Ekvador’daki hükümet karşıtı eylemler 13 Haziran’dan bu yana sürüyor. Latin Amerika’nın az sayıdaki sağ hükümetlerinden biri olan Guillermo Lasso hükümetine karşı büyük tepki var. 28 Haziran’da Lasso’nun görevden azledilmesi talebi Ekvador Ulusal Kongresi’nde oylandı. 137 üyeli Kongre’de Lasso’nun azledilebilmesi için üyelerin en az 92’sinin Lasso aleyhinde oy kullanmaları gerekiyordu. Bu oylar son oylamada 80’de kaldığı için (azledilme talebi aynı gün içerisinde tam 3 kez oylandı, Lasso aleyhindeki oyların en yüksek olduğu ikinci oylamada azledilme yönünde 84 oy kullanıldı), Lasso koltuğunu korumayı şimdilik başardı.
Son oylamada aleyhteki 80 oya karşı Lasso lehine 48 oy kullanılırken, 9 kişi de çekimser kaldı. “Şiddetli siyasal kriz ve iç karışıklık” gerekçesiyle azledilmesi talep edilen Lasso’nun partisi CREO’nun (İnanıyorum – tam açılımı: “Fırsatlar Yaratma Hareketi”) Kongre’de yalnızca 13 üyesi var. Haliyle, Lasso yasama organında güçlü desteği olan bir başkan değil. Bu yazıda Ekvador’daki eylemlerin gerekçelerine ve eylemcilerin hükümetten taleplerine değineceğim.
EYLEMCİLERİN TALEPLERİ
Eylemlerde en çok öne çıkan örgütün CONAIE (Ekvador’un Yerli Milletleri Konfederasyonu) olduğu söylenebilir. 2019 CONAIE eylemlerinin de liderlerinden olan ve CONAIE başkanlığının yanı sıra MICC’in (Cotopaxi Yerli ve İşçi Hareketi) de başkanlığını yürüten Leonidas Iza Salazar’ın eylemlerin en çok konuşulan aktivisti olduğu söylenebilir. 40 yaşındaki Iza, 1990 Inti Raymi Yerli Ayaklanması’nın liderlerinden José María Iza Viracocha’nın oğlu. Eylemlerin başlamasının ardından 15 Haziran günü sabaha karşı Cotopaxi’de gözaltına alınan Iza, tepkiler üzerine serbest bırakılmıştı. Başkan Lasso, Iza’yı “anarşistlikle” suçluyor. CONAIE’nin yanı sıra FENOCIN’in (Yerli ve Siyah Köylü Organizasyonları Ulusal Konfederasyonu), FEINE’nin (Ekvador Evanjelik Yerli Halkları ve Organizasyonları Konseyi) ve ülkenin en büyük eğitim sendikası olan UNE’nin (Ulusal Eğitimciler Sendikası) de aralarında bulunduğu çok sayıda oluşum eylemlere katılıyor.
Eylemlerde öne çıkan Iza dışında dört lider daha var. Bu liderler yerli kadın lider ve CONAIE başkan yardımcısı Zenaida Yasacama, CONFENIAE (Ekvador Amazonu Yerli Milletleri Konfederasyonu) başkanı Marlon Vargas, Ekvador Evanjelik Yerliler Federasyonu başkanı din adamı Eustaquio Tuala ve FENOCIN başkanı siyah aktivist Gary Espinoza. Buradan da anlaşılabileceği üzere Ekvador’daki eylemlerin etnik boyutu çok ön planda. Lasso hükümetinde yerlilerin ve siyahların temsil edilmiyor olması da hiç kuşkusuz sorunun çözülmesini güçleştiriyor.
