Bayram seyran demeden

İnsan sevdikleri ile bir aradaysa bayram odur. Adalet Nöbetleri başladığından bu yana iki bayram geçti üzerinden. Arkadaşlarımız, mücadele yoldaşlarımız iki bayramı da sevdikleri ile kutlayamadılar. Dostları ile hasbıhal edemediler. En büyük bayramımız özgürlüğünden mahrum olan dostlarımızın özgürlüklerine kavuştuğu, ülkemize demokrasi ve adalet geldiği gün olacak.

‘Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür’ özdeyişi, insan hafızasının eksikliğinin unutkanlık olduğunu ifade eder. Unutmak ve unutturmamak ideolojik bir mücadeledir. Unutturmama, insanlığın hafızasını koruması ve gelecek kuşaklara aktarılmasının ifadesidir. Bir olay, bir konu, bir mekân, bir anı, hafızalarımızda yerini aldığı, varlığını sürdürdüğü sürece gerçekliğini bulur.

O yüzden otoriter rejimler bellek mekânlarını yıkarlar, olayları silmeye çalışırlar, “resmi tarih” ifadesi işte bu yüzden ortaya çıkar. Otoriter rejimlerin her şeyi silme, unutturma, yeniden yazma, yok etme ve yıkıcılığına karşı, insanlığın kolektif hafızasına sahip çıkma arzusu devreye girer. İşte o karşı duruş insanın insan olmasının, hafızasının toplumsal direnişine dönüşür. Yaşanılanı unutturmama eylemi ve onun sürekliliğinin sağlanması toplumsal hafızada önemli bir bilinç oluşturur. Bir obje, bir simge, bir renk, bir mekân, bir eylem size hatırlatır.

“UNUTMAYA KARŞI HAFIZANIN ADALET ARAYIŞI”

Sürekliliğini koruyan eylemlilikler otoriter rejimlerde hafıza noktalarıdır, uyandırma istasyonlarıdır, biriktirme alanlarıdır. 1977‘de Arjantin’de askeri diktatörlüğe karşı gözaltında kaybedilen çocuklarını arayan ‘Plaza De Mayo Anneleri’, Şili’de Pinochet diktatörlüğü devrilene kadar her hafta aynı yerde aynı saatte devam eden eylemlilikler, Picasso’nun Guernica tablosunun ülkesine demokrasi gelene kadar sürgünde tutulması, dünya tarihinde otoriter rejimleri teşhir eden, sürekliliğini koruyan eylemlilikler olarak öne çıkar.

1995 yılından bu yana Galatasaray Meydanı’nda oturan Cumartesi Anneleri, 2006 yılından bu yana devam eden Atatürk Orman Çiftliği mücadelesi, 10 yılı aşkındır “Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak” diyen Haydarpaşa Dayanışması’nın kararlılığı, 2 Ocak 2021 tarihinden bugüne, kayyum rektör atanmasına karşı Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin her gün rektörlüğe sırtını dönerek gösterdikleri direniş, unutmaya karşı hafızanın adalet arayışlarından ülkemizdeki örneklerindendir.

İktidarın hukuksuzluğunun, baskısının teşhiri ve yapılanların unutulmasına karşı direniştir.

“OTORİTER REJİMİN HUKUKSUZLUĞUNUN TEŞHİRİ, ADALET NÖBETİ”

Gezi davasında hukuksuz şekilde düzmece iddianame ile özgürlüklerinden mahrum edilen Mücella Yapıcı, Can Atalay ve Tayfun Kahraman 25 Nisan’da tutuklandılar. Onlar diğer arkadaşları ile birlikte 78 gündür Silivri ve Bakırköy Cezaevinde tutuklular. Mücella Yapıcı ve Tayfun Kahraman yeni yaşlarını cezaevlerinde aldılar. Bu hukuksuz tutuklamalara karşı 26 Nisan’da TMMOB tarafından başlatılan, sekretaryasını Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası’nın yürüttüğü Adalet Nöbeti 77 gündür devam ediyor.

77 gündür saat 17:00 olunca Ankara’da İstanbul’da İzmir’de Mimarlar Odası binalarının önlerinde masalar kuruluyor. Nöbetçiler yerlerini alıyor, ziyaretçiler geliyor, konuşmalar yapılıyor. Uzmanlar, hocalar, gazeteciler, sanatçılar, aydınlar, politikacılar, belediye başkanları, dernekler, vakıflar, siyasi partiler, sendikalar adalet nöbetlerinde buluşuyorlar, dayanışıyorlar.

Her yerden, her düşünceden, sözlerini söylemek isteyen, adaletsizliği vurgulamak isteyen herkesin birlikteliğinin ifadesine dönüşen adalet nöbetleri ‘bayram seyran demeden’ her gün saat 17:00-20.00 arası devam ediyor. Yıllardır AKP iktidarına karşı kent mücadelesi veren, ülkenin dağını, taşını, denizini, ormanını, tarım alanlarını, kültürel varlığını, kent topraklarını, Cumhuriyet değerlerini koruyan TMMOB’a bağlı meslek örgütleri adalet nöbetleri ile hukuksuzluğa karşı direniş içerisinde, otoriter rejimin hukuksuzluğunu teşhir ediyor.

PES ETMEMEK BAYRAMDIR

İnsan sevdikleri ile bir aradaysa bayram odur. Adalet Nöbetleri başladığından bu yana iki bayram geçti üzerinden. Arkadaşlarımız, mücadele yoldaşlarımız iki bayramı da sevdikleri ile kutlayamadılar. Dostları ile hasbıhal edemediler. En büyük bayramımız özgürlüğünden mahrum olan dostlarımızın özgürlüklerine kavuştuğu, ülkemize demokrasi ve adalet geldiği gün olacak. O vakte kadar umudu büyütmek, mücadele etmek, pes etmemek, adalet nöbetlerini sürdürmek, dayanışmak, çoğalmak bayramdır. İyi bayramlarımız olsun.

Köşe Yazıları Haberleri