Prof. Dr. Konukman’la, eski Hazine Müsteşarı Çanakçı ile konuştum. Ekonomi Gazetesi yazarı Özatay’ın görüşlerine baktım… Üçü de bütçede seçim ayarlı işler olduğu görüşünde. Açıklaması bütçe açığı ile hazine nakit akışı tablosu arasındaki muazzam farklılık. Bir şey söyleyeyim: AKP’nin el attığı ama hala şeffaf, hala anlaşılabilir kalan hemen hiçbir kamu hesabı kalmadı.
***
Bütçe 1.375 milyar açıkla geldi. Tarihimizdeki en yüksek tutarlı açık. GSYH’ya oranı da %5.5’le oldukça yüksek. Faiz dışı açık da öyle. Daha önce GSYH’ya oranı hiç %1’i geçmemişti. 2023’te %2.8 geldi. Deprem etkisi evet ama o işin tamamını açıklamıyor. Çünkü deprem sonrası getirilen ek bütçede deprem harcamaları için öngörülen rakam 530 milyar civarındaydı. Başka bir gariplik; deprem şubatta oldu. Ek bütçe temmuzda geçti. Ama geliyoruz aralığa, harcamaların aylara makul bir dağılımını görmüyoruz. Aralıkta patlıyor! Yılın tamamı için açık 1.4 trilyon lira. Bunun 842,5 milyarı aralıkta, yani %61,3’ü tek bir ayda yapılmış oluyor. Böyle bir tablo, ben hatırlamıyorum.
Harcama kalemlerine bakıyoruz. Personel, SGK primleri, faiz gideri vs. kalemlerinde dikkat çekici artış yok. Azalma var bazılarında. Ama “sermaye giderleri”, “sermaye transferleri” bir önceki aya göre sırasıyla %170 ve %1.044 artmış. Ne demek sermaye transferleri, giderleri? Sermaye transferleri; “Bina ve diğer inşaat işleri, ulaşım araçları, makineler, demirbaşlar gibi sermaye nitelikli harcamaların finansmanı amacıyla kişi ve kurumlara yapılan karşılıksız ödemeleri” anlatıyor. Aralık 2022’de 17 milyar, 2023 Aralık’ta 639,5 milyar olmuş. 37.6 kat artmış! Yıllık 48 milyardan 858 milyara çıkmış. Sermaye giderleri; “Bütçe kanunları ile belirlenmiş asgari değeri aşan ve normal ömrü bir yıldan daha uzun olan mal ve hizmet alımları” demek. Kasımda 67, aralıkta 180 milyara çıkmış, üçe katlanmış.
Başka bir gariplik, bütçe açığı ile Hazine nakit akışı verileri arasındaki muazzam farklılık. Seçim ayarlı işler mi sorusunu akla getiriyor. Ekonomi Gazetesi yazarı Fatih Özatay, böyle bir değerlendirme yaptı:
“2023 bütçe açığı 1.38 trilyon TL’ye yükseldi. Oysa bir hafta önce açıklanan 2023 yılı nakit bütçe açığı 626 milyar TL. İlginç işler oluyor Türkiye’de. Aynı bütçe, biri nakit bütçe açığı biri bütçe açığı. Ama aralarında müthiş fark var. Bütçe açığı ile nakit açık arasındaki fark (0,75 trilyon) önümüzdeki haftalarda ödenecekse, ödemenin bir kısmı MB’deki Hazine hesabından (0,35 trilyon) yapılacaksa, iyice likidite fazlası oluşacak piyasada: TCMB'nin enflasyonla mücadelesi zorlaşacak. Değişik bir seçim öncesi uygulaması olacak. Malı/hizmeti satın al ama ödemeyi seçim öncesine ertele ki piyasa seçimden hemen önce canlansın. ‘Politik iş çevrimleri’ olarak adlandırılan ve seçim öncesindeki uygulamaların ekonomiye etkilerine odaklanan iktisat yazınına bir başka mümtaz katkı yapılmakta olduğu gerçeği de var. (…) Hiç fena iş değil. Hem mal ve hizmeti teslim alıyorsunuz; bir ihtiyacı gideriyorsunuz hem de ödemesini seçim öncesine öteleyerek piyasayı canlandırıyorsunuz. Bu topraklar bayağı mümbit topraklar.”
