AKP’nin, biraz da şehir efsanesi olan “sanığa kravat indirimi”nden, toplumun duyduğu rahatsızlığı bertaraf etmek için hazırladığı yasa değişikliği teklifindeki “pişmanlık indirimi” düzenlemeleri, kadına karşı şiddeti artırmaya aday hükümler içeriyor. Teklifin “sadece pişmanlığı”, indirim nedeni olarak somutlaştırması, hafızalardaki yerini koruyan Serpil Erfındık cinayetindeki “pişmanlık indirimi”nin kurumsallaşması endişesini artırıyor.
Teklife göre kadını yaralayan erkek, çiçek alarak evine gittiğinde ve eşinin hastane masraflarını karşıladığında ceza indirimine bir adım yaklaşmış olacak. Aynı şekilde kadını tehdit eden erkeğin, “o sırada çok sinirliydim, pişmanım” diyerek gönül almaya çalışması da “pişmanlık indirimi”nin yolunu açabilecek.
Bekir Bozdağ’ın, önceki Adalet Bakanlığı döneminde çıkarılan “tecavüzcülere af” yasasını savunmaya yönelik sözleri hafızalardayken, geçtiğimiz Ocak ayı sonunda yeniden Adalet Bakanı olarak atanmasıyla gözler yeniden bu ismin üzerine çevrilmişti. Acaba şimdi ne yapacaktı?
Bozdağ’ın ilk çalışmalarından biri, “iyi hal” indirimini yeniden düzenlemeye yönelik yasa teklifinin hazırlanması oldu. Bozdağ, mahkemelerin sanıklara “iyi hal indirimi”ni, “kravat taktıkları için, duruşmalarda hakimlere saygılı davrandıkları için verildiğini ve bunun düzeltilmesi gerektiğini” savunuyordu. Nitekim toplumda da -biraz da popülist yargı muhabiri meslektaşlarımızın haberlerinin etkisiyle- böyle bir algı vardı. Bu nedenle Bozdağ’ın açıklamaları ve ardından hazırlanan yasa teklifi, içeriği çok fazla tartışılmaksızın, olumlu karşılandı.
Elbette teklifin, kadına karşı işlenen suçlara verilecek cezalarda artırım öngörüyor olması da olumlu havanın oluşmasında etkiliydi. Öyle ki birçok kadın kuruluşunun temsilcisi, teklifi açıktan övmese bile, “yetmez ama evet kıvamındaki” açıklamalarla değerlendirdi.
Sadece bazı baroların temsilcilerinden, yasa teklifindeki “pişmanlık” kriterinin muğlaklığına dikkat çeken açıklamalar geldi.
PİŞMANLIĞIN, “İYİLEŞTİREN” BİR SİHİRLİ DEĞNEĞİ Mİ VAR?
Acaba sorun sadece teklifteki düzenlemenin muğlaklığı mıydı yoksa “pişmanlık indirimi” yeni sorunların bariz işareti miydi?
Aslında bu sorunun cevabını; yasa metninde, metnin gerekçesinde, Türk Ceza Kanunu’ndaki “pişmanlık tanımları”nda ve Serpil Erfındık cinayeti başta olmak üzere Yargıtay’ın ceza ve hukuk dairelerinin kararlarında bulmak mümkün.
Önce yasa teklifine ve gerekçesine bakmak yerinde olacak. TCK’nın, cezalarda altıda bir (1/6) indirim öngören 62’nci maddesindeki mevcut halini ve teklifin neler öngördüğünü beraberce inceleyelim:
Mevcut yasa (TCK: 62/2): Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir.
Teklif: Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki pişmanlığını gösteren davranışları veya cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri göz önünde bulundurulabilir.
Görüldüğü üzere yasanın mevcut hali hakime, “indirim nedeni olarak yargılama sürecindeki davranışları dikkat almalısın” diyor. Teklif ise “yargılama sürecindeki pişmanlığı gösteren davranışlar”ın dikkate alınmasını istiyor.
Bu durumda bize de TCK’ya göre “pişmanlığı gösteren” davranış nedir, “pişmanlık” nedir? Bu sorunun cevabını aramak düşüyor.
