MEHMET ÇETİNGÜLEÇ
Yurt içi ve dışındaki seçmen sayısı 2018'de 58 milyondu.
14 Mayıs'ta 64 milyona yükselecek.
EYT'li 2 milyon 250 bin kişinin eklenmesiyle birlikte emekli sayısı 15 milyonu aştı.
Asgari ücret alanlar ise 10 milyonun üzerinde.
Tamamı oy kullanma hakkına sahip en az 25 milyon emekli ve asgari ücretli var. Eşleri dahil ettiğinizde 50 milyonluk devasa bir seçmen kitlesi.
Bir başka ifadeyle...
Toplam seçmen sayısının yüzde 78'i emekli ve asgari ücretlilerden oluşuyor!
Seçimin kaderini onlar belirleyecek...
xxx
Asgari ücretli ya da emeklilerin tamamı evli olmayabilir, ama çocuklar var.
Evli olmayanların yerine çocukları hesaba katmak gerekiyor.
Yani...
Her durumda bu kitlelerin seçmen sayısı 50 milyonun üzerinde.
xxx
Deprem nedeniyle ikinci plana itilmiş gibi görünse de emeklilerin ve asgari ücretlilerin geçim sıkıntısı ülkenin en önemli sorunu.
Tamamına yakını "açlık sınırı" kabul edilen 9 bin 425 liranın altındaki maaşla mucizevi bir şekilde yaşamaya çalışıyor.
Enflasyondan en fazla bu kitleler etkileniyor.
Kira ödeyemeyen, et, süt, peynir, zeytin ve şimdi de ramazan pidesi alamayan milyonlar var.
O nedenle emekli ve asgari ücretlilerin sorunlarını çözmeden seçime gitmek, siyasi akla sığacak bir şey değil!
İktidarın taban seviyesindeki aylığına 2 bin lira ekleyerek yaptığı düzenlemenin, sadece 4 milyon emekliyi kapsaması, yaklaşık 11 milyon emeklinin kapsam dışında bırakılması, yaşanan ağır yoksulluğun yeterince algılanamadığını gösteriyor.
Emeklilerin buna nasıl tepki verir?
Anlaşılan iyi hesaplanmamış...
xxx
İktidarın emeklilere zam verip karşılığında oy almak istediği açık.
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, sadece en düşük maaşın artırılmasını eleştirenlere şöyle tepki gösterdi:
- "Yaptığımız düzenlemenin karşılığını vatandaştan almamamız için yapılan bir dezenformasyon."
"...Karşılığını vatandaştan almamamız...." vurgusuna dikkat!
Karşılığı ne?
Oy.
Kimden?
Emekliden.
Oysa...
Emekliler dahil tüm vatandaşların refah seviyelerini artırıp insanca yaşam koşullarını oluşturmak iktidarların görevidir. Bunun için seçime kadar beklenmez ve "karşılığını almak" gibi hesaplar yapılmaz...
xxx
Belli ki "al gülüm, ver gülüm" hesabı yapılmış.
Ama hesap eksik...
Açıklanan zammın bir aldatmacadan ibaret olduğu hemen ortaya çıktı.
Madem çirkin pazarlık başladı.
Peki emekliler almadan verir mi?
İktidar bu sorunun yanıtını düşünmeli...
xxx
Düzenlemeyi gerçek bir zam olarak görmek mümkün değil.
Çünkü kök maaşa zam yapılmadan en düşük aylık 5 bin 500 liradan 7 bin 500 liraya çıkacak.
Açıktan 2 bin lira verilecek.
Ne zaman?
Nisan'da.
Bu zamdan 3 ay sonra, Temmuz'da emeklilere 6 aylık tüketici enflasyonu oranında farkı ödenecek.
Varsayalım ki fark yüzde 30 olsun.
En düşük kök maaşı, 2000 yılından önce emekli olanlar için 6 bin 093 lira, 2000 yılı sonrası için 3 bin 777 lira.
Yüzde 30 enflasyon farkıyla birlikte kök maaşı 7 bin 500 liranın üzerine çıkmayan hiç kimse zam alamayacak.
Daha açık söylemek gerekirse, tabandan aylık alan EYT'liler dahil 4 milyon emekliye Temmuz ayında ya enflasyon farkı hiç ödenmeyecek, ya da 400 lira gibi düşük bir artış sağlanacak.
İllüzyon işte bu...
Şimdi zam alanlar Temmuz'da alamayacak, şimdi zam alamayanlar Temmuz artışından yararlanacak.
Sonuçta zam aldığını zannedenler hiçbir şey almamış olacak...
xxx
Henüz yasa çıkmadı. Hala düzeltme fırsatı var. Yapılacak zam tüm emeklileri kapsamalı ve kök maaş üzerinden gerçekleşmeli.
Yoksa, 4 milyon emeklinin maaşı 2 bin lira artarken, yukarıdaki milyonlarca emeklinin maaşı tabana çakılmış ya da yaklaştırılmış olacak.
Bu durum emeklileri öfkelendiriyor.
Ayrıca...
Sadece emekli zammı yetmez.
Asgari ücretliler de kendilerine verilen "ek zam" sözünün yerine getirilmesini bekliyor...
Aldığımız bilgi, bu konuda çalışma yapıldığı yönünde.
Büyük ihtimalle, emeklilerin ardından asgari ücret zammı açıklanacak.
Ne de olsa "al gülüm, ver gülüm" sezonundayız!...