Eski Hazine Müsteşarı, DEVA Partisi Ekonomi Politikalar Başkanı İbrahim Çanakçı’ya da sordum. “Bütçenin tahakkuk, Hazine nakit dengesinin ise nakit esaslı olması nedeniyle iki veri arasında her zaman fark olur. İki verinin kapsamının farklı olması da (Hazine nakit dengesi genel bütçeyi, bütçe dengesi ise merkezi yönetimi kapsıyor) bu iki istatistik arasında farklılaşmaya yol açıyor. Ancak aralık ayında ve 2023 genelindeki farklılaşma yakın tarihteki en yüksek farklılaşma. ‘Sınıflandırmaya girmeyen kurumlara sermaye transferine’ ilişkin bir not düşülmemesi ve açıklama yapılmaması da bütçede şeffaflığın nasıl yok olduğunun bir diğer göstergesi. Anlaşılan 2023 nasılsa geçti. Bütçe açığı da son OVP tahminin altında kalacak. Öyleyse gideri bu yıla tahakkuk ettirelim, nakit çıkışı 2024’te olsun denilmiş. Seçim öncesinde 2024’ün ilk aylarında bütçe dengesini iyi gösterme çabası gibi. Ancak bu harcamalar gerçekten yapılacaksa bu kez nakit açığı bütçe açığından çok daha yüksek olacak” dedi.
Bütçe konularına kafa yoran emektar Prof. Dr. Aziz Konukman Hoca ile de bütçenin geneli üzerine konuştum. Aşağıda okuyacaksınız. Bu nakit açığı – bütçe açığı çelişkisi için ise şöyle dedi: “Bütçe açığı nereden finanse edilmiş? Şunu hatırlayalım; %5 + %5 borçlanma yetkisini kullansaydı, başlangıçtaki bütçe açığının üzerine geliyor ve 727 milyar ediyordu. Bunu torba ile verilen 3 kata artırma yetkisi 2.2 trilyona çıkarıyor. Aralık belli değil ama tümünü kullanmadı, 2.2’yi bulmaz ama o 1 trilyonu buradan buldu. Gökten gelmedi o. Bir de bir yol oldu. CHP, AYM’ye başvuruyor, geriye doğru uygulanmadığı için fıstık gibi çalışıyor.”
Evet… Şimdi gelelim öteden beri rakamlardan çok bütçe hakkının ihlali, yasalara aykırı işler üzerinde duran Prof. Konukman’ın görüşlerine:
Genel tablo ne gösteriyor hocam? büyük açığı açıklayan şey deprem mi?
2023 bütçesi harcama öngörüsü başlangıçta 4.5 trilyondu. Gelirleri 3.8 milyardı, 660 milyar lira açık öngörülmüştü. Şubat’ta deprem oldu. Temmuz’da 1.1 trilyonluk ek bütçeyle 5.6 trilyon liraya yükseldi. Güya deprem için ek bütçe geliyor ama 1.1 trilyonluk ek ödeneğin sadece 527 milyarı deprem için harcanacaktı. Ek bütçenin seçim için de hazırlandığı belliydi. Seçim rüşveti dağıtılacağı belliydi. Bu bir kere haksız rekabettir. Parlamenter demokraside izin verilmemesi gereken bir şeydir. Muhalefeti uyardım. Ağızlarını açmadılar. Şimdi işte o harcamaları yapıyorlar.