Eylemlerin gerekçelerinden biri benzin ve gıda fiyatlarındaki yüksek artış. Bu fiyat artışlarına sebep olan yüksek enflasyon vatandaşlardan büyük tepki çekiyor. Ekvador’da isyana yol açan yüksek enflasyonun Mayıs ayı itibariyle yüzde 3,38 olarak kaydedildiğini (Nisan ayında da yüzde 2,89 oranındaydı) belirteyim. Enflasyonun ve fiyat artışlarının dünyanın her yerinde kitlesel eylemlere yol açmadığını Mayıs ayında enflasyon oranının yüzde 73,5 olarak kaydedildiği Türkiye örneğinden (Nisan ayında da yüzde 69,97 oranındaydı) biliyoruz. Yine de CONAIE’nin 13 Haziran’de hükümete ilettiği ve hükümet tarafında kabul edilmeyen 10 talebin büyük çoğunluğunun kötü giden ekonomiye ilişkin talepler olduğunu belirtmek gerek.
CONAIE’nin taleplerinde ilk başlık yakıt fiyatlarının düşürülmesi ve dondurulmasıydı. Bu çerçevede dizel fiyatının 1,5 ABD dolarında normal benzin fıyatının da 2 ABD dolarında sabitlenmesi talep edilmişti (Ekvador 2000 yılında kendi para birimi olan Sucre’yi tedavülden kaldırarak ABD dolarına geçmişti).
Taleplerdeki ikinci başlık özel bankalara olan borçlara ilişkindi. Bu çerçevede borçlu ailelere en az bir yıl süreyle moratoryum hakkı tanınması, borç faizlerinin düşürülmesi, üreticilere kredi verilmesi ve hacizlerin durdurulması istenmekteydi.
Taleplerin üçüncü başlığı kırsaldaki fiyat artışlarına ilişkindi. Temel gıda maddelerinin (süt, pirinç, soğan, domates, patates, vs.) fiyatlarında indirime gidilmesi, aracıların ve tüccarların fiyat spekülasyonlarının önüne geçilmesi, tarımsal üretim için gerekli harcamalar için mali yardım yapılması, tarım ürünlerinde destek fiyatı uygulanması, muz ihracatında küçük ve orta ölçekte işletmelere kota ayrılması gibi talepler bu başlıkta belirtilmişti.
Eylemcilerin taleplerinin dördüncü başlığı istihdama ilişkindi. Emeğin güvencesizleşmesiyle mücadele edilmesini ve halk ekonomisinin korunmasını isteyen eylemciler sosyal güvenlik borçlarının kapatılması ve işten çıkarılan eğitim ve sağlık personelinin görevlerine iadesi gibi taleplerde de bulundular.
Taleplerin beşinci başlığı anti-ekstraktvizime dairdi. Bu başlıkta maden ve petrol şirketlerinin doğaya verdiği zararın onarılmasına yönelik politikalar izlenmesi, belirli bölgelerin ekstraktivist faaliyetlerin dışında bırakılması gibi talepler bulunmakta.
Altıncı başlıksa doğrudan yerli haklarıyla ilgili. Burada yerli dillerinin yok olmasının önüne geçmek için çift dilli ve çokkültürlü eğitim verilmesi, yerli adaletinin (yerlilerin hukuk pratikleri) resmi olarak tanınması, yerli bölgelerindeki projeler için ilgili bölgelerde bilgi edinme hakkının gereklerini yerine getirerek oylama yapılması ve bölge halklarının onaylamadığı hiçbir projenin hayata geçirilmemesi ve son olarak da yerli halklarının özerkliğinin tanınması talepleri bu başlıkta yer alıyor.
Yedinci başlık kamu şirketlerinin özelleştirilmesinin durdurulmasına ayrılmış. Sekizinci başlıksa genel olarak fiyatların kontrol edilmesine, spekülasyonun önüne geçilmesine ve özellikle endüstriyel ürünlerin süpermarket zincirlerinde yüksek fiyatla satılmasının durdurulmasına yönelik. Dokuzuncu başlık eğitim ve sağlık bütçelerinin artırılması ve eğitim kurumlarının altyapılarının iyileştirilmesi gibi talepleri içeriyor. Son olarak, onuncu başlıkta suçla mücadelede etkili olacak kamu politikalarının hayata geçirilmesi talep ediliyor.
