Defne Samyeli örneği üzerinden TÜİK’in anket gazabı

Anlaşıldığı kadarı ile bu tür anketlere katılmanın bir zorunluluk olduğunu sadece TÜİK biliyor, vatandaşın bir şeyden haberi yok.

Defne Samyeli ilk kurbanlardan birimiydi, daha öncesi de var mıydı bilmiyorum ama, TÜİK’in kanundan doğan ve ülke meNfaati taşıyan bir uygulaması aradan kaç yıl geçtiği halde vatandaş nezdinde halen meşruiyet kazanamıyor.

TV dünyasının bilinen isimlerinden Defne Samyeli’nin adresi, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2014 yılında ‘ Türkiye’de hane harcamalarının nasıl şekillendiği’ konusunda anket yapılmak üzere ‘örnek hane’ olarak seçildi.

Samyeli, iş yoğunluğu nedeniyle katılamayacağını belirtmesi üzerine hakkında 923 TL idari para cezası kesildi.

Para cezasına itiraz etti. Ankette başvurucunun adı, adresi, gelir kaynakları, tüketim alışkanlıkları ve ekonomik durumuna yönelik kişisel bilgilerin yer alması nedeniyle, cevap vermeye zorlanamayacağını söyledi. Yine de, hakkında idari para cezası uygulandı. Yaptığı itirazda, cezanın ‘özel hayata saygı hakkı’na müdahalede olduğunu belirtti.

Konu, Anayasa Mahkemesi’nin önüne kadar geldi.

Mahkeme, bilgi verme zorunluluğunun Türkiye İstatistik Kanunu’ndan kaynaklandığını, ankette her ne kadar özel hayata ilişkin bilgiler isteniyor olsa da, bilgilerin gizliliği konusunda gerekli yasal güvencelerin sağlandığını bildirdi.

Kamu yararı söz konusu olduğundan, ankete katılımın bir yurttaşlık ödevi olduğu hatırlatıldı.

Kararda, Samyeli’nin ekonomik ve sosyal durumuna göre, uygulanan para cezasının oldukça düşük miktarda olduğu da yer aldı.

***

Aradan yıllar geçti, 7 Ekim 2022 tarihinde TÜİK’in adı, benzer bir anket nedeniyle yeniden gündeme geldi.

Denizli’nin Merkez Efendi ilçesindeki Altıntop Mahallesi muhtarı Tülay Sücüllü’ye, TÜİK tarafından, ama bu sefer telefon aracılığıyla yapılmak istenen ankete katılmaması nedeniyle, hakkında 2 bin 977 TL para cezası verildi.

Tülay Sücüllü, cep telefonundan yapılan aramada “ TÜİK’den arıyoruz, sizinle anket yapmak istiyoruz” denilince, Emniyet birimlerinin telefonla yapılan aramalar konusundaki uyarıları hatırlayarak, gerçek olup olmadıkları konusunda önce tereddüde düştü, sonra isteksiz de olsa “ Buyrun sorun” dedi. Ama ilk soru “ Evde yalnız mısınız” olunca, soruyu bir kadın olarak mahrem buldu ve anketi reddetti.

Ve hakkında malum para cezası yürürlüğe girdi.

Konu medyaya yansıyınca TÜİK açıklama yapıp, Sücüllü’ye para cezası uygulandığını doğruladı.

Açıklamada ayrıca Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılında kabul edilen resmi istatistik temel ilkeleri ve Avrupa Komisyonu tarafından 2005 yılında kabul edilen Avrupa İstatistikleri Uygulama Esaslarını dikkate alarak hazırlanan 5429 Sayılı Türkiye İstatistik Kanunu ile teminat altına alınmıştır” denildi.

***

Anlaşıldığı kadarı ile bu tür anketlere katılmanın bir zorunluluk olduğunu sadece TÜİK biliyor, vatandaşın bir şeyden haberi yok.

TÜİK Kanunu’nda “…. kendilerinden istenen veri veya bilgileri, Başkanlığın belirleyeceği şekil, süre ve standartlarda eksiksiz ve doğru olarak ücretsiz vermekle yükümlüdür” bir ibare var ama, kimse bilmiyor.

Kafkaesk hale getirilmiş bu anket konusu Defne Samyeli ve Tülay Sücüllü ile sınırlı olmadığı anlaşılıyor.

Sikayetvar.com sitesinde başka mağdurlar da var.

Habip adlı bir başvurucu, 3 hafta önce “ TÜİK ikamet adresimde bulunmadığımı bildirmeme rağmen ceza işlemi uygulayacağını bildiriyor Hiçbir evrakı elime ulaşmadığı halde evinize geldik aradık bulamadık diyerek ankete katılmama cezası gönderiyor, para cezalı anket olur mu?” diye not bırakmış.

Hilal adıyla bırakılan başka bir mesajda “ Tüik ankete katılım sağlamadığımız için para cezası ile tehdit ediyorlar. Böyle saçmalık olabilir mi? Neden mecbur bırakıyorlar anlamış değilim. Ben istersem katılırım, istemezsem katılmam, anket mecbur olamamalı ve 2977 TL para cezası olmamalı, bunun önüne geçilmeli” deniliyor.

Damla “ Bugün evime geldiler anket yapmaya çalıştılar. İstemem dediğim halde tehdit falan ettiler. 2000 küsur falan ceza gelir dedi. Ben yine de istemiyorum dedim, iyi siz bilirsiniz deyip gittiler. Bu nasıl iş anlamadım. Umarım bir daha tekrarlanmaz, zorla güzellik mi olur?” diye soruyor.

***

Yukarıda Kafkaesk derken, yasal dayanağı olsa da insanları ürperten bir uygulama biçimi söz etmek istedim.

Tanıl Bora, Birikim’deki bir yazısında Kafka’nın Dava romanından söz ederken, konuya şöyle değiniyor:

Romanın kahramanı, bilmediği, kendisine bildirilmeyen bir “suçundan” ötürü gözaltına alınır, sorgulanır, yargılanmaya başlar. Yargılama sürdükçe, belirsizlik büyür, koyulaşır

***

Olayımızda da devlet, her ne kadar kanuna dayanıyor olsa da, bir para cezasını ancak bu kadar muğlak hale getirebilirdi.

TÜİK, Anayasa Mahkemesi’nin Defne Samyeli hakkında verdiği karara hiç güvenmesin. İstediği kadar haklılık taşısın, vatandaş nezdinde meşruiyet kazanmayan bir kanun yeşilliği olmayan meyvesiz bir ağacın varlığından öte bir anlamı olmaz.

Ol sebep, TÜİK memleket hayrına da olsa, bu tür anket çalışmalarını vatandaşlara izah edip, gerekliliğini güzelce anlatmalı.

Bugünden yarına, bir tanıtım kampanyası başlatıp insanları bilgilendirmeyi görev olarak görmeli.

Köşe Yazıları Haberleri