İBRAHİM EKİNCİ
AKP, bir “eski Türkiye adeti” olarak OVP, Enflasyon Raporu, Kalkınma Programları açıklamaya devam ediyor. Aslında plan, programla başları pek hoş değil, hazzetmiyorlar da bu belgeleri, bir çeşit seçim bildirgesine dönüştürüp propaganda etkisinden yararlanmak için açıklamaya devam ediyorlar. Propaganda etkisi diyorum çünkü, genellikle gerçekçilikten, hesap kitaptan azade oluyorlar. Düşünsenize, 2011 yılında Sanayi Strateji belgesi açıklayıp, 4 yıl sonunda Türkiye’nin “Avrasya’nın teknoloji merkezi” olacağını söylemişlerdi. Düşünsenize, eğer plan program hedefleri tutsaydı, bu yıl Türkiye 2 trilyon dolarlık bir ekonomi olacaktı. İhracat 500 milyar dolar, kişi başına gelir de 25 bin dolar olacaktı.
Şimdi yeni bir kamu belgesi geldi. 12. Kalkınma Planı... Diyor ki 2028 yılında enflasyon yüzde 4.7 olacak!
Oysaki bundan bir önceki Kalkınma Planı’nda da 2023’te enflasyon yüzde 5 olacak denilmişti. Enflasyon yüzde 61.5!
Biliniyor... AKP sözcüleri bize ekonomide sürekli bir “başarı hikâyesi” anlattı. Hatta bu son kriz biraz seslerini kısmadan önce ekonomide mucize derekesinde bir başarı anlattılar. Bakan Şimşek, önceki bakanlık döneminde, ucuz dolara vurup, “Ekonomiyi 3 kat büyüttük” diye anlatıyordu.
Yeri geldi vatandaşa “mucize” anlatımının kanıtları yollar, tüneller, köprüler oldu. Oysaki kalkınma otoyol uzunluklarıyla ölçülmüyor. Hangi ülke çok sayıda tüneli, köprüsü var diye kalkınmış sayılıyor?
Şimdi de 12. Kalkınma Planı’nı sundular. Bizi kalkındıracaklarmış... Yine masal. Size bunun masal olduğunun 21 yıllık kanıtını gösterebilirim. Sayfadaki tabloya (Tablo1) dikkatle bakmanızı rica ederim. Türkiye ve aynı gelişmişlik seviyesinde sayılan 11 ülkeyi aldım. Rakamlar, Dünya Bankası’nın.
2003 – 2022 arası milli hasıla rakamlarının, bu ülkelerde kişi başına gelirin nereden nereye geldiğine bakın.
12 ülke içinde Türkiye, sondan ikincidir. Hem milli hasıla büyümesinde hem kişi başına gelirde...
Bu mucize değil, başarı değil, başarısızlık bile değil, bu; amiyane tabirle tam anlamıyla nal toplamaktır.
Çin, 2003 – 2022 arasında ekonomisini 11 kat büyütmüş. Kişi başına gelirini 10 kat büyütmüş. Endonezya ekonomisini yaklaşık 6 kat, kişi başına gelirini 4,5 kat büyütmüş. Romanya, ekonomisini 5,2 kat büyütmüş, kişi başına gelirini 6 kat büyütmüş. Eğer bir mucizeden söz edeceksek, bu ülkeler mucize yaratmış diyelim. Çin mucize yaratmıştır gerçek anlamda. 30 yıl içinde, dünyanın ikinci büyük ekonomisi haline gelmiştir. Hindistan ekonomisini 5,6 kat büyütmüştür.
Türkiye? Türkiye 21 yıl içinde ekonomisini 2,9 kat büyütebildi. Kişi başına gelirini 2,25 kat büyütebildi. 12 ülke içinde sadece Meksika’dan daha iyi bir performans gösterebildi. Performansı, Türkiye ile aynı gelişmişlik seviyesindeki diğer 10 ülkenin tamamından daha kötüdür.
AKP, Türkiye’de hükümet olduğunda (2003) kişi başına gelir 4 bin 705 dolardı. 2022 sonu itibariyle 10.616 dolardır. Şili, aşağı yukarı aynı miktarda (4.284 dolar) kişi başına gelirini 15.355 dolara yükseltti.
Nerededir bu ekonomik başarı? Nerede bu kalkınma?
Gerçi kalkınmış ekonomiler, ülkeler derken... Milli hasıla büyüklüğü, kişi başına gelir büyüklüğü önemli ama tek ölçü değil. İnsani gelişmişlik ölçüleri de çok önemli.
Peki, bizim tablomuz nedir?
