakın. Şirket sayısı azalan ülkeleri gösteriyor: Çoğunluğu Avrupalı ülkeler. Tamamı gelişmiş ülkeler. Batı dünyası. Bu ülkelerden şirketlerde çıkış var. 186 Hollandalı, 83 İngiliz şirket çıkmış. Fransa sermayeli 61 şirket, Lüksemburg sermayeli 72 şirket çıkmış. Belçika, Danimarka, İsviçre… Sadece Alman şirket sayısında 57 artış olmuş.
Son 3 yılda en çok yeni şirket kuruluşu yapan ilk 10 ülke içinde batılı ülke yok. İlk 15 içinde 15’inci sırada sadece İrlanda var. Toplamda hala batılı şirketler ağırlıkta ama bu tablo hızla değişiyor. Bir taraf azalırken, diğer taraf hızla artıyor. Son 3 yılda kurulan yabancı sermayeli şirketler listesinin başında Suriye var. Suriye, Almanya’yı tahtından indirdi ve sayıda ikiye katladı. Halen Türkiye’de 13 bin 908 Suriye sermayeli şirket var. Son 3 yılda bin 171 yenisi kurulmuş. Alman sermayeli şirket sayısı 7 bin 910’da kalmış. Yeni kurulan yabancı sermayeli şirketlerde ilk beşi şu ülkeler oluşturuyor: Suriye, İran, Irak, Ürdün ve Rusya Federasyonu. Bundan 10 yıl önce ilk üçü batılı ülkeler alıyordu. İlk 20 içinde 12 batılı ülke vardı. Ruslar 2’nci sıraya yükseldi
Dünya Gazetesi’nden Merve Yiğitcan’ın TOBB verilerine dayanan haberi Rus şirketler için şu tespitleri yapıyor: “Ocak-Ağustos 2022 döneminde (…) kurulan yabancı sermayeli şirket sıralamasında ilk sıra 874 adet ile İran’ın olurken, 729 şirket açılışı ile Rusya ikinci sırada yer alarak büyük çıkış yaptı.
Hatırlayalım. 2004’te, Türkiye, AB’den müzakere tarihi almış, Ankara’da kutlamalar yapılıyordu. Tam üyelik süreci fiilen başlamıştı. AB müktesebatı iç mevzuata dönüştürülüyordu. Ne günlerdi!
Batı, Türkiye için kesenin ağzını da açmıştı. Krediler yağıyordu. Borsa’da yabancıların payı yüzde 70’lere dayanmıştı. Hazine tahvillerinin önemli bir kısmını yabancılar alıyordu. Bankalar, batılı ülke bankalarından buldukları kredilerle içerde mortgage sistemine geçmişti. Evler, arabalar… Büyük, devasa inşaat projeleri.
Sonra iktidar – AKP yüzünü doğuya döndü ve batılı ile ilgili gündem rafa kalktı. AB süreci tamamen durdu. İşte bu yön değişimi ekonominin birçok alanına da yansıdı. 60 – 70 yıllık “batılılaşma” hikayesinin getirdiği ağırlıklar bitmiş değildir. Yabancı sermaye hala batı ağırlıklıdır ama süreci, trendi göreceksek şunu söyleyebiliriz: Batılılar çıkarken, doğulular giriyor. Eee şimdi bunun ne zararı vardenilebilir. Sermaye sermayedir sonuçta. Öyledir. Ama şurası var ki batılı şirketler gelişmiş şirketlerdir. Sanayi – imalat ağırlıklı iş yaparlar. İstihdam yaratma bakımından daha önemlidirler. Doğulular ticareti seviyor. Al – ver!