TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri, 13 Ocak 2023 tarihinde, gerçekte kent mücadelesinde teslim olmadıkları için, bir gazeteciye verdikleri plaket nedeniyle, 25.Ağır Cezada yargılandığı saatlerde, Cumhuriyet’in ilk toplu konut alanı olan Saraçoğlu Mahallesi’nde de açılan imar planı davasında bilirkişi keşfi gerçekleşir.
Bilirkişi keşfine davacı taraflardan Mimarlar Odası Ankara Şubesi yöneticileri ağır cezada ki davaya katılmak durumunda oldukları için katılamaz. Davacı taraflardan Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi yerinde bilirkişi keşfine katılır. Saraçoğlu Mahallesi’nde yapılan bilirkişi keşfinde çekilen fotoğraflar bir kez daha herkesin canını acıtmalı.
Saraçoğlu Mahallesi Cumhuriyet’in ilk toplu konut alanı. Alman Mimar Paul Bonatz tarafından tasarlanan, kent içerisinde, devletin memurlarının konut sorununu nasıl dert ettiğinin ve insan ölçeğinde yeşil alan içerisinde nasıl çözdüğünün göstergesi. Ağaçları ile yapıları ile tescilli kültür varlığı olan Ankara’nın dokunmaya kıyamayacağınız, ağacıyla böceğiyle, sincabı, bülbülü, taşı, duvarı ile korunması gereken nadide kentsel sit alanı.
Satmak istediler satamadılar, yıkmak istediler yıkamadılar
Tansu Çiller döneminde 1994 yılında Saraçoğlu Mahallesi lojmanlarının satışa çıkartılmasına karşı Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin verdiği mücadele sonucunda, satış kararı dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in kararı veto etmesiyle sonuçlanır. Saraçoğlu Mahallesi’nin satışı böylece durdurulur.
2003 yılında Saraçoğlu Mahallesi’ne ilişkin riskli alan kararı alınması ile yapıların bir bir yıkılması ve yüksek yoğunluklu yapılaşması gündeme gelir. Ekonomiye kazandırılması için lojmanların Maliye Bakanlığı’na devredilmesi, lojman statüsünün kaldırılması gündeme bir kez daha damgasını vurur. Tüm bu süreçler Odalar tarafından yargıya taşınırken, Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri bir kez daha, kentin merkezindeki bu inci tanesi olan Saraçoğlu Mahallesi’nin yıkımına karşı durmak için kent düşleri proje fikir yarışması açar. Saraçoğlu’nun yıkılmadan korunması için dönemin Cumhurbaşkanı ile Çankaya Köşkü’nde görüşür. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çevre Şehircilik Bakanlığı yetkililerine “Mimarlar Odası nasıl diyorsa öyle yapın, Saraçoğlu kentin değeri ” der. Saraçoğlu Mahallesi’nin yıkımı böylece durdurulur. Saraçoğlu Mahallesi’nin yıkılmadan korunmasına yönelik Çevre Şehircilik Bakanlığı ile başlayan görüşmeler ise 17-25 Aralık operasyonları ile sonlanır.
Korumayan planlar yapılır, kamusal alan ticarileştirilir.
Saraçoğlu Mahallesi kentin içinde bir vaha kentsel demokrasinin hayat bulduğu yönetenle yöneticinin karşılaştığı tanık mekân. Başbakan’ın dan Genel Kurmay Başkanı’na ,CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na kadar pek çok devlet bürokratına ev sahipliği yapmış Cumhuriyet’in konutları. Kentin ortasındaki mekansal varlığı, yarattığı kültür ortamı, klimatizasyonu ile herkese ait bir kamusal alan iken, gayrimenkul yatırım ortaklığına devri ile kamusal değerini yitirmek üzere kurgulanan imar planları ile talan edilmek, beton dökülmek inşaat yapılmak ve özgünlüğünü bozacak şekilde sözde restorasyon ile kamusal kimliğinden uzaklaştırılmak için kollar bir kez daha sıvanır. Planlar yargıya taşınır. İptal edildikçe aynı içerikte planlar yargı kararını arkadan dolanmak için yeniden yapılır, yeniden yargıya taşınır.
Lojmanda yaşayan devlet bürokratları, kentin merkezinde balyozlarla kapıları kırılan tarihi eserlere ve zorla boşaltmaları yaşarlar. Evlerini terk etmeyen, bürokratların yerlerde sürüklenmeleri bir kez daha, devletin memuru ile iktidarın memurlarını karşı karşıya getirir. Sabah saat altıda herkes uykuda iken başlayan zorla boşaltmalarda, uykularını Saraçoğlu Mahallesi’ne veren Mimarlar Odası Ankara Şubesi yöneticileri her gün oradadır. Haklarında davalar açılır soruşturmalar yürütülür. Ancak Saraçoğlu Mahallesi’ne Cumhuriyet’in değerine sahip çıkma kararlığını hiçbir şey durduramaz.
