Aslında piyasanın nasıl darmadağın edildiğinin resmidir. Faizler türlü türlü, çeşit çeşit. Aralarında 2-3 kat olan faizler var. Döviz kurunda da sadece MB, bankalar, büfeler, Kapalıçarşı kurları arasındaki ciddi farklardan, alış – satış kuru arasında 40 kuruşa varan farklardan söz etmiyorum. Şimdi vatandaşa farklı kur, ihracatçı şirkete farklı kur (“katlı kur”) uygulaması da başladı.
Faizlere bakalım. Merkez Bankası’nın politika faizi yüzde 9.
Şirkete kredi faizi yüzde 13, vatandaşa ihtiyaç kredisi faizi bu oranın iki katından fazla. Şirketler arası vadeli işlemlerde yüzde 40 – 50 faiz var.
1 aylık ile 3 aylık mevduat faizi arasında da iki kata yakın fark var.
Döviz mevduatında da durum aynı. Çeşit çeşit faiz var.
Vatandaş döviz mevduatı yaparsa faiz yüzde 0,01.
Bankalar yurtdışı dövizini getirir Merkez Bankası’na koyarsa yüzde 4,5.
Vatandaş döviz mevduatının yarısını bozarsa kalan dövize yüzde 2.5 faiz var.
Hazine’nin döviz cinsi borçlanmasında faiz yüzde 9 – 10 arasında!
Bu tablonun gösterdiği şey şu: Ekonomi yönetiminin müdahale edemediği tek alandaki faiz oranları, ikili alışverişler ve şirketler arası vadeli ticaretteki faiz oranı (yüzde 40’ın üstü!) piyasa koşullarında oluşmuş, gerçekçi bir oran. Sadece o 2023 enflasyon beklentileriyle (yüzde 40 – 50 arası) ilişkili. Bir de Hazine’nin dış borçlanma faizleri piyasa koşullarını yansıtıyor. O da zaten yüzde 9 – 10’u buluyor. Nebati’nin makroihtiyati tedbirleri yabancı kreditörlere işlemiyor. Diğer faizlerin hepsi yapay, genelgeyle yönergeyle dayatılmış, dikte edilmiş, karşısına yaptırım, cezalandırma yazılmış faizler!
Katlı kur da başladı
Faizler kadar olmasa da kurda da aynı şey var. Türlü türlü dolar kuru görülüyor piyasada. Büyük bankalarda dolar alış kuru en düşük 18,66’dan başlıyor. Satış kuru 19 liranın üzerinde. Bazı bankalarda alış satış kuru arasında 40 kuruşa ulaşan farklar var.
TCMB kuru 18,81,
Kapalıçarşı’da dün 19.40’ı gördü.
Şimdi daha önemli bir şey oldu. Ekonomist Uğur Gürses, Aydınlık Ekonomi Müdürü Recep Erçin’in kulis haberindeki bilgilere dayanarak yazmıştı: Katlı kur uygulaması düşünülüyor, diye. Dün sabah uyandık, başlamış!
Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğe göre, “Yurt dışı kaynaklı dövizlerin” yüzde 40’ının Merkez Bankasına satılmasında, kalan yüzde 60’lık kısmın Türk Lirası vadeli mevduat ve katılma hesaplarına dönüştürülmesinde yüzde 2 döviz dönüşüm desteği (prim) sağlanacak. Tek şart, Merkez Bankasınca belirlenecek sürede döviz alımı yapmayacaklarını taahhüt etmeleri… Sosyal medya kullanıcısı 507’nin esprisini de burada paylaşalım:
Kafanızı karıştırmayayım. Ezcümle bu, şirket dövizlerinin vatandaşın dövizinden yüzde 2 daha pahalı (bugünkü kurun yüzde 2’si olarak düşünürsek 0,376 kuruş daha pahalı alınacağı) anlamına geliyor.
8 – 10 çeşit faiz
5 – 6 farklı kur!
Bu manzaraya baktıkça o karikatür geliyor aklıma. Leman Dergisi’nin… Eski bir karikatür. Yanlış hatırlamıyorsam 2001 veya 2002 olmalı… Kriz zamanı. Bu karikatür, benim de uzun yıllar çalıştığım Dünya Gazetesi’nin Bağcılar binasında yazı işleri katında yıllarca asılı kaldı. Fakat sanıyorum asıl anlamını Nebati zamanında buldu.
Çünkü… O vakitler Merkez Bankası’nın müdahalesi -olması gerektiği gibi, açık, ilanlı, ihaleli idi, şeffaftı. Karikatür piyasa üzerindeki etkisini ele alıyor. Fakat memurların elindeki soplar, “sopalı ekonomiye” geçtiğimiz bugünlerde anlamını buldu. Balonu yeniden yazsak şöyle olurdu herhalde: Kaçııın! Nebati piyasaya müdahale ediyor!
Yeni öğrendik. Marketlere yine haber salmış: İndirime devam edin!
Bu da Nebati’nin enflasyonla mücadelesi oluyor.