Sabahın erken saatiydi, havaalanından dönerken Ulus’ta kocaman bir boşluk oluştu içimde. 100.Yıl Çarşısı yerinde yoktu. Yıkımından geriye kalan parça, öylece kalsa kentte yıkım anıtı olacak düzeyde idi. Uzun yıllardır korunması için mücadelesini verdiğimiz bir mekân daha kaydı gitti Başkentimizden. Gökçek döneminde başlayan yıkım furyası içinde Ulus Tarihi Kent Merkezi’nde yıkılacak binalar arasındaydı 100.yıl Çarşısı. Meslek odalarının verdiği mücadele ile 100 Yıl Çarşısı o dönemde yıkımdan kurtarılan mekânlardan birisiydi. Yıkım Gökçek’e değil, şimdiki belediyeye kısmetmiş meğer!
Gökçek döneminde Cumhuriyet’in temsil mekânları üzerinde yıkımlar, başkentin kimliğinin değiştirilerek taşralaştırılmasına yönelik yüksek yoğunluklu bir savaş yürütüldü: İller Bankası, Havagazı Fabrikası, Etibank Binası, Baraj Gazinosu, Su Süzgeci Binası, Marmara Köşkü yıkıldı. Atatürk Orman Çiftliği talanı ise başlı başına bir yıkım. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin mücadelesi çetin sürdü. Metal yorgunluğu teşhisi ile giden Gökçek oldu. Meslek örgütlerinin Gökçek’e karşı verdiği mücadele ile Başkentte Gökçek karşıtlığı zirve yaptı. Gökçek’in ardından yapılan 2019 yerel seçimlerinde Mansur Yavaş bu karşıtlık üzerinden halkın stratejik oy kullanması ile Belediye Başkanlığı’nı kazandı.
Gökçek gitti gitmesine de, fikirleri, kentleşme politikalarına aykırı uygulamaları, plan değişiklikleri ve planlarını miras bıraktı.
Meslek örgütleri kurulduğu yıldan bu yana herhangi bir belediyenin arka bahçesi olmadı, bilimsel bilginin ışığında hep doğru bildiklerini savunmaya devam etti. Bedel ödeme pahasına devam eden bu süreç hep böyle devam edecek. Yanlışa yanlış demeyi ertelememek aydın sorumluluğunun gereği. İşte Gökçek’in ardından belediyeye gelen yönetiminde ilk işlerinden birisi Ulus 100.Yıl Çarşısı’nın yıkımını gündeme almak oldu. Süreci birlikte hatırlamakta fayda var. Belediye seçimlerinin üzerinden bir yıl geçmişti ki, Ankara Büyükşehir Belediyesi “Hurda Karşılığı Yıkım ihalesi” ile 100.yıl Çarşısı’nın yıkım ihalesini açtı. O dönemde kaleme aldığım “100. Yıl Çarşısı, hurda karşılığı yıkılan değer mi?” yazısı çok ses getirdi. Hurda karşılığı ihaleye karşı meslek odalarının, yapının yarışma projesi olarak elde edilmesi, modern mimarlık yaklaşımının nitelikli bir örneği olması, özgün tasarımı ve meydana sağladığı mekânsal katkı gibi gerekçelerle yıkım kararına açtığı dava ve konu ile ilgili uzmanların ve meslek kuruluşlarının açıklamaları sonucu yıkım durduruldu. Bu yıkım sürecinde pek çok kez Çekül Vakfı Ankara Temsilciliği, DOCOMOMO Türkiye Ulusal Çalışma Grubu, ICOMOS Türkiye Milli Komitesi, Koruma ve Restorasyon Uzmanları Derneği, Mimarlar Derneği 1927, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi, TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, Türk Serbest Mimarlar Derneği tarafından ortak imzalı 100.Yıl Çarşısı yıkılmasın, korunsun deklarasyonu yayınlandı. Yapının yeniden işlevlendirilmesi için Belediye tarafından yarışma açılacağı duyuruldu. Ancak yarışmaya çıkılması beklenirken yeniden yıkım ihalesi çağrısı yayınlandı ve sonrasında ihale bir kez daha iptal edildi.
Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından Şubat 2022 yılında “Ulus 100.Yıl Çarşısı ve Yakın Çevresi Fikir Proje Yarışması” ilan edildi. Yarışmanın amacı şöyle özetlenmişti: “Başkent Ankara’nın tarihi merkezi Ulus ve yeni merkezi Yenişehir, son 40 yılda yıpranmaya terk edilmiş ve dönüşüme uğramıştır. Yerel yönetimin 2019 yılında değişmesiyle birlikte, Ulus ve çevresinden başlayarak, kentin tarihi ve kültürel değerlerine sahip çıkılması konusunda kararlı adımlar atılmaktadır. Bu adımlardan biri, “kültür varlıkları” tanımına giren modern mimarlık mirası örnekleri arasında yer alan, Ulus’ta Altındağ ilçesi hudutları içinde, mülkiyeti Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait, döneminde yarışma ile elde edilmiş olan 100.Yıl Çarşısı ve yakın çevresinin yeniden ele alınmasıdır. Yarışma ile çarşının mimari ve kentsel niteliklerinin ortaya çıkarılması, alanın özgünlüğü ile sosyo-kültürel ve ekonomik değerlerinin görünür kılınması ve kentli tarafından algılanabilir ve gündelik yaşamda deneyimlenebilir hale gelmesi amaçlanmaktadır. Cumhuriyet’in 100. Yılında başkentin merkezinde artık sosyo-kültürel değerler kadar, 21. yüzyılın gündemimize getirdiği sürdürülebilir-doğaya saygılı-insan ölçeğinde-tüketim kültürüne mesafeli-gereğinde kendi enerjisini kendisi karşılayan sakınımlı ve yaşanabilir çevreleri yaratmak ve korumak, arayışlarımızın başında gelmektedir. Güzel sanatların teşviki, kentlilik bilincinin yaygınlaştırılması, tarihsel, sosyal ve kültürel değerlere sahip çıkılması ve sürdürülmesi, etik değerlerin yerleşmesi, ilgili meslek disiplinlerinin ve yan disiplinlerin gelişmesi de yarışmanın amaçları arasındadır.”