Önce teklif gerekçesinde arayalım. Teklif metninin gerekçesinden aktarıyoruz:
“Düzenleme uyarınca, failin fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışlarından, pişmanlık göstergesi sayılamayacak olanları, takdiri indirim nedeni olarak kabul edilmeyecektir. Başka bir deyişle, failin fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki pişmanlığını samimi olarak göstermesi gerekmektedir. Örneğin failin; fiilden sonra ortaya çıkan zararı kendisinden beklenebilecek ölçüde gidermesi veya zararın büyümesini engellemek için ciddi çaba sarf etmesi, gerçeğin ortaya çıkarılmasına önemli ölçüde katkıda bulunması ya da olayın aydınlatılmasında aktif fayda sağlaması gibi içten pişmanlığım gösteren davranışları, takdiri indirim nedeni olarak sayılabilecektir.”
Bu gerekçeyi okuyan biri hukukta bir “pişmanlık göstergesi tablosu” olduğunu zannedebilir. Öyle bir tablo elbette yok. Hatta TCK açıkça, “pişmanlık: şudur” deyip bir tanım da yapmıyor.
Sadece “etkin pişmanlık”, “yağma, uyuşturucu ticareti, kalpazanlık, örgüt kurma, zimmet, rüşvet, firar, organ kaçakçılığı ve kişiyi hürriyetinden alıkoyma” gibi suçlarda kritere bağlanmış durumda.
TCK, bu suçları işleyenlerin, “uğranılan zararı aynen iade etmesi, suçtan önceki haline getirmesi veya tanzim etmesi” hallerinde cezalarında indirim yapılmasını düzenliyor.
Örneğin halk arasındaki tabirle “kız kaçıran” bir sanık, zorla kaçırdığı kadını, ona bir zarar vermeksizin, güvenli bir yere bırakırsa “pişmanlığını” açıkça göstermiş oluyor. Bir bakıma “suçtan önceki haline getiriyor” ve mevcut uygulamada da ceza indirimi alıyor.
Şu anda gündemde olan yasa teklifi de kadına şiddet uygulayan failin “pişmanlıktan faydalanabilmesi” için “fiilden sonra ortaya çıkan zararı kendisinden beklenebilecek ölçüde gidermesi” ve “gerçeğin ortaya çıkarılmasına önemli ölçüde katkıda bulunması” gibi şartları yeterli buluyor. Tıpkı rüşvette, zimmette, kalpazanlıkta ve “etkin pişmanlık” uygulanabilen yukarıda saydığımız diğer suçlarda olduğu gibi.
İlk bakışta, “bir kadına şiddet uygulayan kişi ortaya çıkan zararı nasıl giderebilir ki? Kadında oluşan fiziki yarayı iyileştirecek bir sihirli değneğe sahip değilse ceza indiriminden faydalanamayacak demektir” diyebilirsiniz ama sıkı durun.
SERPİL ERFINDIK ÖRNEĞİ KURUMSALLAŞIYOR MU?
Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet olayları karşısında yargının verdiği kararlar ağırlıklı olarak “iyi hal indirimi”nden ziyade “tahrik indirimi” nedeniyle tartışıldı.
Pişmanlığa dayalı “iyi hal” indiriminin en somut örneği ise İzmir’de 2013 yılında işlenen bir kadın cinayetiydi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Görevlisi Serpil Erfındık boşandığı eşi Vedat Atik tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Vedat Atik, tam da şimdi yasa teklifinin öngördüğü gibi, cinayeti işledikten sonra teslim oldu, yargılama aşamasında suçu kabul ederek olayın aydınlatılmasında güçlük çıkarmadı. Sanık, yargılama sırasında kendisini, “pişmanım, keşke böyle bir şey olmasaydı. Yaşanmasaydı bu olay” diyerek savundu.
İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi Vedat Atik’i önce “eski eşini kasten öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum etti, cezayı “yargılama sürecindeki iyi hali ve gösterdiği pişmanlık” nedeniyle 25 yıl süreli hapse çevirdi.
Kararı, “pişmanlık, iyi hal indirimi olarak kabul edilemez” diyen İzmir Başsavcılığı ile Aile ve Sosyal hizmetler Bakanlığı temyiz etti. Ancak Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi de kararı bu haliyle onadı. Yani artık Yargıtay’a göre de “pişmanlık” iyi hal indirimi sebebi oluyordu.
Yargıtay’daki “indirim için pişmanlık yeter” içerikli kararlar sadece İzmir’deki Serpil Erfındık cinayetinde verilen kararla sınırlı değildi.