CB Yardımcısı Cevdet Yılmaz, planın sunumunda diyor ki, “Gelecek 30 yılda dünyayı şekillendirmesi beklenen gelişmeleri dikkate alarak ülkeyi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefi doğrultusunda...”
2002, AKP seçim programı da söz ediyor “muasır medeniyet”ten...
Çeyrek yüzyıl sonra... Ve Türkiye, dünyada medeniyet ölçüsü sayılan bütün kriterlerde irtifa kaybederken...
Basın özgürlüğü?
Hukukun üstünlüğü?
Yolsuzluğun kontrolü?
Demokrasi?
İnsani özgürlükler?
Üniversite sıralamaları?
Sefalet endeksi?
AKP, bu göstergelerin hangisinde Türkiye’yi bir basamak yukarı taşıdı ki, 21 yıl sonra toplumun karşısına çıkmış, kalkınmadan söz ediyor?
Sayfadaki tabloyu geçen yıl hazırlamıştım. (Tablo2) Buyurun bakın!
Yıl 2023’tür. Birçok göstergede durum daha da ağırlaşmıştır. Türkiye daha da irtifa kaybetmiştir. Hülasa, Türkiye tam anlamıyla, her yönden çok ciddi bir medeniyet kaybı yaşarken, sırf bu yüzden uluslararası kuruluşlardan kovulma riski ile yüz yüzeyken bize muasır medeniyet vadeden kalkınma planı anlatılıyor.
Türkiye, enflasyonu patlattıktan sonra dünya sefalet endeksinde birinci sıraya yükselmişken, bunu “başaran” hükümet, bize kalkınma vadediyor!
Acaba, AKP, “muasır medeniyet”ten ne anlıyor?
Kalkınma Programı’nın bazı hedefine bakalım:
“Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayii ihracatından yüzde 17 pay almasını” hedefliyor.
Bu hedefi önümüze koyan hükümet ile 2008 yılına kadar yüzde 6 civarında olan yüksek teknolojili ürün ihracat payını yüzde 3’ün altına çeken hükümet aynı. 2023 yılı ocak – ağustos itibariyle en iyi veri: % 3.6!
Kalkınma programın bir başka hedefi:
2028’e kadar, “Dünyanın en değerli 100 markası arasında en az beş markamızın yer alması...”
Bu hedefi önümüze koyan hükümet, yaklaşık 15 yıl önce Turquality Programı başlatarak ve yüz milyonlarca dolar kaynak akıtarak “10 yılda 10 Global Marka” yaratacağını vadeden hükümetle aynı.
Boğaziçi’nde dünya çapında hocaları kapıdan içeri sokmayan, son olarak da harem selamlık uygulamaları başlatan; 71 üniversiteye hiç uluslararası atıf almış yayını olmayan, 68 üniversiteye hiç uluslararası yayını olmayan rektör atayan hükümet; “en az 5 üniversitemizi dünyanın ilk 100 üniversitesi arasına” sokacakmış!
Güler misiniz, ağlar mısınız?
"Kalkınma sürecinde insan odaklılık, katılımcılık, kapsayıcılık, hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkelerini esas alan bütüncül bir yaklaşım izlenecek”miş.
“Cumhurbaşkanı’nın kaç uçağı var sorusuna”, “yeteri kadar” cevabı veren hükümet vadediyor bunu! Soru önergelerinin yüzde 90’ına cevap vermeye tenezzül bile etmeyen hükümet şeffaflık vadediyor.
"KİT yönetişim reformu hayata geçirilecek"miş.
Bunu da 70 milyar dolar özelleştirmeden sonra elde kalan değerli kamu şirketlerini Varlık Fonu’nda toplayıp, İhale Kanunu’ndan, Sayıştay denetiminden ari bir mevzuatla kendi kontrolü altına alan hükümet söylüyor.
“KİT’lerin nitelikli personel istihdam etmeleri sağlanacak”mış.
Bunu da devlete AKP, MHP yandaşı olmayan tek bir kişi bile sokmayan hükümet söylüyor!
"Harcama programları gözden geçirilerek rasyonelleştirilmeye devam edilecek”miş.
Bunu da elindeki en stratejik olanaklardan biri olan Boğazlar’ı bypass edecek uyduruk rant projesi Kanal İstanbul peşinde koşanlar diyor.
Diyeceğim, Türkiye AKP liderliğinde kalkınamaz. Üniversiteleri yıkarken, genç, eğitimli ve yüksek kapasiteli nüfusumuzu iterken, kaybederken, eğitimde sadece dine yüklenirken bu olmaz, olamaz. İmkânsızdır.