Şöyle ezber bozan bir soruyla başlayalım. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna HDP adayı ve Erdoğan kalırsa Altılı Masa bileşeni partiler kimi destekler? Sürüp giden bu tuhaf rejimi sonlandırmak için “yüreklerine taş basıp” HDP adayını desteklerler mi?
Türkiye’de geniş bir kesim yıllardır “HDP AKP ile anlaştı” yaygarası yapmaya bayılıyor.
İşin enteresan tarafı bu grup HDP hariç her siyasi eğilim içinde bulunuyor.
Ulusalcısı, İslamcısı, Solcusu, Ülkücüsü… bayılıyor bu konuda komplo teorisi üretmeye.
Türkiye’nin en kangren meselesi Kürt meselesinin “Çözüm sürecinde” bile, HDP ile temas kurulması, “HDP ile AKP anlaştı!” şeklinde ilkel bir bakış açısıyla yargılanmıştı.
Hayır, Kürt meselesi çözülürken masada olması gereken HDP değil Zafer Partisi mi olmalı?
Tüm bunları söylememin sebebi HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın Cumhurbaşkanı seçimlerinde kendi adaylarını çıkartacaklarını açıklaması.
Bunu söyler söylemez “HDP-AKP Anlaştı” ekibi bildik sazını çalmaya başladı.
Zaten belliydi, bunlara güven olmaz, bölücüler…nakaratları tekrar edilip durdu.
Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim.
HDP neden aday çıkarmasın?
Ya da Selahattin Demirtaş’ın sorduğu gibi soralım:
"HDP bir siyasi parti değil de, kendisini dikkate almayacak bir adayı destekleme derneği midir?”
Adını bile anmaktan imtina ettiğiniz partinin size ihanet ettiği fikrine nerden kapıldınız?
HDP 2021 yılı Eylül ayında “Tutum Belgesi”ni açıklarken kendi Cumhurbaşkanı adaylarını çıkarabileceklerini söylemedi mi?
5 Ocak günü siyasi açıdan ibretlik bir gündü. Aynı gün hem Anayasa Mahkemesi HDP’ye yapılan hazine yardımını dondurdu, hem de Altılı Masa en uzun ve kapsamlı toplantısını yaptı.
10 saatlik toplantı sonunda HDP’ye hazine yardımının dondurulmasıyla ilgili tek satırlık bir açıklama dahi yoktu. Aynı Altılı Masa Haydar Baş’ın oğluna miras bıraktığı ve siyasi ağırlığı bir köy kalkındırma derneği kadar olan particik için bile kendi içinde uzun ve sancılı tartışmalar yaşamıştı.
HDP’nin kendi adayını çıkarmasına en net tepkiyi gazeteci Merdan Yanardağ şöyle verdi:
“Millet İttifakı'nın adayını görmeden, görüşmeden, ortak adayda ısrar etmeden alınan bu karar, sadece Erdoğan iktidarına hizmet eder.. Gericilikle ikinci kez çözüm arayışı herkes için yıkım olur. HDP'nin Türkiye partisi olma iddiasını çöpe atar. Çok tuhaf!”
Tuhaf olan HDP’nin siyasi irade beyanında mı bulunması yoksa Altılı Masa’nın PAF takımı gibi yandaki toprak sahada seçim gelene kadar düz koşular yapmasını istemek mi? Anlamakta güçlük çekiyorum.
Kapatma davası HDP’ye, hesaplarına bloke HDP’ye, seçim çalışmalarına engel HDP’ye, gözaltılar, hapisler HDP’ye….
Aman ha birlikte görünmeyelim laf-söz olur tavrı HDP’ye. Tüm bunlara rağmen HDP aday çıkarırsa AKP’ye yarar.
HDP’nin oylarının çantada keklik olmadığını gösteren ve tabanına kulak veren HDP’yi bu akıllıca hamle için tebrik etmek yerine hala HDP’yi suçlamak için gerçekten çok kirli bir bilinçaltına sahip olmak gerekir.
