Otomotiv sektöründe Çin haricinde kalan ülkelerde yaşanan sıkıntılar bir türlü durulmak bilmiyor. Geçtiğimiz haftalarda yazılarımda da bir çok defa bahsettiğim üzere, dev gruplar önemli sıkıntılarla karşı karşıyalar. Alman üreticiler zorlanıyor, Stellantis'in yaratıcısı olan Carlos Tavares istifa etti, Nissan çok zorda. İşte bu hafta da otomotiv sektörüne Nissan ve Honda'nın birleşme niyeti damgasını vurdu.
Pazartesi yapılan açıklamada Japon otomobil üreticileri Honda ve Nissan, fosil yakıtlardan uzaklaşan dönüşüm sürecinde otomotiv sektöründe yaşanan büyük değişimlere yanıt olarak, satış hacmi bakımından dünyanın üçüncü büyük otomobil üreticisini oluşturacak bir birleşme için çalışacaklarını açıkladı.
İki şirket, Pazartesi günü bir mutabakat zaptı imzaladıklarını ve Nissan'ın daha küçük ittifak ortağı Mitsubishi Motors'un da birleşme görüşmelerine katılmayı kabul ettiğini duyurdu.
Bütün yazılarımda benzer cümleler yazıyorum ama, Japon otomobil üreticileri de elektrikli araçlar konusunda büyük rakiplerinin gerisinde kaldılar ve maliyetleri düşürmeye ve Çin'in BYD gibi yeni gelenleri ve Tesla gibi pazar liderlerinin pazar payını ele geçirmesi karşısında yaşadıkları zaman ve para kayıplarını telafi etmeye çalışıyorlar.
Honda'nın başkanı Toshihiro Mibe, Honda ve Nissan'ın faaliyetlerini ortak bir holding şirketi altında birleştirmeyi planladıklarını söyledi. Honda, yeni yönetimi yönetecek ve her iki şirketin ilkelerini ve markalarını koruyacak. Haziran ayına kadar resmi bir birleşme anlaşmasına varmayı ve 2026 yılının Ağustos ayına kadar işlemi tamamlayarak holding şirketini Tokyo Borsası'nda listelemeyi hedeflediklerini belirtti.
Mibe, herhangi bir finansal değer belirtilmediğini ve resmi görüşmelerin yeni başladığını söyledi.
"İncelenmesi ve tartışılması gereken noktalar var," dedi. "Açıkça konuşmak gerekirse, bunun gerçekleşmeme ihtimali sıfır değil."
Bir birleşme, üç otomobil üreticisinin piyasa değerine dayanarak 50 milyar dolardan fazla bir değere sahip bir dev yaratabilir. Honda, Nissan ve Mitsubishi bir araya geldiklerinde, en azından adet olarak baktığımızda Toyota ve Volkswagen AG ile rekabet edecek ölçeğe ulaşabilir. Toyota, aynı zamanda Mazda ve Subaru ile teknoloji ortaklıklarına da sahip.
Bu bir süredir büyük sıkıntıda olduğu belirtilen Nissan'a yönelik ilk haber değil. Aralık ayının başlarında Tayvanlı iPhone üreticisi Foxconn'un, Nissan'ın diğer ittifak ortağı Renault'dan hisse alarak Nissan ile bir ortaklık kurmaya niyeti olduğu yönünde de haberler çıkmış ancak resmi bir şekilde doğrulanmamıştı.
Bir birleşmeden sonra bile Toyota, 2023'te ürettiği 11,5 milyon araçla Japonya'nın önde gelen otomobil üreticisi olmaya devam edecek. Eğer üç şirket birleşirse, yılda toplam yaklaşık 8 milyon araç üretecekler. 2023'te Honda 4 milyon, Nissan 3,4 milyon, Mitsubishi Motors ise biraz fazla 1 milyon araç üretti.
"Her iki tarafın da bu mobilite dönüşümünde lider olması için, belirli alanlarda iş birliğinden daha cesur bir değişiklik yapmamız gerektiğini fark ettik," dedi Mibe.
Nissan, Honda ve Mitsubishi daha önce elektrikli araç bataryaları gibi bileşenleri paylaşma ve elektrifikasyona daha iyi uyum sağlamak için otonom sürüş yazılımı üzerinde ortak araştırma yapma konusunda anlaşmıştı.