6 Eylül’de OVP geldi. Bütçe için (2023) 6.6 trilyon gider, 1.6 trilyon açık yazılı. Bu nasıl iş? Bizim bütçemiz, ek bütçemiz (temmuzda) yasalaşmıştı. OVP rakamları farklı geliyor! Ek bütçe yasal olarak denk olmak zorunda. O yüzden ek bütçede de açık başlangıç bütçesindeki gibi 660 milyar gözüküyor, değişmiyor ama OVP’de 1.6 trilyona çıkıyor! Rakamları görünce bağırmaya başladım. ‘Gizli ek bütçe, paralel ek bütçe var’ dedim. 1.6 trilyon açık dediysen yetkin üstünde borçlanacaksın demektir. Çünkü yasalaşan bütçe ve ek bütçede açık 660 milyar. %5 ilave yapabilirsin, yetmedi %5 daha yaparsın, eder 727 milyar. Ama sen açık 1.6 trilyon diyorsun OVP’de! Magna Carta’dan beri gelen bütçe hakkını ayaklar altında aldın. 5.6 trilyon harcama izni alıyorsun Meclis’ten OVP’de 6.6 trilyona çıkarıyorsun! Bu kadar büyük bir sapma ilk kez oluyor.
Aşacakları o zamandan belli olmasına rağmen, ek bütçeyi yaparken bunu gizlediler. Ek bütçeyi 1.1 trilyon yaptılar. O zaman 2.1 trilyon yapsana…Yapmadılar çünkü denk yapma zorunluluğu yüzünden gelir tarafına vergi, gelir koymaları gerekirdi. O zaman problem olurdu. Ne yapmaları lazım? Öyle bir ödenek üstü harcama yapalım ki dışarıdan, paralel yapalım. Finansmanı kolay… Tam bütçe parlamentoya geldiği günlerde Borçlanma Kanunu’na geçici madde eklediler. Torba Kanun’da borçlanma limitini 3 misli artırılabilir yolu açıldı. Böyle bir yasal düzenleme kanunun ruhuna aykırı, yapamazsın… Ek düzenleme değiştirici değil kolaylaştırıcıdır. O % 5 limitlerinin bir gerekçesi var. Kaldırıp atıyorsun.
Aralık ayında harcamalarda olağanüstü bir artış var. Yığmışlar mı?
Yığdıklarını anlaşılıyor. Bu seçim rüşveti işte. Çaktırmadan seçim harcaması yapıldı. Yıl bazında toplam giderler 6.6 trilyon. Bunun 1.392 milyarı sadece aralık ayında olmuş. Yıl bazında bütçe açığı da 1.4 trilyon. Oysa bu rakam OVP’de 1.6’ydı. Niye düşük gelmiş? Yeni vergilerle gelirler bölümü biraz arttığı için…
Peki harcamalarda seçimle bağlantıyı nasıl kuruyorsunuz?
Aralık’taki 1.4 trilyon harcamanın ayrıntısına bakıyorum. Sosyal güvenlik dahil, personel gideri, faiz giderleri düşmüş. Cari transferlerdeki artış da (%30) makul görülebilir. Ama çok veya olağanüstü artanlar da var. Mal ve hizmet alımı %61 artmış. “Sermaye giderleri” kasımda 180, aralıkta 543 milyar! Bunun içinde “gayrimenkul sermaye üretim giderleri” var. Kasımda 134, aralıkta 409 milyar lira. Müteahhitlik giderleri 42 milyardan 121 milyara çıkmış. Geliyoruz “sermaye transferleri” başlığına. Kasımda 56, aralıkta 640 milyar. Bunun da altında (içinde) “Diğer kurum, işletme ve hane halkına transferler” var; kasımda 53,5, aralıkta 632 milyar buraya gitmiş. Bunun da altında bir alt başlık var; “Sınıflandırmaya Girmeyen Diğer Kurum, İşletme ve Hane Halkına Yapılan Sermaye Transferleri” deniliyor. Orada kasım ayı gideri 51 milyar, aralık 623 milyar lira. “Sınıflandırmaya girmeyen diğer…” İşte bu “diğer” torbadır. Çaktırmadan hangi harcama yaptıysan onun içine gömebiliyorsun.