Hatta bunu bir araştırma verisi ile de destekleyelim. Spectrum House Araştırma Merkezi'nin Kürt Seçmen Eğilimi raporunda, HDP’li seçmenin yüzde 74'ü "HDP cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday çıkarmalı" diyor. İkinci turda ise HDP'lilerin yüzde 76,3'ü, adaya bakmaksızın partisinin işaret edeceği isme oy verecek.
Yani bu kadar politize ve disiplinli bir seçmen kitlesini size destek verecek rezerv PAF takımı olarak görüyorsanız bu HDP’nin değil sizin siyasetten ve 50 yıllık Kürt hareketinden hiçbir şey anlamamış olduğunuza delalet eder.
HDP’nin aday çıkarmasına bozulanlar bir de şu açıdan bakabilirler. Belki de hiç HDP oylarına ihtiyaç duymayacak bir performans göstermeliler. O zaman HDP konusunda isterlerse Katolik rahipler gibi sonsuza kadar suskunluk yemini bile edebilirler. Şartlar öyle değilse ve nostaljik bir ifadeyle “Somut şartların somut tahlili” HDP’yi dikkate almayı gerektiriyorsa Altılı Masa bunun gereğini eninde sonunda yapmak zorunda.
Demirtaş bu konuda ne demişti hatırlayalım: “Ortak aday için HDP elinden geleni yapmıştır ve yine Sayın Buldan’ın açıklamasında belirttiği gibi kapıları tümden de kapatmamıştır. Bundan sonraki sorumluluk ve adım atma iradesi muhalefetin. Sonuç olarak HDP, doğru ve olması gerektiği gibi, kararlarını alarak ilerliyor. HDP’nin aday çıkarmasına “Oylar bölünecek, seçim bitti.” diye bakmak yerine HDP’yi neden çekemedik, neden yanlarında olmadık diye sormak daha faydalı.”
Daha açık nasıl ifade edilir bilmiyorum?
HDP basit bir şey söylüyor.
Bir şey istiyorsanız bunu muhatabına söyleyin, içinize atmayın
Araştırmacı Özer Sencar bu durumu şöyle özetliyor:
HDP’nin kendi adayıyla seçime girmesini değerlendiren Özer Sencar, muhalefetin oyunu istedikleri partiye gerekli nezaketi gösteremediği, HDP'nin kendileri açısından doğru bir hamlede bulunduğu görüşünde.
‘’Eğer demokratik bir düşünce ya da HDP’li olarak olaya bakarsanız yapılması gereken tam da buydu." diyen Sencar, muhalefetin HDP'nin oyunu cebinde gördüğünü ve HDP'ye kıymet vermeden oylarını istediğini belirtiyor.
Muhalefetin HDP'ye yönelik bu tavrını "saygısız" olarak niteleyen Sencar, "HDP’liler buna bir şekilde cevap vermiş oldular. Kendileri açısından doğru bir hareket. Ama muhalefet birisinden oy istiyorsa, onunla kamuoyu önünde itibar kazandıracak şekilde görüşmek zorunda. Bunu göremediler maalesef… Oyunu istedikleri partiye gerekli nezaket ve saygıyı gösterdikleri kanaatinde değilim.’’ yorumunda bulundu.
Tabi bu siyasi değerlendirmeler dışında bir de HDP’ye sorulan şöyle aymazca sorular var. “İslamcı-faşist iktidara karşı ortak mücadeleden yana değil misiniz?” Özellikle son 10 yılda HDP’lilerin yaşadıklarının onda birini bile yaşamamış bu tatlı su muhaliflerinin sorularını dikkat almak bile lafı-sözü zayi etmekten öteye gitmez.
HDP kendi adayını çıkarma açıklamasıyla Altılı Masa ile kendi arasına bir duvar örmedi. Bilakis siyasi eğilim olarak kendi gücünün altını çizdi. Altılı Masa’da oturup oy oranı ve siyasi etkinliği sıfıra yakın partilerin bile ahkam kestiği bir siyasi iklimde HDP’nin bu kadar çıkışı olsun, değil mi?