Paul Bonatz varisleri, mimarları vekil tayin eder.
Sözde restorasyon uygulamaları yapının özgünlüğünü bozarak ticari bir yaklaşımla, otele iş merkezine dönüştürülürken, müdahaleye izin veren koruma kurul kararları yargıya taşınır. Mimarlar Odası Ankara Şubesi pes etmez, yeni hukuksal süreç için Uluslararası bir süreci başlatır. Saraçoğlu Mahallesi’nin Alman Mimarı Paul Bonatz’ın torunlarına ulaşarak yedi torununun, vekaletini alır. Her şeyi ince eleyip sık dokuyan Almanlar, Mimarlar Odası’nın kararlı mücadelesinin yanında yer alır. Mimarlar Odası avukatlarından Gökçe Bolat ve Revşan Çobanoğlu yargıda haklarını korumak ve dava açmak için, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ise idarelerde Paul Bonatz varislerini temsil etmek için vekil tayin edilirler.
Bu vekalet ile Türkiye mimarlık tarihinde bir ilk yaşanır. Uluslararası hukuka konu edilecek bir vekillik ile mimarın izni alınmadan yapılan müdahaleler telif hakları açısından yargıya taşınır. Öylesine azimle ve kararlılıkla yürütülen bu mücadelede, imar planları davası devam ederken, yargıdan güzel bir karar gelir. İmar planlarına ve sözde restorasyonların yapımına onay veren koruma kurulu kararları Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin açtığı dava sonucunda iptal edilir. 2022 Mart ayında gelen haber baharı müjdeler. Odalar Saraçoğlu Mahallesi’nde hukuksuz duruma düşen bütün müdahale süreçlerinin durdurulması ve verilen ruhsatların iptali için Çankaya Belediyesi’ne ve ilgili kurumlara çağrı yapar. Çağrı cevapsız kalır. Hukuksuz şekilde müdahaleler devam eder.
En ağır ceza
13 Ocak 2023 tarihinde yapılan bilirkişi keşfinde Saraçoğlu Mahallesi’nde ortaya çıkan tablo, biyolojik gölet adı altında Saraçoğlu Mahallesi’nin betona gömüldüğü, anıt ağaçlara zarar verildiği, ağaçların köklerinin açıkta bırakıldığı, yeşil dokunun yok edildiği, tescilli yapıların kimi duvarlarının yıkılarak vitrine dönüştürüldüğü, avluda otel lobisinin inşa edilmeye başlandığı Şehir Plancıları Odası tarafından tespit edilir. Bu kez tespitte mimarlar yoktur. Çünkü aynı saatlerde kent mücadelesi nedeni ile, bu ülkenin toprağını taşını kent hakkını doğasını kültürel mirasını ve Cumhuriyet değerlerini kamu adına savunduğu için 25.Ağır Ceza’da yargılanmaları devam eder. Bu tespitte bulunamamaları onlara verilmiş en ağır ceza olarak kent mücadelesinin tarihine geçer.
Saraçoğlu Mahallesi Cumhuriyet’in biriciği. Kökleri açıkta kalan, toprakla buluşmayan ağaçların acısı hepimizin içini acıtmalı. Namık Kemal Ortaokulu’nun iş merkezine dönüştürülmesi hepimizin canını sıkmalı. Saraçoğlu Mahallesi’nin ortasındaki avlunun, biyolojik gölet adı altında toprakla nefesinin kesilmesi, nefesimizi kesmeli. Binaların vitrinlerle donatılarak, ticarethaneye dönüşmesi kamusallığını yitirmesi hepimizi üzmeli. Keşifte bulunamayan mimarların varlığı hepimizin gerçeği bir kez daha anlamasına vesile olmalı.
Saraçoğlu Mahallesi’nin yıkımını durdurmak için dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül İle görüşmeye giden heyetten yönetim kurulu üyeleri Tezcan Karakuş Candan ve Ali Atakan devlet memurluğundan ihraç edildi. Tezcan Karakuş Candan ve Tuğba Arslan 25.Ağır Ceza’da diğer yönetim kurulu üyeleriyle birlikte yargılanıyorlar.
Yargılanmalarının gerçek nedenlerinden birisi de Saraçoğlu Mahallesi’nde Cumhuriyet değerlerine sahip çıkma kararlılığı, sınır ötesine kadar uzanan mücadele azmi idi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi yöneticileri neden mi yargılanıyorlar, Saraçoğlu Mahallesi’nin beton dökülen içler acısı haline bakınca anlaşılması zor değil.
Şimdi bu hukuksuz projenin başlamasına el kaldıranlar, onay verenler, destekleyenler fotoğraf verenler mutlu musunuz?