Hükümet bu taleplerin bazılarını kısmen karşılama yoluna gitti fakat bu düzenlemeler eylemciler tarafından yeterli görülmüyor. Örneğin, dizel fiyatı eylemcilerin talep ettikleri 1,5 ABD dolarında değil ama 1,80 ABD dolarında, benzin ise yine 2 ABD doları yerine 2,45 ABD dolarında sabitlendi. Kamu bankalarında düşük kredi imkanlarının sağlanması ve BanEcuador’a 3000 ABD dolarına dek olan borçların affedilmesi hükümet tarafından kabul edildi. Süt fiyatlarının kontrol edilmesi, bazı madenlerin faaliyetlerinin durdurulması, kamu üniversitelerinin bütçelerinin artırılması gibi bazı düzenlemeler de yapıldı.
En az beş eylemcinin öldürüldüğü, 300’ün üstünde insanın yaralandığı ve en az 150 kişinin gözaltına alındığı eylemler şu an için tüm gücüyle devam etmekte. Azledilmekten şimdilik kurtulan başkan Lasso ise eylemcilerle görüşmelerin durdurulduğunu duyurdu. 24 bölgeden oluşan Ekvador’un dört bölgesinde olağanüstü hal ilan eden Lasso şimdilik eylemlerin en yoğun olduğu başkent Quito’da OHAL ilan etmedi. Olağanüstü halin en az 30 gün boyunca geçerli olacağı belirtiliyor.
BİTİRİRKEN
Çoğu Latin Amerika ülkesinde olduğu gibi Ekvador’da da emek sömürüsü ve ırkçılık iç içe geçmiş durumda. Hem yoksulluğa hem ırkçılığa isyan eden ve çoğunluğu yerlilerden oluşan eylemciler direnişlerini sürdürecektir. Bununla beraber, şimdilik görevine devam edebileceği görülen Lasso hükümetinin eylemleri bir güvenlik sorununa dönüştürerek şiddet yoluyla bastırmayı deneyeceği görülüyor. Bu yöntemin kısa vadede başarılı olma ihtimali düşük. Bu gidişle, Lasso’nun Kongre’deki desteğinin düşüklüğü de hesaba katıldığında normal şartlar altında görev süresinin sonlanacağı Mayıs 2025’e kalmadan Ekvador’da bir hükümet değişikliği gerçekleşmesi mümkün olabilir. Bu durumda Ekvador’un da yönetimin sola geçtiği Latin Amerika ülkeleri arasına katılması muhtemel.
Lasso hükümetinin benzin fiyatlarında 10 cent’lik indirime gidilmesi gibi önerileri eylemleri yatıştırmak yerine daha da şiddetlendirdi çünkü eylemlere öncülük yapan yerli örgütleri bu öneriyi hakaret olarak tanımladı. Yerli hareketinin örgütlü olduğu Ekvador’da güvenlikçi politikalarla eylemlerin bastırılması güç. Kamu bütçesinin vatandaşlar lehine kullanılmasını talep eden eylemcilere 10 cent’lik indirim teklif edilmesi bankacılıktan gelen Lasso’ya normal görünüyor olabilir ama aslında bu önerinin eylemleri şiddetlendirmek dışında bir etkisi olmayacağı kolaylıkla öngörülebilirdi. Lasso bu türden politikalarda ısrar ettiği takdirde azledilmesinin yakın gelecekte tekrar oylanması sürpriz olmayacaktır.
Bir film önerisi: Latin Amerika’da yerli halkların sorunlarıyla ilgilenenlere yalnızca iki yaşlı adamın konuşabildiği, yok olmak üzere olan bir yerli dili üzerine çalışan genç bir dilbilimcinin 50 yıldır birbirleriyle konuşmayan bu iki adamı barıştırma çabalarını gösteren 2017 tarihli Meksika yapımı Sueño en otro idioma (Başka Dilde Rüya Görüyorum) isimli filmi öneriyorum.