HDP’nin üzerinde sallanan “Kapatırız.” kılıcının seçimler geçinceye kadar yerinde kalması için bile olsa bu tavır doğru bir siyasi hamle değil mi HDP açısından? Başka bir ifadeyle ilk turda kendi adayını çıkartıp ikinci turda “Beni kapatırsanız ben de sizin siyasi hayatınızı bitiririm” tavrı çok mu kirli siyaset olarak geliyor size?
Bunu diyorsanız yalnızca Demirtaş ve binlerce HDP’linin yıllardır hukuksuzca hapiste tutulmalarına bir tepki verseydiniz bari. Birkaç utangaç ve kaçamak açıklama dışında bu tarihi ayıba ses ettiniz de HDP seçmeni mi duymadı?
Tabi bunun HDP için de siyasi sonuçları olacaktır. HDP adayı muhtemelen partinin aldığı oy oranının altında bir oy alacaktır. Bunu anlamak için Sırrı Süreyya Önder’in İBB seçimlerinde aldığı yüzde 4.8 oy oranına veya Demirtaş’ın Cumhurbaşkanı seçimlerinde aldığı yüzde 9.76 oy oranına bakmak kafi. Normalde HDP oy oranı İstanbul’da ve Türkiye’de yüzde 12 civarında. Bu da HDP’yi olduğundan daha güçsüz gösterebilir.
Şimdi Altılı Masa için şapkaları masaya koyup düşünme zamanı. HDP kendi adayını çıkarıp Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırsa o 2 haftalık çalkantılarla dolu süreci yaşamak istiyor mu yoksa istemiyor mu?
HDP'nin aday çıkarmasına itiraz edenler, aynı itirazın onda birini HDP’nin Mansur Yavaş'ın adını anarak itiraz etmesini dikkate alsalar bile bir şey yapmış olurlar.
HDP’nin aday çıkarmasına şampiyonluk ihtimali düşük bir takımın onurlu mücadelesine “Sanki şampiyon olacak da bize karşı bu kadar azimle top oynuyor.” diyerek bakan kibirli ve pederşahi tarzından herkes ivedilikle vazgeçmeli.
Siyaset ve spor mezarlıkları rakibine saygı duymayan şampiyon namzetleriyle doludur.
Son olarak, sahi HDP niçin kuruldu? Ve işlevi neydi?
Kürtlerin, ezilenlerin, tüm azınlıkların ve dezavantajlı grupların acılarını ve sorunlarını meclise taşımak mıydı asli işlevi yoksa birilerini milletvekili, birilerini Cumhurbaşkanı yapmak için kurulmuş bir oy devşirme organizasyonu muydu? Cumhuriyetin ve demokrasinin kurtarılma işlevini omuzlarına yıktığınız özelde Kürtler genelde HDP en ufak bir fayda görmüş mü bu gayretinden ötürü?
Geçtim sol/sosyalist “Halkların kendi kaderini tayin hakkı” söylemini, Kürdün kendi Cumhurbaşkanı adayını bile çıkarmasını, nasıl bir Cumhurbaşkanı olmalı önerisini bile duymaya tahammül edemeyenler, HDP’den her seçimde yüreğine taş basıp tatava yapmamasını istiyorlar.
Sırrı Süreyya Önder’in dediği gibi HDP seçmeninin “Yüreğinde taş basacak yer kalmadı.”
Tüm bu olanlara rağmen HDP basit bir şey istiyor;
Müzakere ve diyalog.
Bir eleştiriniz varsa bunu her an kapatılma riskiyle boğuşan HDP’ye değil Altılı Masa’ya yöneltin. Özellikle de İYİ Parti’ye yöneltin.
HDP seçmeni şu sorunun cevabını arıyor;
Seçim öncesi HDP ile görünmekten bile çekinenler iktidara gelince neler yapar?