Amaç güzel ama sonuç hüsran!
Yarışmaya 64 eser katıldı. Bu eserler arasından yapıyı yıkmadan yeniden işlevlendirecek 3 esere eşdeğer ödül verildi. Yarışma sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Yıkmak isteyen belediyeden yeniden işlevlendirme için yarışma açan belediye olduklarını kamuoyunda övgüyle anlatırken, birden yarışma sonuçlarını tanımayarak 100.Yıl Çarşısı’nın geleceğini anketle belirlemeye karar veren Belediye ne yaptığını bilmez halde bir durum sergiledi. Jüri üyelerinin görüşmeleri, bünyesinde oluşturduğu konunun uzmanlarından oluşan akademik danışma kurulu üyelerinin görüşleri ve meslek örgütlerinin itirazlarının dikkate alınmadığı bir süreçle 100.Yıl Çarşısı yıkım sürecine gelindi. Gökçek döneminde başlayan 100.Yıl Çarşısı’nı yıkıp meydan yapma fikri Yavaş döneminin de, alanında uzman hocaların görüşlerini bertaraf eden yaklaşımlarından birisi olarak tarihe geçti. “Bilimsel olmayan anket ve sonuçları üzerinden mimarlık ve kent tarihi açısından önemli bir yapının yıkım süreci ile karşı karşıya bırakılması kabul edilemez bir durumdur” açıklaması yapan mimarlık örgütleri, Ulus 100. Yıl Çarşısı’nın yıkımı ortaya bir meydan değil, tanımsız bir kentsel boşluk çıkartacaktır. Bu anlayışın derhal terk edilmesi gerekmektedir diyerek, Ulus 100. Yıl Çarşısı’nın açılan fikir projesi yarışmasının sonuçları ışığında yeniden işlevlendirilerek korunması ve kentlilerle buluşturulmasının Ankara’nın tüm kültürel katmanlarının bütüncül olarak geleceğe aktarılmasını sağlayacağının altını çizerek; Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni kendi yaptığı yarışmanın sonuçlarına ve bilime saygı duymaya davet etti.
Davetin karşılık bulmadığı aşikâr.100.Yıl Çarşısı 1967 yılında yarışma ile elde edilen Semra Dikel ve Orhan Dikel tarafından tasarlanmıştı. Yarışmanın jürisi efsane bir ekipten oluşuyordu. Orhan Alsaç, Şevki Vanlı, Neriman Birce, Sahih Öke, Ferzan Baydar, Vahit Erhan, Muammer Özdemir. Mimarlık tarihine emek vermiş hocalarımızın jürisinde bulunduğu ve 1'incilik ödülüne layık görülen, “döneminin niteliklerini gösteren, sahip olduğu nitelikli sosyal ve kültürel değerleri ile KORUNMASI GEREKEN BİR KÜLTÜR VARLIĞI olan 100.Yıl Çarşısı’nın yıkımı, hepimizin boğazına düğümlendi kaldı.
Gökçek’in onca yıkımının ardından -pek çok kez eleştirdiğimiz- hocalarımızın bir şeyler değişir yaklaşımıyla destek verdiği, emek verdiği bir süreç, bir kez daha heba oldu.100.Yıl Çarşısı Başkent’in göbeğinde, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkıldı. Belediye’nin övünerek anlattığı ilan ettiği pek çok yarışma hayata geçirilmedi. Akademik danışma kurulunda destek veren hocaların birbir ayrıldıklarını duyuyoruz, emeklerine bir teşekkür bile edilmeden.
Ortak akıl arayan, fikir ortaya çıkınca da, fikri beğenmeyenlerin kendi bildiklerini okuduğu bir dönemde katılımcı ve toplumcu bir yerel yönetimin yıkma üzerine değil, yapma üzerine şekilleneceği günler için mücadeleye devam edeceğiz. 100.Yıl Çarşısı yıkılırsa sevinen Gökçek olacak demiştik, ne acı… Bir kent suçlusunun 23,5 yıllık tahribatının külliyatını yazdığımız Başkent’in KaraRapor’undan sonra Ulus’un ortasında Cumhuriyet’in ve Başkent’in 100.yılında bu dönemin yıkım abidesi olarak belleklerimizde yerini alan 100.Yıl Çarşısı bir değerdi, değer bilmezlerin elinde yıkıldı gitti.