KKM kur farkı ödemeleri Hazine’den MB’ye geçmişti. Yılın ikinci yarısı için ödenen kısım bütçeye haliyle yanşamamış görünüyor…
Evet. Görünmüyor. KKM’ye ne gitmiş? Yılın yarısında onu kaydırdılar. Her iki hesapta da vazgeçilen vergiler de var. Gelir ve kurumlar vergisinden muafiyetler var. KKM nedeniyle vazgeçilen vergi tutarını da bilmiyoruz. Yıllardır ısrar ediyorum, muafiyet teşvik kaynaklı vergi harcamaları, devletin vazgeçtiği vergiler görünmüyor. Emek kesimi için de vazgeçiş var. Yıllardır OVP’lerde tekrar ediliyor; “kamu maliyesi tedbirleri kapsamında etkinliğini yitirmiş muafiyetler kaldırılacak” vs. Ama öyle duruyor. Ben talep ettim. 1 trilyonluk vergi harcaması var. Yıllardır bütçe tekliflerinde 3 yılınki verilir ama o yılın gerçekleşme tahmini verilmez. Ekimde bütçe geliyor. Vergi harcamasının da tahminini ver. Ona göre 2024 muhasebesini yapalım. Uzun yıllardır yapılmıyor. Eskiden harcama raporları sunulurdu, kaldırıldı tek adam rejiminde. Tesadüf eseri GİB sayfasında buldum. Orada yöntemi anlatıyor. Gerçekleşme ne, o yok. O verilmeyince muhasebe yapamazsın.
Bütçenin samimiyet ilkesi kalmamış durumda. Başlangıçta bunu düzenlemeliydin. 4.5 trilyonluk bütçe hesabı yaparken 12 ay KKM devam edecek varsayımı var. Ek bütçeyle bunu yapamazsın. TL dönüşümlü KKM kur farkı ödemeleri bütçeye yansıtılsaydı bütçe açığı daha fazla olacaktı. Tutarını bilmiyoruz. Ne olması lazım, MB kamuoyunu bilgilendirmesi gerekir. Bütçe büyüklüğünü çarpıttınız. Yerle bir ettiniz. Bütçe hakkını yerle bir ettiğiniz gibi…
Bakan Şimşek, bütçenin beklentiler çerçevesinde gerçekleştiğini söyledi.
Bakanın açıklamasını gördüm. Mealen diyor ki “deprem amaçlı öngörülen 762 milyar TL’yi dışarıda bırakırsak, bütçe açığı yüzde 1.7’ye düşüyor. Böylece diyor, Maastricht kriterlerini karşılıyoruz.” Bakanın bilmemesi düşündürücü… Maastricht’in kastettiği MY bütçesi değil genel yönetim bütçesi. Ona yerel yönetimler de dahildir. Çarpıtılıyor. Deprem hariç diyor… Deprem için öngördüğümüz rakam 762’ydi gerçekleşme 950 milyar oldu. Korona harcamaları gibi, arada kaptırıyor. Ek bütçe hazırlandığında 527,3 milyar deprem amaçlı tahsis edilmiştir, denilmiş… Ne oldu da 762’ye çıktı? Ne oldu da oradan 950 milyara çıktı? Depremi gerekçesiyle ek bütçe hazırlanıyor, ama deprem için öngörülen 527 milyar. Depremi gerekçe gösterip, çaktırmadan seçim finansmanı için ek bütçe yaptılar.
Hoca’nın görüşleri böyle… Son bir not ekleyelim: KÖİ projelerine garanti ödemelerini seçemiyoruz. Daha önceki gibi bir AKP cinliği olarak “hane halkına transferler” içine bir yere gömülü duruyor. Ama tartışması olmasın diye özel bir kalem olarak göremiyoruz. Benim tahminim 150 milyar lira civarında.