Yargıtay 4’üncü Ceza Dairesi de pek çok kararında “etkin pişmanlık” kapsamında olmayan ve “suçtan sonra giderilebilecek veya yerine konulacak maddi bir zarar ortaya çıkmayan” tehdit suçlarında, “sanık pişmanlık duyduğunu söylemektedir, bunun indirim nedeni yapılması gerekir” dedi. (4. Ceza Dairesi Esas No: 2019/5865. Karar No: 2021/29957, Esas No: 2020/15473, Karar No: 2021/29296)
Yargıtay’ın boşanma davalarına bakan 2’inci Hukuk Dairesi de kocanın kadına uyguladığı şiddetten sonra özür dilemesini ve kadının bu özrü kabul etmesini “her şey eski haline döndü” olarak bakıyor. Kadının kocasının özrünü kabul etmesini “pişmanlığın kabulü”, “kocasını affetmesi” olarak değerlendiriyor.
Sözün özü Yargıtay, daha teklif yasalaşmadan “pişmanlığı” indirim nedeni olarak kabul etmeye hazır görünüyor.
Yargıdan şimdiye kadar çıkmış olan bu kararlar şu haklı soruları gündeme getiriyor:
-Kadına karşı şiddet uygulayan erkek olaydan sonra eşine bir çiçek alarak gittiğinde ve pişman olduğunu belirttiğinde indirimden –başkaca bir şart aranmaksızın- yararlanabilecek mi?
-Teklif “pişmanlığı”, “eski haline getirme” şartına bağladığına göre örneğin eşine şiddet uygulayan bir erkek kadının hastane masraflarını karşılayarak, “bakın ben eşimi eski haline getirdim, pişmanım” dediğinde başkaca bir koşul aranmadan indirimden yararlanabilecek mi?
- Aynı şekilde eşini veya birlikte olduğu kadını mesajlarla tehdit eden erkek, kadının bu nedenle dava açtığını fark ettiği aşamadan sonra olsa bile, yine mesajlarla, “daha önceki yazdıklarından dolayı pişman olduğunu” belirttiğinde “tamam indirimden yararlanabilirsin” mi denilecek?
“VEYA”NIN BAĞLAÇTAN ÖTE SIRRI
Mevcut yasa “iyi hal” indirimin uygulanabilmesi için, “failin geçmişinin, sosyal ilişkilerinin, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışlarının, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkilerinin” bir bütün halde değerlendirilmesini hükmediyor.
Oysa ki teklif, “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki pişmanlığını gösteren davranışları veya cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri” diyor. Yani “cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri”ni “veya” diyerek ayırıp sanığın iyi hal indirimi alma şansını ikiye katlamış oluyor.
Bir başka deyişle yasanın mevcut halinde sanığın iyi hal indirimi alması için “geçmişi”, “sosyal ilişkileri”, “yargılama sürecindeki davranışları” ve “cezanın onun geleceği üzerindeki etkileri” topluca belirleyici oluyordu ama teklife eklenen “veya” bağlacıyla sadece “cezanın failin geleceği üzerindeki etkisi” bile (diğer şartlar aranmaksızın) iyi hal indirimi gerekçesi olarak kabul edilebilecek.
ERTELEME KOLAYLAŞIYOR
Mahkemelerin kadına yönelik şiddet davalarında sanık için “pişmanlığa dayalı iyi hal indirimi” kararı vermesi ve böylelikle sanığa verilen cezanın 2 yılın altına düşmesi halinde, hükmolunan cezanın ertelenmesinin kolaylaşmasının yolu da açılıyor.
Çünkü TCK’nın 51’inci maddesinde bir kişi hakkında iki yıl veya daha az süreli hapis cezasının ertelenebilmesi için üç şart bulunuyor.
Bu şartlardan biri de söz konusu 51’inci maddede, “Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması” şeklinde düzenleniyor. Yani mahkeme “kadına şiddet” davasının sanığının cezasında pişmanlığa dayalı bir indirim yaparsa cezasının infazının ertelenmesi de kolaylaşıyor.
Öyle anlaşılıyor ki AKP’nin Meclis’e sunduğu teklif yasalaşırsa, bundan sonra indirimlerin adı “iyi hal indirimi” yerine “pişmanlık indirimi” olarak anılacak. Ve kadın kuruluşları şimdi çok da ses çıkarmadıkları bu “pişmanlık indirimi” için yine uzun yıllar mücadele etmek zorunda kalacak.