Nissan, bilindiği gibi eski başkanı Carlos Ghosn'un 2018'in sonlarında dolandırıcılık ve şirket varlıklarının kötüye kullanımı suçlamalarıyla tutuklanmasının ardından sıkıntılı bir döneme girdi. Ghosn, bu suçlamaları reddetmişti, daha sonra kefaletle serbest bırakıldı ve Lübnan'a kaçtı.
Ghosn, bu hafta Tokyo'daki gazetecilere video bağlantısı aracılığıyla yaptığı açıklamada, planlanan birleşmeyi "çaresiz bir hamle" olarak nitelendirdi.
İşin teknik tarafından bakarsak, Honda daha çok Accord ve Civic gibi geleneksel sedanlarıyla, Nissan ise farklı büyüklüklerde ve bazıları gerçekten çok büyük arazi performansına sahip olan SUV'leriyle birbirlerini tamamlayabilecek ürün gamlarına sahip markalar. Bu açıdan baktığımızda birleşmenin iki tarafın da eksiklerini kapatma yönünde faydası olabilir. Nissan ayrıca elektrikli araç üretiminde yılların deneyimine ve Honda'nın kendi elektrikli araçlarını ve bir sonraki nesil hibritlerini geliştirmesine yardımcı olabilecek hibrit güç aktarma organlarına sahip.
Nissan CEO'su Uchida da bu birleşme gerçekleşirse, daha geniş bir müşteri kitlesine çok daha büyük bir değer sunabileceklerini düşündüklerini ifade etti.
Ancak şirket, Kasım ayında, 9.000 işten çıkarma yapacağını (küresel iş gücünün %6'sı) ve küresel üretim kapasitesini %20 oranında azaltacağını açıklamıştı. Çeyrek dönem zararı 9,3 milyar yen (61 milyon dolar) olarak raporlanmıştı.
Şirket son zamanlarda yönetiminde değişiklikler de yaptı ve CEO Uchida, mali sıkıntılar için sorumluluğu kabul ederek maaşında %50 kesinti yaptı. Nissan'ın daha verimli olması ve pazar taleplerine, artan maliyetlere ve diğer küresel değişikliklere daha iyi yanıt vermesi gerektiğini söyledi.
Fitch Ratings, Nissan'ın kredi görünümünü "negatif" olarak düşürdü ve kârlılığın kötüleşmesini, kısmen Kuzey Amerika pazarındaki fiyat indirimlerine bağladı. Ancak şirketin güçlü bir finansal yapısı ve 1,44 trilyon yen (9,4 milyar dolar) nakit rezervine sahip olduğunu belirtti.
Pazartesi günü düzenlenen bir basın toplantısında Japonya Kabine Baş Sekreteri Yoshimasa Hayashi, otomobil üreticilerinin planlarının ayrıntılarına yorum yapmayacağını, ancak Japon şirketlerinin hızla değişen piyasada rekabetçi kalmaları gerektiğini şu sözlerle söyledi:
"Otomobil sektörünü çevreleyen iş ortamı büyük ölçüde değişiyor, enerji depolama pilleri ve yazılımlar konusundaki rekabet gücü giderek daha önemli hale geliyor. Uluslararası rekabette ayakta kalmak için gereken önlemlerin alınmasını bekliyoruz".
Bu birleşme hikayesi sektörde son birleşme hikayesi de olmayacak gibi görünüyor. Elektrikli ve otonom araçlar çağının başlarında, firmalar büyük yatırım maliyetlerini karşılayabilmek ve bu işe çok erken uyanmış olan Çin'in ve Tesla'nın baskısı karşısında bir an önce çözüm üretebilmek için birbirlerinden destek alma arayışlarını sürdürecekler gibi görünüyor. Önümüzdeki bir iki yıl bu çalkantılı süreçlerle geçecek. Bundan en fazla 5 sene sonra ise elektrikli araç şarj istasyonlarının kapladığı alanları ve otonom araçları konuşuyor olacağız.
Evren Aybars kimdir?
Evren Aybars, 1978 yılında Ankara'da doğmuş bir makine mühendisidir. Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesi'ni ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü'nü tamamladıktan sonra iş hayatına atılmıştır.
Aybars, makine mühendisliği kariyerinin yanı sıra gastronomi alanında da aktif olarak yazılar yazmakta ve tarifler paylaşmaktadır. Ayrıca, otomotiv sektöründeki gelişmeler ve teknolojiler üzerine de yazılar kaleme almaktadır.